HEDİYE EROĞLU
Mersin’de İsrail’in Gazze’ye saldırılarının ardından hayatını kaybedenler için Cuma namazı sonrası gıyabi cenaze namazı kılınarak protesto eylemi gerçekleştirildi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik abluka ve saldırıları devam ediyor. İsrail ordusu, bir taraftan kara harekatına hazırlanırken, öte yandan hava saldırılarını sürdürüyor. Bununla birlikte saldırılar sonucunda Filistin’deki sivil ölümlerin sayısı da artıyor. Yaşanan sivil kayıplar hakkında açıklama yapan Filistin Sağlık Bakanlığı, saldırılar sonucunda 3 bin 500’den fazla vatandaşın hayatını kaybettiğini açıkladı.
İSRAİL LANETLENDİ
Kentte faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler tarafından, “Büyük Filistin Buluşması” etkinliği gerçekleştirildi.
Cuma namazında merkez Akdeniz ilçesindeki Ulu Camii’de buluşan STK’lar, siyasi partiler ve çok sayıda vatandaş, soykırım ve işlediği insan hakları ihlallerinden dolayı İsrail’i kınayarak, lanetledi.
Ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile alanı dolduran kalabalık sık sık, Filistin için destek sloganları attı.
“MASUMLARIN AKAN KANLARINI VE GÖZYAŞLARINI SADECE SEYREDEN SUSKUN DÜNYAYI UYANDIRMAK İÇİN BURADAYIZ”
Burada Mersin STK'lar Birliği adına bir basın açıklaması yapan Mustafa Erim, “Filistin Davasını dert edinen, Kudüs mücadelesini hayatının merkezine koyan, mazlumların ve kimsesizlerin dostları olan kardeşlerim. Hepinize selam olsun. 75 yıldır gasp edilen öz vatanlarında hürriyet mücadelesi veren Filistinli kardeşlerimize selam olsun. Peygamberlerden izler taşıyan miracın şehri Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya selam olsun.
Israil'in 17 Ekim'de Gazze'de bir hastaneyi bombalayarak aralarında bebeklerin, çocukların ve kadınların da bulunduğu yüzlerce Filistinli sivilin ölmesine neden olan saldırılarını kınamak için buradayız. Siyonizme karşı onurluca direnen Filistinli kardeşlerimizin yanında olmak, soylu direnişlerini selamlamak için buradayız. Masumların akan kanlarını ve gözyaşlarını sadece seyreden suskun dünyayı uyandırmak için buradayız Ölen insanlık haysiyetini yeniden diriltmek için buradayız.
Bugün Türkiye'den ses vereceğiz dünyaya, bugün Mersin'den ses vereceğiz dünyaya. Katliamlar karşısında suskun kalan dünyaya buradan gür bir sedayla haykıracağız. Susturun ölüm kusan bombalarınızı ve silahlarınızı, durdurun akan kanları, son verin ölümlere, kadınların, çocukların, sivillerin öldürülmelerine son verin artık.
İNGİLTERE, AMERİKA VE AVRUPA’YA TEPKİ
Buradan başta Amerika ve İngiltere olmak üzere tüm Avrupa ülkelerine sesleniyoruz: Kiminizin silah desteği verdiği, kiminizin diplomatik destek verdiği kiminizin de sessiz ve suskun kaldığı bu katliamda dökülen kanın, ölen her canın ve gözlerden akan yaşın mesulü sizlersiniz. Arsızca izlediğiniz katliamlar, dökülen kanlar ve gözyaşları zaman içinde bir sel olup başkentlerinizi başınıza yıkacaktır.
Mersin'den BM Güvenlik Konseyi, NATO, Avrupa Birliği, İslam Konferansı Örgütü ve Arap Birliği'ne sesleniyoruz. Uluslararası topluma sesleniyoruz: İsrail derhal işgal ettiği topraklardan çekilmelidir. Uluslararası hukuk ilkelerinin açıkça ihlal edildiği bu savaşta, tüm saldırılar ve şiddet eylemleri derhal durdurulmalıdır. Savaş suçu işleyen Katil Netenyahu Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanmalıdır. Uluslararası Toplumun şartsız kabul ettiği ve Başkenti Doğu Kudüs olan Bağımsız Filistin Devleti kurulmalıdır. Ortadoğu'da kalıcı barışın anahtarı Kudüs'tedir. Kudüs özgür olmalıdır özgür.
Savaş suçu işleyen Israil'e karşı insanlıktan da ses bekliyoruz. Çünkü zulmün ateşi insanlığı kuşatıyor. Bu zulüm karşısında susan insanlık kıyameti zorluyor. Bu sessizlik devam ederse bu zulüm bütün dünyayı saracaktır.
BU SAVAŞTA ULUSLARARASI HUKUK ÖLDÜRÜLDÜ
Aslına bu savaşta ölenler sadece kadınlar, mazlumlar, çocuklar ve siviller değildir. Bu savaşta uluslararası hukuk öldürülmüştür. Bu savaşta merhamet öldürülmüştür. Bu savaşta insanlık öldürülmüştür. Gazze'de bütün dünyanın sessiz bakışları arasında yaşanan vahşet ve soykırımda akan çocuk kanlarından toprak utanmıştır. Ağlayan mazlumların gözlerinden akan yaşlar yanaklarda derin izler bırakmıştır. Yavrusunun bedenini parçalar halinde torbalara yerleştiren anaların feryatları yürekleri dağlamıştır.
“MAZLUMLARIN YANINDA OLMAK BİZİM TARİHSEL SORUMLULUĞUMUZUN VE İNANCIMIZIN GEREĞİDİR”
Kuran-ı Kerim, ‘İçinizden yalnız zalimlere erişmeyecek olan fitne ve belâdan sakının; biliniz ki Allah'ın azabı şiddetlidir’ buyurmaktadır. Dolayısıyla bu ateşi durdurmak ve mazlumların yanında olmak bizim tarihsel sorumluluğumuzun ve inancımızın gereğidir. Çünkü bu düşmanlığın Filistin'le sınırlı olmadığını ve zaman ve zemin uygun olduğunda hedefteki ülkenin Türkiye olduğunu biliyoruz. Ama şunu iyice bilsinler ki, Türkiye Osmanlı bakiyesinin hamisidir ve öyle olmaya devam edecektir
İnsanlığın acı çektiği günlerin sona ermesi, Filistin ve Kudüs'ün özgür olması temennisiyle İsrail'i ve bu zulmü destekleyenleri kınıyoruz, lanetliyoruz. Biriken öfkemizin bir yumruk olup zulmün kafasına ineceği gün yakındır. Bugün dünyaya hakim olduğunu, güç ve kudret sahibi olduğunu düşünen emperyalistler ve küresel güçler bilsin ki hakiki güç ve kudret sahibi Allah'tır. Biz biliyoruz ki zafer inananlarındır ve zafer yakındır” dedi.