“Geri döneceğiz” | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

“Geri döneceğiz”



 

GİZEM EKİCİ

Kamu Emekçiler Sendikası Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, 2016 yılında  çıkarılan ve binlerce emekçinin işinden edilmesine neden olan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işe iade talebiyle sürdürdüğü mücadelesinde bu hafta yine alanlara indi.

 

“DARBE GİRİŞİMİ HER TÜR ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMANIN GEREKÇESİ HALİNE GETİRİLDİ”

KHK’lar gidecek biz kalacağız” başlığıyla Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan basın açıklamasına KESK üyesi sendikala ile siyasi parti temsilcileri katıldı. Platform adına açıklamayı okuyan Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “KHK zulmüne karşı sesimizi yükseltmek için tekrar alanlardayız. 15 Temmuz darbe girişimi üzerindeki sis perdesi yeterince dağılmamış olsa da girişim bahane edilerek hayata geçirilen 20 Temmuz sivil darbesinin neyi amaçladığı aradan geçen süre içinde tümüyle netleşmiştir. Sivil darbe uygulamalarıyla OHAL döneminde bile askıya alınamayacak olan temel hak ve özgürlükler çiğnenmiş, darbe girişimi her tür anti demokratik uygulamanın gerekçesi haline getirilmiştir” dedi.

 

125 BİN 678 KAMU GÖREVLİSİ İHRAÇ EDİLDİ

Bunların başında da haksız ve hukuksuz ihraçların geldiğini söyleyen Sümbül, KHK’lar eliyle resmi rakamlara göre 125 bin 678 kamu görevlisinin ihraç edildiğini anımsattı.

İktidarın, ilk aylarda ihraçlara yönelik tüm itiraz yollarının kapalı olduğunu açıkladığını da hatırlatan Sümbül, “Darbe dönemlerinde dahi görülmeyen bu uygulamaya içeride ve dışarıda itirazlar yükselince ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyuldu. Bunun üzerine iktidar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini de hukuksuzluğuna ortak ederek 23 Ocak 2017 günü iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almak üzere kendisine bağlı  OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu’nu görevlendirdi.

Haksız, hukuksuz şekilde 4.237’i OHAL KHK’leriyle, 450’si bu süreçteki Yüksek Disiplin Kurulu kararlarıyla ve 150’si 375 sayılı KHK’nın geçici 35. Maddesi ile olmak üzere KESK’e bağlı sendikaların toplam 4.837 üyesi ihraç edildi. 31 Temmuz itibariyle ek 35. Madde ile ihraç süresi dolmuş olsa da bu kez Yüksek Disiplin Kurulları bu boşluğu fazlasıyla doldurmaktadır. Hukuka giden red dosyalarının çok azı hakkında iade kararı verilmiş olup

büyük çoğunluğu hakkında red kararı verilerek üst mahkemeye gitmiştir.

 

ÖLDÜKTEN SONRA GÖREVLERİNE İADE EDİLENLER OLDU

Aralarında Mersin’den iki üyemizin de bulunduğu onlarca KHK’lı yaşama veda ettikten sonra göreve iade edilmiştir. Geciken adalet, adalet değildir. Red alan barış akademisyenleri beraat ve diğer kamu emekçileri takipsizlik aldıkları halde hukuksuzluk devam etmektedir.

Tam altı yıldır neredeyse her gün söylüyoruz, bir kez daha ifade edelim; bir oyalama aracı olarak kurulan, iktidara bağlı, iktidarın talimatlarıyla hareket eden OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu hukuk karşısında suç işliyor. Görevde kaldığı her gün suçu katlanarak büyüyor. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun çalışma tarzında olduğu gibi bu komisyonlarında da hangi tarihte, ne tür bilgi ve belgeleri incelediği, ne tür kanıtlara dayanıldığı, ‘kanıta’ dayalı değerlendirme sonucu üyelik mi, mensubiyet mi, iltisak mı, yoksa irtibat mı tespit edildiği belirtilmemektedir. Red edilen dosyalarda yasal sınırlar içinde faaliyet gösteren  konfederasyonumuz, sendikalarımız, dernek ve diğer kurumların eylem ve etkinlikleri yasadışı gösterilerek katılmak suç imiş gibi gösterilmektedir. Sendikalarımızın bileşen olduğu Emek ve Demokrasi Platformu eylem ve etkinlikleri de aynı çerçevede ele alınmıştır. Sendikal görevimiz gereği katıldığımız siyasi parti etkinlikleri de kriminalize edilmeye çalışılmaktadır. Bu eylem ve etkinliklere katılmak anayasal hakkımız olup, bundan sonra da sürecektir. Faaliyetlerimiz kamuoyu önünde ve yasal sınırlarda gerçekleşmekte olup ihraç gerekçesi yapılması hukuka aykırıdır.

Aileleriyle birlikte yüzbinlerce insanın, anayasal haklarının ellerinden alınarak açlık ve sefalete mahkûm ettirilerek biat ettirilmeye çalışılması aynı zamanda insanlık suçudur. Bu suça iktidar, OHAL Komisyonu üyeleri ve iktidarın ihtiyacına uygun raporlar hazırlayan yerel kamu idarecileri ortaktırlar.

 

“OHAL KOMİSYONU DERHAL LAĞVEDİLMELİ”

Bu nedenle buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini  anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan  OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. Mağdur olan ihraç kamu emekçilerinin mağduriyet giderilinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz kazanacağız, geri döneceğiz!” diye konuştu.

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA