BARIŞ ÇOBAN
Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu (İKK), Gezi Davası hükümlülerinin bir yıllık tutukluluk süreçlerine ilişkin basın açıklaması ile tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Mersin Şubesi önünde yapılan basın açıklamasını TMMOB İKK Genel Sekreteri ve Makine Mühendisleri Odası (MMO) Mersin Şube Başkanı İbrahim Yücesoy okudu.
UTANÇ KARARININ ÜZERİNDEN 1 YIL GEÇTİ
Ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında iktidarın güdümündeki mahkeme tarafından verilen utanç vesikası kararının üzerinden tam bir yıl geçtiğini söyleyen Yücesoy, “Aralarında TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi’nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1 yıldır Gezi Direnişini örgütledikleri gerekçesiyle cezaevinde tutuluyor.
FETÖ hükümlüsü emniyet mensuplarının uydurduğu delillerle, FETÖ firarisi savcının kurguladığı iddianameyle yürütülen yargı süreci, AKP İktidarının hukuk ve adalet anlayışının çarpıklığının en somut göstergesi olarak tarihe geçmiştir.
“SİYASİ İKTİDAR HUKUKU, HESAPLAŞMAKTAN, YÜZLEŞMEKTEN KORKTUĞU İÇİN KULLANIYOR”
Artık hepimiz biliyoruz ki; siyasi iktidar hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır.
Siyasi iktidar hukuku, kendi gelecek planı önündeki engelleri ortadan kaldırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır. Siyasi iktidar hukuku, siyaseten hesaplaşmaktan, siyaseten yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak kullanmaktadır.
Arkadaşlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.
“GEZİ; YÜZ AKIMIZ VE ONURLU TARİHİMİZİN BİR PARÇASIDIR”
Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.
İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.
Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.
365 gündür sürdürdüğümüz Adalet Nöbetleriyle, arkadaşlarımıza desteğimizi, arkadaşlarımızla dayanışmamızı dosta düşmana gösteriyoruz.
Tutuklu arkadaşlarımıza verilen ve hiç azalmadan devam eden toplumsal destek onların mücadelelerindeki haklılıklarının göstergesidir.
“ARKADAŞLARIMIZIN SUÇSUZLUĞUNA OLAN İNANCIMIZI GÖSTERMEK İÇİN NÖBET TUTUYORUZ”
Bizler AKP iktidarından adalet beklediğimiz için, AKP’nin oyuncağı haline gelmiş hakimlerden adaletli bir karar beklediğimiz için nöbet tutmuyoruz. Bizler arkadaşlarımızın suçsuzluğuna olan inancımızı göstermek için nöbet tutuyoruz.
Onların içerideki direngenliği ve yaratıcılığı bize nasıl güven veriyorsa, adalet arayışındaki bu kararlılığımızın onlara güç ve moral verdiğini bildiğimiz için nöbet tutuyoruz.
Gezi Davası, ülkemizdeki diğer pek çok örneği gibi hukuki değil, siyasi bir davadır. Gezi Davası’nda verilen mahkumiyet kararları, siyaseten verilmiş kararlardır. Bu kararların hükmü de, siyasi iktidarın ömrü kadardır. İnanıyoruz ki 14 Mayıs’tan sonra bu ülkede adalet yeniden işlemeye başlayacak. Yargı organları iktidarın talimatlarına göre değil hukuka göre karar vermeye başlayacak. Ve arkadaşlarımız özgürlüklerine yeniden kavuşacak. İnanıyoruz ki yirmi gün sonra bambaşka bir ülkeye uyanacağız. Tüm arkadaşlarımızla, özgürce, umutlu bir geleceği hep birlikte kuracağız. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” diye konuştu.