Tarsus’ta Emine Ekin’in evli olduğu Mahsun Ekinci tarafından öldürülmesi kadınlar tarafından protesto edildi.
Tarsus Kadın Platformu üyeleri, Halk Eğitim Merkezi önünde toplanarak Yarenlik Alanı’na yürüdü. Buradaki meydanda bir basın açıklaması yapan kadınlar, iktidara; “İstanbul Sözleşmesi uygulamada olsaydı Emine yaşıyor olacaktı” diye seslendi.
DEVLET BİR KADINI DAHA KORUMADI
Kadınlar adına açıklamayı okuyan Fadime Çağlan, Emine Ekinci’nin evli olduğu Mahsun Ekinci tarafından ateşli silahla öldürüldüğünü belirterek; “Geride henüz hiçbir şeyin farkında olmayan 2 küçük çocuk ve bir kadının yarım kalan hayatı, hayalleri kaldı. Devlet bir kadını daha korumadı. Tıpkı Eskişehir’de aynı gün sevgilisi olduğu iddia edilen erkek tarafından katledilen 22 yaşındaki Tuğçe Can gibi. Tıpkı katledilen diğer kardeşlerimiz gibi. Emine, ondan önceki kadın cinayetlerine engel olmadığınız, fail erkekleri koruduğunuz, 6284’ü uygulamadığınız için katledildi. Suçlu sizsiniz. Suçlu İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesh eden iktidarınızdır” dedi.
“MEDYA ERKEK ŞİDDETİNE BAHANE BULARAK ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRMASIN”
Kadınların hemen her gün cinsel şiddete, tacize ya da tecavüze uğradığını, her yeni güne kadın cinayeti haberi ile uyanıldığını belirten Fadime Çağlan, “Havuz medyası bu taciz, tecavüz, şiddet haberlerini sıradan vakalar olarak sayfalarına taşıyor. Erkek şiddetine bahaneler üreterek yapılan bu haberler ne yazık ki kadına yönelik şiddetin ateşini harlamaktadır. Buradan bir kez daha sesleniyoruz erkek şiddetine bahane bularak şiddeti meşrulaştırmayın, suç ortaklığına soyunmayın. Kadın cinayetleri münferit değil, politiktir” diye konuştu.
“FAİLLER İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN KALDIRILMASINDAN GÜÇ ALIYOR”
İçişleri Bakanının açıklamasına göre erkek şiddetinin geçen yıl 273 kadını öldürdüğünü anımsatan Fadime Çağlan açıklamada; “Bu rakama halen ‘şüpheli ölüm’ olarak görülenler dahil değil ne yazık ki. Türkiye'de 2008 yılından bu yana işlenmiş kadın cinayetlerinde ölen kadınlara ilişkin bilgi veren dijital arşiv anıtsayaç, 2023 yılının henüz 12. Gününde 10. kadın cinayetini işaret ediyor. Anıtsayaçta bu kadar kadın ismi yeter! Yeter artık bir kişi daha eksilmek istemiyoruz!
Bu rakamlarla birlikte İstanbul Sözleşmesinin birinci maddesine bakalım ‘Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadınlar ile erkekler arasındaki temel eşitliği teşvik etmek. Bu madde bile bize İstanbul Sözleşmesi’ni savunmakta ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. İşte fail erkekler tam da bu yüzden İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasından güç alıyor. İstanbul Sözleşmesi’nin gereği olarak çıkarılan 6284 Sayılı Yasa, devlete “şiddet mağdurlarının korunması, koruyucu ve önleyici tedbirler alınması, mağdurun desteklenmesi ve şiddetle mücadelede etkin mekanizmalar oluşturulması” görevi yüklemektedir” ifadelerine yer verdi
“DEVLETİN GÖREVİ AİLEYİ DEĞİL KADINLARI ŞİDDETE KARŞI KORUMAKTIR”
CEDAW’ın Türkiye’ye “kadınlar ile erkeklerin tüm ekonomik, sosyal, kültürel, medeni, siyasi haklardan eşit yararlanmalarını temin etme” sorumluluğunu yüklediğine işaret edilen açıklamada Fadime Çağlan şu ifadelere yer verdi; “Yani eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, 6284, CEDAW uygulansaydı Emine yaşıyor alacaktı.Emine de katledilen kadınların büyük çoğunluğu gibi kendi evinde evli olduğu erkek tarafından katledildi. Eş, eski eş, abi, baba, akraba sürekli en yakınımızdaki erkekler tarafından katlediliyoruz. Şiddet gördüğünüz aileler kadınların canları pahasına kutsanıyor. Evler adeta suç mahalli. Devletin görevi aileyi değil kadınları şiddete karşı korumaktır.
“HAYATLARIMIZ İÇİN, BİRBİRİMİZ İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Manisa”da ilk iki karısını öldüren erkeği pandemi bahanesiyle serbest bırakan sistem,3. kadının da katlinden sorumluluk duymak yerine anayasayı kadın kılık kıyafeti için değiştirmeye çalışıyor. Kadınların ne giyeceğine karar vermek yerine kadınların güven içinde özgürce yaşayabileceği ortamı yaratmaya çalışmak devletin görevidir. Bizler birbirimizi eşit, özgür ve hayatta istiyoruz. Hayatlarımız için, birbirimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz. Yılarca mücadele ederek kazandığımız ve bizden çaldıkları tüm haklarımızı geri alacağız Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Yaşasın kadın dayanışması.”