HEDİYE EROĞLU
Akdeniz Belediye Meclisi’nin 1. Dönem, 3. Toplantı, 1. Birleşim, 1. Oturumu, belediye hizmet binası konferans salonunda yapıldı. Toplantıda kayyum atama tartışması yaşandı. DEM Partililer Hakkari Belediyesine kayyum atanmasına tepki gösterirken, AKP’lilerin hukuk, adalet vurgusu yapması zaman zaman tansiyonun yükselmesine neden oldu.
“KAYYUM İRADE GASPIDIR, DEMOKRASİYE DARBEDİR”
DEM adına söz alan Özgür Çağlar , Hakkari Belediyesine kayyum atanmasına tepki göstererek, “Bütün güçlü ülkeler bir ülkeyi çökertmek isterse o ülkenin adalet sistemini çökertmek ister. Adliyelerin mahkeme salonlarında ‘adalet mülkün temelidir’ yazar ki burada mülk devlettir. Bir ülkede adalet olmazsa o ülke yıkılmaya mahkumdur. Tarihte de bu böyledir. Adalet sistemi bozulmaya başladıktan sonra o ülkeler çökmeye mahkumdur.
Bugün Hakkari’de kayyum atandı. Aslında Hz. Ali’nin bir sözü var; ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ der. Kayyum meselesi sadece DEM’in değil CHP’nin de, AKP’nin de tüm siyasi partilerin meselesidir. Kayyum irade gaspıdır, demokrasiye darbedir. Maalesef bu uygulamalardan bir türlü vazgeçilemiyor ama vazgeçilmesi gerekiyor. Vazgeçilmesi için toplumun tüm kesimlerinin bu kayyum uygulamasına karşı çıkılması, bu anti demokratik, anti hukuk uygulamalara güçlü bir şekilde tepki verilmesi gerekiyor. Kayyumu kabul etmiyoruz, hukuk çerçevesinde tepkimizi göstereceğiz” diye konuştu.
AKP’DEN ‘HUKUK’ ÇIKIŞI
AKP’li Meclis üyesi Mustafa Turan ise, hukuk kararlarına saygı duymak gerektiğini ifade ederek, “Kişisel bireysel olarak seçilmiş belediyelere kayyum atanmasını hoş karşılamıyorum, içime sindirmek konusunda zorluk yaşıyorum. Ama Türkiye’de eleştirilse de bir hukuk, düzen var. Acaba bu istenmeyen irade gaspı gibi görünen kayyum atayanlar mı suçlu, yoksa suça bulaşmış hukuk konusunda problemli insanları aday gösterip onların seçilmesini sağlayanlar mı suçlu? Biz kayyum atanan belediyede görevden alınan belediye başkanının neden alındığını bilmiyoruz. Varsayımlar üzerinden beyan etmeyi doğru bulmuyorum. Ama suça bulaşmış kişilerin aday, belediye başkanı yapılmasını da hoş karşılamıyorum” şeklinde konuştu.
Yine AKP’li Meclis Üyesi Aydın Eğin de, “Genel seçimleri yerelde meclisimizde konuşmamakta yarar görüyorum., Çünkü geçmişte biz bunları gördük yaşadık. Burada irade sizde tavsiyem genel seçimi meclisimizde konuşmamakta yarar olacaktır” dedi.
“TÜM SİYASİ PARTİLER KAYYUMA KARŞI SES ÇIKARTMAZSA BİR GÜN SIRA ONLARA DA GELİR”
CHP’li Meclis Üyesi Hamit Mert Avcı ise ilk olarak İsrail’in Gazze’deki insanlık dışı saldırıları kınayarak, “İsrail’i ve destekleyenleri kınıyorum., Müslümanlar gerçekten tekrar sınıfta kaldı. Müslümanlar İsrail ile baş edemiyor çünkü bir olamıyor. Müslümanlar aslında Suriye’de, Halepçe’de sınıfta kaldı. Eğer ki Halepçe’de, DEAŞ katliamlarında Müslümanlar tek vücut olup Ezidi çocuklar katledilirken güçlü bir ses çıkartmış olsaydı bugün İsrail’e karşı da güçlü bir ses çıkartmış olacaklardı. Ama maalesef Müslümanlar twitter’da WhatsApp gruplarından ses çıkarıyorlar.
Bir olmasak hiçbir zaman hiçbir yerde başarılı olamayız. Eğer ki kayyum açısından da tüm siyasi partiler ses çıkartmazsa bir gün sıra onlara da gelir. Kayyum açısından bu anlamda herkesin tek ses olması gerektiğini söylüyorum” ifadelerini kullandı.
“KAYYUM ATANIRSA BAŞKAN MECLİS İÇİNDEN SEÇİLMELİ”
CHP’li Meclis Üyesi Mahmut Dönmez de, CHP olarak kayyum mantığına karşı olduklarını anımsatarak, “Suç kişiye aittir. Kayyum mantığı ak parti grubu döneminde çıkmıştır. Keşke meclis kendi içinden bir başkan seçilse. Ama öyle olmuyor bakanlık kayyum atıyor. Geçmişte biz de benzer bir durum yaşadık. Yeni seçilmiştik 2 yıl olmuştu, buraya kayyum atandı. Bizim suçumuz ne? O dönemde AK Partili, HDP’li, CHP’li meclis üyeleri arkadaşlarımız vardı. Biz 3 yıl boyunca bir görev yapmadık. Ben de bunu doğru bulmuyorum” dedi.
“KAYYUMU KABUL ETMEYECEĞİZ. BİTTİ ESKİ DEVRAN”
DEM Parti Meclis Üyesi Yakup Danış ise AKP’ye yüklenerek, “Kayyumlara karşıyız denilerek cümleye güzel bir şekilde başladılar. Süslediler püslediler. Sonrasında da Türkiye’de ne kadar eleştirilse de bir hukuk sistemi olduğu söylendi. Bir suç unsuru var ise bununla ilgili gerekli işlemler yapılır denildi.
O zaman seçim öncesi doğum yerimizi bizden daha önce bilen, tüm adli sicil kayıtlarımızı alan, bizi ilk başta değerlendirmeye alıp, aday olup olmama konusunda YSK’nın günlerce karar alma sürecini bekleyen adayların suçu yok muydu da, seçim kazanıldıktan sonra hemen 2 ay içinde suç işlediler. Bunu da sorgulayın. Kendi adalet sisteminizden endişe duyuyorsanız bu da şuan kayyumun, darbenin ne kadar adaletsiz olduğunu gösteriyor.
Hukuk sisteminde çok iyi biliyorsunuz aday belirleme sürecinde YSK bizim kütüğümüze, yolda yürüdüğümüz her ana kadar inceleme yapar, sonra ‘adaysınız’ der. Halkın önüne çıkan tüm adaylar kazanır veya kazanmaz. Neticede bir seçim yapıldı ve Hakkari DEM Parti dedi, adayını seçti. 2 ay sonra Ali cengiz oyunları ile gözaltına almalar, polis zoruyla gasp edin kayyum atanıyor. Böyle bir dünya yok. Bunu kabul etmeyeceğiz. Bitti eski devran” şeklinde konuştu.
“AKDENİZ’İ KONUŞALIM, HİZMET ÜRETMEYE ÇALIŞALIM”
Tekrar söz alan AKP’li Mustafa Turan ise DEM’li Danış’a yanıt vererek, “Burada meclis üyesi arkadaşlarımız herkes kendi düşüncelerini ifade ediyor. Biz öyle süslü püslü ifadelerle birilerini etkileme çabasında değiliz. Evet ben kayyum olayından rahatsız oluyorum ama Türkiye’de bir kanun var. Ben bir hukukçu değilim ama benim aklıma şu geliyor devam etmekte olan bir mahkeme vardı ve kararını yeni verdi.
Mahkemenin karar vermediği bir konuda, herhangi bir ceza almadıysak, ‘senin adaylığın kabul edilmiyor’ denebilir mi? Denemez.
Akdeniz Belediyesini ilgilendirmiyor, Akdeniz’in gündeminde olmayan konuların meclisi getirilmesini, meclisin zamanının alınmasını şık bulmuyoruz. Evet bizim temsil ettiğimiz bir rozet, partimiz var ve haksızlığa uğrarsak cevap vermek zorunda kalıyoruz. Akdeniz ile ilgili sorunları sıkıntıları konuşalım ve hizmet üretmeye çalışalım. Sizin iyi niyetli güzel çalışmalarınıza destek olmaya çalışalım” dedi.
“KAYYUM; YEREL İDAREYİ GASP EDEN BİR DURUM”
Eş Başkan Nuriye Arslan da, genel siyaset yapmayı doğru bulmadığını ancak kayyum meselesini böyle bir konu olmadığını söyledi. “Yerel idareyi gasp eden bir durum” diyen Arslan, “Türkiye tarihinde böyle bir şey görülmemiştir. Cumhur İttifakı ile birlikte AKP iktidarından sonra böyle bir uygulama getirildi. Bu halkın vicdanında yeri olmayan bir uygulamadır. Kişi suçlu olabilir. Kanun nezdinde kusurlu olabilir. Bu seçimde sonra da tespit edilmiş olabilir. Onu alır ama mevzuat belli ortada, seçilmiş belediye meclis üyeleri arasından bir başkan seçilir. Belediye meclislerinde tüm siyasi partilerin temsilcileri var. Bu iradeyi tanımamaktır. Halka zulümdür. AKP’nin son yıllarda yaptığı bu hukuksuz uygulamalardan kaynaklı halk nezdinde bir geçerliliğinin kalmadığının cevabını seçimlerde vermiştir. Bu toplumu huzursuzluğa götüren bir pratiktir. Tüm Türkiye halkları tarafından bu uygulamanın kabul edilmeyeceğini bir kez daha söylüyoruz. Umut ediyoruz ki bu yanlıştan bir an önce dönülür. Toplumu daha fazla kutuplaştırmaya kimsenin hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.
“KAYYUM AKDENİZ’E BORÇ BIRAKTI”
Yine Eş Başkan Hoşyar Sarıyıldız da, kayyum meselesinin genel değil yereli de ilgilendiren bir konu olduğunu söyleyerek, “Bizler açısından üzüntüyle karşılanan az veya çok hukuken adalet uygulamasını zedelediğini düşündüğümüz bu kayyum uygulamaları... Akdeniz de kayyumdan nasibini almış kentlerden biri.
Akdeniz’de önceki yönetimin geçen yapmış olduğu bir açıklama vardı, önceki dönem başkanı borçlarla ilgili bir açıklama yapmıştı. ‘Biz belediyeyi borlarla devraldık’ diyordu. Çünkü kayyum belediyeyi yönetirken zaten toplumun vicdanını yaralayan yönetim mantığıyla hareket ediyordu ve belediyeler borç batağıyla devredilmişti. Bu Akdeniz Belediyesi’nin de borçla devredildiği bir pratiğe girmesine neden olmuştu. Hele hele biz bazı belediyelerimizde milyarları bulan borç yüklerinden bahsediyoruz. Bu insanın vicdanını yaralayan bir durumdu. Bu olabilecek bir durum değil. Vatandaş Anayasal en temel hakkını kullanıyor seçme ve seçilme ile ilgili. Seçime girilmiş, halk oyunu kullanmış, seçim gayet demokratik bir şekilde yürümüş, toplum da bunu içine sindirmiş ama aradan bir süre geçiyor ve bir kayyum uygulaması yaşanıyor.
“ÜLKEDE YAŞANAN EKONOMİK KRİZİN BİR SEBEBİ DE KAYYUM UYGULAMALARIDIR”
Kayyumun yarattığı tahribat sadece yerel düzeyde değil ülkenin dünya siyasetinde ki itibarı da zedeleniyor. Son kayyum uygulamaları nedeniyle Türkiye ekonomik anlamda dış yatırımcıların gelmekte çekindiği ülkelerden biri haline gelmiş urumda, ‘ben milyar dolarlık bir şirketim, Türkiye’ye geleceğim, burada fabrika açacağım, yatırım yapacağım ama bir bakıyorum milyonlarca insanın seçtiği bir belediye başkanına bir idarecinin kararıyla atama yapılıyorsa yarın bu benim şirketime de yapılabilir’ korkusuyla geri çekiliyor. Ülkede yaşanan ekonomik krizin bir sebebi de kayyum uygulamalarıdır.
“KAYYUMLAR, TOPLUMUN ADALET DUYGUSUNU ZEDELEDİ”
Diğer mesele toplumun vicdanı da yaralandı. Toplum; adalet duygusunun zedelendiğine karar verdi. Kayyumun uygulamaları hiçbir kesim tarafından benimsenmedi. Biz bu açıdan yaşananların bir köşe taşı bakımından herkesin dikkatini çekmesi gerektiğini, bunların Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak kaldığını bir daha yaşanmaması gerektiğini ve bir meclis olarak toplumun iradesiysek eğer bu meclisin görev süresince çalışabilmesi için kayyum uygulamalarının son bulması gerektiğine inanıyoruz.
Önceki yönetimde yapılan kayyum meclisi boşa düşürmüştü. Yaşanan bu kayyum atamasının da orada ki meclisi boşa düşüreceğini pratikte gördüğümüz için hassasiyetimiz yüksek. Bu yüzden meclis üyelerimizin bu konuları dile getirmiş olması bizleri memnun etti” şeklinde konuştu.