31 Ocak 1990 günü Prof. Dr. Muammer Aksoy, 6 Ekim’inde Doç. Dr. Bahriye Üçok, 24 Ocak 1993’de Uğur Mumcu ve 21 Ekim 1999 sabahı ise Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı ve daha niceleri bizler için, yarınlar için, güzel günler için HEDEF olmuştur!

Türkiye bu cinayetleri aydınlatmadan aydınlığa çıkamaz!

Çünkü Onlar, , bu ülkenin aydınlık geleceğinin en önemli mihenk taşlarıdır.

Bu taşlar çekildiğinde ülke başınıza yıkılır!

Öldürülmelerine rağmen yolumuzu aydınlatan mihenk taşlarından bu nedenle hala korkulmakta, unutturulmak istenilmektedir.

Çünkü ülkesini, insanını seven, emperyalizme karşı mücadele eden, aydınlık geleceği inşa etmek için kendini feda edenlerdir onlar…

Onların açtığı yolda ilerleyerek varabileceğimiz güzel günler için dökülen kanlarının hesabı sorulmalıdır!

Emperyalistlerin, maşaların, geleceğimiz karartmak isteyenlerin hain emellerine ulaşamamasının yolu KARANLIKLARI AYDINLATMAKTAN GEÇİYOR.

Sen, ben, o… Hepimiz onlarız aslında. Çocuklarımız, yarınlarımız onların sayesinde var!

Yarınları borçlu olduğumuz aydınlarımızın, gazetecilerimizin, dün maruz kaldıkları bugünün habercisiyken ders almadık!

Ama yarını kurtarmak için bugün hala bir şansımız var!

Hiçbir zaman geç değildir!

Yeter ki biz aydınlık gelecek için bir şey yapmak isteyelim!

Aydıncılık gelecek mümkündür!..