Haber Merkezi
Tepkilere rağmen yapımı hız kesmeyen Mersin’in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı mücadele sürüyor.
Akkuyu Nükleer Santralinin fay hattı üzerine yapılması ve çevresel faktörlerin bir nükleer santral yapmaya uygun olmaması büyük risklere yol açıyor. Çukurova Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nün 2021 yılında yayımladığı rapora göre Akkuyu’nun da üzerinde olduğu Kuzey Anadolu - Ecemiş fay hattında her 10 bin yılda bir 7’den büyük yıkıcı deprem olduğunu, son 17 bin yıldır ise yıkıcı deprem olmadığını ve her an olabileceğini belirtmişti.
Evrensel Gazetesi’nden Özlem Songül Abayoğlu’nun haberine göre, Akkuyu Nükleer Santralini Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikayet eden Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Nükleer Santrali Evrensel’e anlattı.
"PAHALIYA SATANDAN PAHALIYA ALMAK İSTİYORLAR"
Akkuyu Nükleer Santrali’nin aktif bir fay hattı üzerinde olduğunu vurgulayan Atal, “Üstelik bu santral, kendisini soğutamayacak kadar ısınmış Akdeniz’de bulunuyor. Nükleer santrallerin çalışması için deniz suyu sıcaklığı 28 C’yi geçmemesi gerekirken, ortalama deniz suyu sıcaklığı ortalama karasal sıcaklıktan daha yüksek gezegendeki tek nükleer sahası olan Akkuyu’da Meteroloji Genel Müdürlüğü ölçüm istasyonu 2022 Ağustos’unda 30,5 derece deniz suyu sıcaklığı ölçtü” dedi.
AVRUPA’DA DEPREM AÇISINDAN EN RİSKLİ ÜLKE TÜRKİYE
Avrupa Deprem Tehlikesi ve Risk Tesislerinin (EFEHR) yayımladığı deprem tehlike analizlerinde Avrupa’da deprem açısından en riskli ülkenin Türkiye olduğunun belirlediğine dikkat çeken Atal, “Elektriği 10 kat pahalı fiyata Rusya nükleerinden satın almak için çabalayan Enerji Bakanları ile 10 katı fiyata satmayı amaçlayan Rosatom ve Akkuyu NGS yönetim kurulu, hukuken geçerli üretim lisansı ve hukuken geçerli ÇED raporu olmayan ‘Akkuyu Gecekondusunu’ inşa etmeye devam ettiler” dedikten sonra Akkuyu Nükleer Santrali zemin betonu çatlamadan 3 yıl önce Akkuyu Nükleer A.Ş. kamu diplomasi Müdürü Faruk Uzel’in, “Zemin kotunun 1 metre altında taban suyunu izole edip kesemeyen mühendislik bilginizle, Akkuyu’da deniz kıyısında ve deniz seviyesinden 12 metre düşük kotta güvenli nükleer santral yapamazsınız” diyerek Rosatom şirketinin yeterli teknik kapasitesinin olmadığını belirtip istifa ettiğini hatırlattı.
“GEREKÇE BULAMAYINCA GEREKÇESİZ RED KARARI VERİLDİ”
Akkuyu nükleer santrali aleyhine açılan tüm davaların Anayasa, kanunlar ve uluslararası sözleşmeler uygulanmayarak reddedildiğini söyleyen Atal, “Hatta mahkemelerin tamamı kararlarına yazacak red gerekçesi bulamayarak, gerekçesiz red kararı verdiler” dedi. Tüm Akdeniz’i ve Ortadoğu’yu nükleer faciaya uğratacak olan Akkuyu Nükleer Santraline uluslararası hukukun müdahale etmesi gerektiğinden söz eden Atal, “Yapılmak istenilen Akkuyu nükleer santral projesi neden olacağı ölüm, göç ve sivil halkın fiziksel sağlığında oluşturacağı hasarlar nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü 7. Maddenin a, b, d ve k fıkralarını ihlal etmektedir.
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ
Bu santralin inşa edilmesinin insanlığa karşı suç olarak yargılanabilmesi için ya suç failleri Roma statüsünü tanıyan ülke yurttaşları olmalı ya da suç Roma Statüsünü tanıyan ülke topraklarında meydana gelmelidir. İnsanlığa karşı suçlu olarak şikayet ettiğimiz, 2009’dan bu yana görev yapan Enerji Bakanları Hilmi Güler, Taner Yıldız, Berat Albayrak, Fatih Dönmez, Akkuyu ve Rosatom yönetim kurulu üyelerinin neden olduğu ve olacağı nükleer facia süreci sınır aşan kirlilik yaratacağı ve nükleer kirlilik Roma Statüsünü tanıyan ülkeler olan Ürdün, Tunus, İspanya, Fransa, Yunanistan, Karadağ, Güney Kıbrıs Rum kesimine kadar etkili olacağından UCM’nin yargı yetkisi doğmuştur” ifadelerini kullandı.