HEDİYE EROĞLU
Yaklaşık 3,5 milyon dekar tarım arazisi ve 40 bini aşkın çiftçiye sahip Mersin, tarım sektörünün önde gelen oyuncusu olmayı sürdürüyor.
Ülke tarımsal ihracatının yüzde 40’a varan kısmının karşılandığı Mersin’e tarımsal yatırım ilgisi günden güne artarken, mevcut üretim alanlarında kalite ve verimimin arttırılmasına yönelik faaliyetlerde kesintisiz devam ediyor.
NARENCİYENİN ADRESİ MERSİN
Türkiye yaklaşık 1,9 milyon ton ihracat ile dünya narenciye ihracatında ikinci sırada yer alırken, 1 milyon 585 bin 300 hektar yüzölçümüne sahip Mersin; 328 bin 401 hektarlık tarım alanı ve toplam bir milyon 661 bin 486 ton narenciye üretimi ile Türkiye’de 2’inci sırada yer alıyor.
Mersin; muz, çilek, limon, yenidünya, erik, nektarin, şeftali, kabak, taze bakla üretiminde birinci sırada olurken, badem, keçiboynuzu, patlıcan, salatalık, greyfurt, kayısı, avokado, nar, üzüm, pırasa, soya fasulyesi üretiminde 2’inci sırada bulunuyor.
Mersin tarım sektörünün gayri safi milli hasılaya katkısı 2004 yılında 2,7 milyar TL iken 2023 yılında 88,2 milyar TL’ye yükseldi. 2023 yıl sonu itibariyle kentin bitkisel üretim değeri 76,3 milyar TL olarak gerçekleşti.
Mersin’in 2023 yıl sonu itibariyle hayvansal üretim değeri 11,8 milyar TL olarak gerçekleşirken, su ürünleri üretim değeri 29,6 milyon TL olarak gerçekleşti.
MERSİN TARIMINA 2023’TE 324,5 MİLYON TL DESTEK GELDİ
İl genelinde yürütülen kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde toplam 666 proje yürütülürken bunların 147’sini tarım projeleri oluşturuyor. Kentte 2023 yılında tamamlanan 16 tarımsal proje için 2023 yılında 4 milyon 752 bin TL harcandı.
Mersin Valiliği’nin verilerine göre; 2023 yılı içerinde bitkisel üretim desteklemesi kapsamında 211,3 milyon TL, hayvancılık desteklemeleri kapsamında 99,3 milyon TL ve kırsal kalkınma yatırımları desteklemeleri kapsamında 13,9 milyon TL olmak üzere toplamda 324,5 milyon TL ödeme gerçekleşti.
TÜRKİYE’DE BİR İLK, MERSİN AGROPARK
Öte yandan Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip Mersin Tarım ve Gıda İhtisas Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin (Mersin Agropark) açılışı Mart ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti.
Mersin-Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin (TÜİOSB); 118 hektar üzerinde imar ve parselasyon planları onaylandı. 2023 yılı Nisan ayı itibariyle arsa tahsislerine başlanan bölgede, devam eden talepler dikkate alınarak yaklaşık 125 hektarlık alanın daha yer seçim süreci başlatıldı.
Ayrıca Anamur Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin 66,27 hektar alan üzerine kurulum işlemi tamamlanarak, tüzel kişilik kazandı. Karma OSB’ye geçiş kararı alınırken bölgenin kamulaştırma çalışmaları devam ediyor.
DÜNYANIN EN BÜYÜK3. HALİ MERSİN’DE
Mersin Merkez Hal Kompleksi üretici hal ve tüketici hal olarak; hizmet alanı, işlem hacmi ve kapasite bakımından; Türkiye, Balkanlar ve Ortadoğu’da birinci, Avrupa’da 2’inci ve dünyada 3’üncü sırada yer alırken, aylık bazda işlem gören mal miktarı ortalama 200-250 bin tonu buluyor.
TROPİK MEYVEDEN ÖRTÜ ALTINA MERSİN’DE HER ŞEY VAR
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Mersin Şubesi’nin 49’uncu dönem başkanlığına geçen yıl seçilen Başkanı Prof. Dr. Okan Özkaya, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde gazetemize özel değerlendirmelerde bulundu.
Tarım şehri Mersin’in genel bir değerlendirmesini yapan Özkaya, Tarsus bölgesinde daha geniş arazilerde hem turunçgil hem sert çekirdekli üretim yapılırken, doğuda ise daha küçük arazilerde tropik meyve üretimi yapıldığını işaret etti. Burada aynı zamanda örtü altı sebze üretimi yapıldığını da bildiren Özkaya, “Erdemli’den Aydıncık’a kadar olan bölgede de aynı şekilde turunçgilden başlayarak yine tropik meyve ve örtü altı üretim olduğunu görebiliyoruz. Bu konuda özellikle yaylalarımız çok kıymetli. Yaylarımız; kivi, yayla domatesi gibi sert çekirdekli ürünlerin Türkiye’de ilk ihracatının yapıldığı çok önemli üretim bölgeleridir.
Ayrıca son yıllarda Mut bölgemiz kayısı yetiştiriciliğinde önemli bir yer almaya başladı. Hemen yanında Gülnar yumuşak meyve türleri ile öne çıkıyor.
Yani Mersin dediğimizde tropik ürünler dahil olmak üzere tüm meyve sebzelerin yetiştiği bir tarım şehrinden bahsediyoruz” diye konuştu.
SULAMA PROJELERİ STRATEJİK ÖNEME SAHİP
Bu nedenle özellikle sulama projelerin in tamamlanmasının kent için çok önemli olduğunu aktaran Başkan Özkaya, bu konuda Mersin Valiliği bünyesindeki ilgili birimlerin verimli bir çalışma içerisinde olduğunu gördüklerini aktardı.
“Yatırım projeleri sürekli olarak değerlendiriliyor. Bazı projelerin tekrar revizyonu konusunda bilgilere de bizlere bilgiler veriliyor” diyen Prof. Dr. Okan Özkaya, “İlimizde sulamaya yönelik suyun tutulması ile alakalı birçok proje olduğunu görüyoruz. Çok ciddi bir koordinasyon var” dedi.
“TARIMSAL ÜRETİM PLANLAMASI YAVAŞ GERÇEKLEŞMELİ”
Tarımın en önemli sorunu olarak öne çıkan planlamaya yönelik hükümetin Tarımsal Üretim Planlama Yönetmeliği çalışmalarını da değerlendiren Özkaya, “Tarımın planlanmasını destekliyoruz. Bu pozitif bir hamle. Bu konuda tarımsal planlama ile ilgili son günlerde bir çalışma var. Biz kendi çekincelerimizi, gördüğümüz noktaları, hem bizim hem çiftçiler açısından düzeltilmesi gerekenler ile ilgili konuları ilgili birimlere ilettik. Bizimle birlikte ilgili diğer paydaşlarda teknik, pozitif bilimsel destek sunmaya çalıştı. İlimiz özelinde neler olabilir tarzında önerilerimizi sunduk. Bu konuda yavaş geçişler yapmak gerekiyor. Çok sert geçişler üretimde aksamalara kırılganlıklar neden olabilir.
Plansız bir üretim olması mümkün değil. Planlamanın yapılması gerekiyor. Ama tüm paydaşların içinde bulunduğu yavaş bir kademeli geçiş olmalı.
Bu konuda bakanlık ile çok rahat görüşmeler gerçekleştirebiliyoruz. Bilimsel teknik destekler ile sahada ki eksiklikler görülerek bunların uygulanması gerektiği kanaatindeyim.
Mevcut durumdaki üretimin de destelenmesi gerekiyor. Üreticilerin de kademeli geçişlerde aynı minvalde desteklenmesi şart.
“SÜRDÜREBİLİR BİR ÜRETİM PLANLAMASI YAPMAK GEREKİYOR”
Sürdürebilir bir üretim planlaması yapmak gerekiyor. Gıda pandemi sonrasında çok önemli bir yere taşındı. Meyve sebze tahıllar bunların varlığı stratejik hale geldi. Dolayısıyla burada çiftçilere verilecek teşvikler, planlamalar bir adım ileri gitti çünkü girdi maliyetlerinin işçi maliyetlerinin artması ile üretim maliyeti arttı. Sadece bizde değil dünyada da böyle bir değişim söz konusu. Bunu kontrol edebilmek önemli. Bu süreçlerin iyi yönetilmesi gerekiyor. Çiftçilerimizi üretimden vazgeçirmek değil teşvik edici belli önlemlerle katkılar sunarak üretimi devam ettirmek en büyük temel konumuz” şeklinde konuştu.