YUSUFCAN GÜDÜK
İçişleri Bakanlığı tarafından Hakkâri Belediyesine kayyım atanmasına yönelik tepkiler devam ediyor. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Hakkari belediyesine kayyum atanmasını sokağa inerek proteste etti. Özgür Çocuk Parkında toplanan platform paydaşları
DEM Parti Mersin İl Başkanlığı da "Kayyım anlayışını reddediyoruz" yazılı pankartla eyleme katıldı. Eylemde katılıcılar “Direne direne kazanacağız", "Baskılar bizi yıldıramaz" şeklinde
Sloganları atarken geniş güvenlik önlemi dikkat çekti.
“HALK İRADESİ BASKI ALTINDA”
Platform adına hazırlanan bildiriyi okuyan İHD temsilcisi Avukat Gazi İnci, kayyım uygulamasına bahane olarak belediye başkanı M. Sıddık Akış’ın 2014 yılından bu yana devam eden bir davası bahane edilerek Belediye Başkanı gözaltına alındığını anımsattı.
“Türkiye toplumu, demokratik bir rejimde kabulü mümkün olmayan halk iradesine karşı, otoriter rejim uygulamalarının baskısı altında kalmaya devam ediyor” diyen İnci, “Bu anti demokratik uygulamaların inşasında, 15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminden sonra yapılan düzenlemeler yani darbe girişimi bir dönüm noktası olmuştur.
Otoriter rejimin tahkim edilmesinde 19 Ağustos 2016 tarihi önemli bir yer tutmaktadır. İktidarın otoriter rejimi tahkim etme niyetini apaçık gösterdiği bu tarihte, yani 19 Ağustos 2016’da belediyelere kayyım atanmasının yolunu açan 411 Sayılı Torba Yasa tasarısı TBMM’den geçirilmek istenmişse de, TBMM’den istediği sonucu çıkaramayan iktidar, halk iradesini yok saymak için 1 Eylül 2016 tarihli 674 Sayılı KHK ile 5393 Sayılı Belediye Kanununun 45.maddesinde değişiklik yaparak belediyelere kayyım atama yetkisi almış, aynı zamanda belediyelerin taşınır mallarına el koyma ve çalışanlarını görevden uzaklaştırma yetkisini de valilik ve kaymakamlıklara vermişti.
Sözünü ettiğimiz 674 sayılı KHK’ye dayandırılarak 2016’da DBP’li toplam 95 belediyenin eş başkanları görevden alınarak yerlerine o yerlerin mülki amirleri olan vali ve kaymakamlar kayyım olarak atanmıştı.
Kayyım atama hukuksuzluğunu ‘terör’ kavramı üzerinden meşrulaştırmak isteyen iktidar temsilcileri, 31 Mart 2019 yerel yönetim seçimlerinden sonra da kayyım politikalarına devam etti.
31 Mart 2019 yerel yönetim seçimlerinin ardından, 19 Ağustos 2019 tarihinden itibaren İçişler Bakanlığı’nın kararıyla 3’ü büyükşehir, 5’i il, 33’ü ilçe ve 7’si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 HDP belediyesine kayyım atandı. Kayyım atanması demokratik olan tüm hak ve taleplerin askıya alındığını bir kez daha ortaya koydu. 2019 yılında yurttaşların temel hakkı olan seçme ve seçilme hakkı bir kez daha gasp edildi.. HDP’li 48 belediyeye kayyım atanması 4,5 milyonu aşkın yurttaşın iradesinin iktidar tarafından yok sayıldığını ortaya koydu.
31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Van halkının yüzde 55.48 oyunu alarak Van Büyükşehir Belediyesi başkanı seçilen Abdullah Zeydan’ın memnu haklarının iadesi kararı hukuka aykırı bir şekilde ortadan kaldırılarak Van halkının iradesi yok sayılarak kayyım atama girişiminde bulundu. Ancak İradesine sahip çıkan halkın geri adım atmaması üzerine Devlet halk iradesi karşısında geri adım attı ve Mazbatayı seçilmiş belediye başkanına vermek zorunda kaldı.
GÖRÜYORUZ Kİ DEVLET KAYYIM POLİTİKASINDAN VAZGEÇMİŞ DEĞİL!
03.06.2024 tarihinde İçişleri Bakanlığı kararı ile Hakkâri Belediye Eş başkanı Mehmet Sıddık Akış görevden uzaklaştırıldı. İçişleri Bakanlığı görevden uzaklaştırma kararının gerekçesi soyut olgulara dayanıyor. Örgüt yöneticiliği, tehdit gibi Yargının görev alanına giren gerekçeler sunmuşsa da henüz kesinleşmiş bir mahkeme kararı yoktur. Bakanlık, Yargılama erki yerine geçerek soruşturma ve yargılaması devam eden dosyaları gerekçe göstererek kayyım politikası izlemiştir. Unutulmamalıdır ki hakkında cezai hüküm kesinleşmeyen herkes Masumiyet Karinesi altındadır. İçişleri Bakanlığı’nın bu açıklama ve uzaklaştırma kararı hukuki değildir.
Seçme ve seçilme hakkına yönelik bu açık müdahale, anti demokratik bir tutum olup kabulü mümkün değildir. Nitekim; Avrupa Konseyi’ne bağlı Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, 23 Mart 2022 tarihli kararında, Türkiye’de hükümetin belediyelere atadığı kayyımların uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtmişti.
Hakkâri Belediyesine kayyım atama kararının hemen ardından Hakkâri ve Diyarbakır’da valilik kararıyla her türlü eylem ve etkinlik, gösteri vb. yasağı kararı alınmıştır.
Batman’da yapılmak istenen basın açıklamasına müdahale edilmiş ve üç kişi darp edilerek gözaltına alınmıştır.
Valiliklerin almış olduğu eylem ve etkinlik yasakları derhal geri çekilmeli, halkın anayasal, demokratik tepkilerine saygı gösterilmelidir.
Muhalefetteki herkes darbeye karşı çıkmalıdır. Bütün muhalefet partileri başta olmak üzere demokrasiden yana herkesi bu darbeye açık tavır almaya çağırıyoruz. Hakkâri belediyesinin gasp edilmesine karşı muhalefetin alacağı tavır Türkiye’nin yakın geleceğini belirleyecektir. Hakkari’den başlayan hak gaspı adım adım bütün ülkeye yayılmadan gerekli demokratik tepki gösterilmelidir.
Siyasal iktidarı demokratik ve barışçıl bir geleceğin inşası için bu kritik süreçte sorumluluk içerisinde davranmaya, geçmişten ders çıkartarak Hakkâri Belediyesi’ne atanan kayyımı geri çekmeye ve demokratik ve evrensel hukuk değerlerine dönmeye çağırıyoruz. Halk seçtiğini istiyor, halk iradesini istiyor, halkın iradesini geri verin!” dedi.