HEDİYE EROĞLU
Bartın Amasra’da 41 madencinin hayatına mal olan grizu patlaması sorası gözler yeniden maden işetmelerine çevrilirken Mersin’de de endişe verici bir gelişme yaşandığı ortaya çıktı. Mersin’de yer üstünde ki doğal kaynaklar taş ve mermer ocakları ile daha çok ekonomiye kazandırılmak istenirken, yer altına yönelik maden arama çalışmalarının da hız kazandığı görüldü.
Bu durum Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporları sayısındaki büyük artış ile gözler önüne serildi! Mersin maden çıkarma ÇED süreçleriyle ilgili araştırmacı yazar Abdullah Ayan yaptığı paylaşım ile rakamları gözler önüne serdi.
Ayan’ın verdiği bilgilere göre; Mersin’de 2013’te 6 ÇED başvuru yapılırken bu sayı 2014’te 21’e, 2015’te 25’e, 2016’da 79’a, 2017’de 59’a, 2018’de 92’ye, 2019’da 67’ye, 2020’de 73’e, 2021’de 94’e ulaştı. 2022 yılının ilk 9 ayında ise ÇED başvuru sayısı 64 oldu.
“ÇED’İ ADET YERİNİ BULSUN DİYE YAPIYORLAR”
Türkiye’nin bir maden haritası var. Buna göre bir planlama yapılmıyor ama maden arama ruhsatları veriliyor. Mersin’de de taş ve mermer ocakları başta olmak üzere doğal maden arama faaliyetleri giderek artıyor.
Maalesef ÇED’ler göstermelik raporlara dönüştü. Hatta bazı yerlerde ÇED’e gerek yoktur kararı bile çıkartılıyor. Halkın tepki vereceği yerlerde ÇED’i zorunlu kılıyorlar. ÇED’in içeriği dolu ama genelde maalesef uygulamada içi boş olarak karşımıza çıkıyor. ÇED dosyasına genelde hiçbir şekilde uyulmuyor. Yani adet yerini bulsun diye yapıyorlar. Bir yıllık sürede çok fazla maden arama, açma ruhsatı verilmesine karşı Doğu Akdeniz Çevre Platformu (DAÇE) olarak Türkiye genelinde 7 adet, ilan edilen 3 bin 154 maden sahasının toplu olarak ihalesinin iptali davası açtık. Türkiye’de yapılan vahşi madenciliğe karşı mücadelemiz sürüyor, sürecek” dedi.