Haber Merkezi
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Baro yönetim kurulu üyeleri ve avukatların katılımıyla Mersin Adliyesi Baro odasında düzenlenen basın açıklamasında konuşan Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir, ülkemizde ve dünyada kadınların; istihdam, eğitim ve siyasi temsil gibi birçok sosyal ve ekonomik alanda eşitsizliğe ve ayrımcılığa uğradığına ve kadına şiddetin her geçen gün arttığına dikkat çekti.
“YASALARIMIZA VE KAZANIMLARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ”
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Arzu Günay ise, yasalara ve kazanımlara sahip çıktıklarını belirterek, “Bu sene 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, Ukrayna’da yaşanan savaş süreciyle karşılıyoruz. Her savaşta olduğu gibi bu savaşta da en çok kadınlar ve çocuklar mağdur olmakta ve yaşanan süreç, dünya barışını açıkça tehdit etmektedir. Bu durumu kabul etmiyor, tüm taraf devletleri evrensel barışa hizmet etmeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ SAĞLAMAYA YÖNELİK POLİTİKALAR YAPILMALIDIR”
Ülkemizde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün, utanç verici bir şekilde giderek artan kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin, kadınların şüpheli ölümlerinin dehşetinde yaşandığını söyleyen Günay “Kadınların yaşam hakkına yönelik sistematik hale gelen kadın cinayetlerinin önlenmesi için yasaların eksiksiz uygulanması, önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınması, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik bütüncül politikaların oluşturularak samimi takibinin yapılması gerekmektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye ilişkin irade, bugün kadınların nafaka hakkı dahil olmak üzere Medeni Yasa’da yer alan birçok hakka da yönelmiştir. 6. yargı paketi ile kamuoyunun gündemine gelen nafaka hakkının süreye bağlanması ve boşanmalarda aile arabuluculuğunun getirilmesine ilişkin kabul edilemez söylemler ve yasal girişimler, kadın kazanımlarının kaybına yol açacağı gibi kadınların yaşam haklarına da saldırı oluşturacaktır. Devletin her kademesindeki yetkilileri, kadın erkek eşitliğinden geri adım atarak toplumu dönüştürmeye yönelik girişimleri durdurmaya; medeni hakların kullanılmasında kadının karşısına çıkan engelleri ortadan kaldırmaya; Anayasa’da yazılı olan Cumhuriyetimizin temel niteliklerine ve uluslararası sözleşmelere uyumlu politikalar üretmeye davet ediyoruz.
“KAZANIMLARIMIZDAN HİÇBİR KOŞULDA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Bizler; nafaka hakkımızdan, Medeni Yasa ile tanımlanmış haklarımızdan ve kazanımlarımızdan hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğimizin altını çizerek, bu hususları tartışmaya açmanın; şiddet olaylarının ve kadın cinayetlerinin artmasına yol açmaktan başka bir sonuç yaratmayacağını belirtiyoruz. Kadınların hak mücadeleleri sonucunda elde ettiği kazanımlarının kaybına yol açacak her türlü girişimin karşısında olacağımız gibi bu kazanımların silinmesine izin vermeyeceğimizi, Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM) olarak açıkça beyan ediyoruz.
“KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”
“Kadın cinayetleri politiktir” diyor, bir kez daha Medeni Kanun’a ve 6284 sayılı Yasa’ya dokunulmamasını, yasaların etkin bir şekilde uygulanmasını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak politikaların oluşturulmasını talep ediyoruz. Baroların kadın hakları komisyonları/merkezleri ve TÜBAKKOM olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit ve özgür bireyleri olan kadınların insan haklarının ihlaline yol açacak her türlü yasal değişikliğin, uygulama ve anlayışın karşısında tüm kararlılığımız ve dayanışma duygularımızla mücadele edeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz” diye konuştu.