Haber Merkezi
Mersin Nükleer Karşıtı Platformun dönem sözcüsü Uğur Tulay, Akkuyu’da son günlerde yaşanan servis ve iş kazalarını gazetemize değerlendirdi. Son günlerde Akkuyu’nun sürekli yaşanan trafik kazaları ile adeta otobana döndüğünü ifade eden Tulay, “İş yerinde olsun, taşımacılıkta olsun güvenliği sağlayamayan belki bu şoföre yola bulunabilir farklı sebepler olabilir ama aynı ehliyete sahip kişilerin Akkuyu’da görev alıp iş yaptığını düşünün. Aynı sonuçların orada olmayacağı ne malum” dedi.
“BUGÜN SERVİS KAZASI GİBİ GÖRÜLEBİLİR YARIN BAŞKA KAZALARA SEBEP OLACAK”
Şu anda siber saldırıların ve savaşların yaşandığını hatırlatan Tulay, “Bir taraftan Rusya’yı NATO’nun kuşatma isteği, bir taraftan Rusya’nın Ukrayna’yı işgali. Rusya’nın birde Akkuyu ile Akdeniz’de yerlerinin olması tehlikenin en büyüğü. Bu sadece kaza ile şekillendirilecek ölçülecek bir şey değil. Biz kazazedelere geçmiş olsun diyoruz. Oradaki işçi kardeşlerimize, emekçi arkadaşlarımızla ilgili bir sorun yok. Orada yaşatılan dram bizim için çok önemli. Bugün Akkuyu’da servis kazası olarak görülüyor ama gelecekte daha başka kazalara sebep olacak” ifadelerini kullandı.
Ukrayna’daki savaşta Çernobil Nükleer Santralinin 162 bin yakıt çubuğunun etrafta yaydığını radyasyon oranının 30 kat arttığına dikkat çeken Tulay, “Savaştan dolayı etrafından ölçülen değerler 30 kat artmış. Bu ne demek? Daha savaş bu nükleere değmediği halde 30 kat artmış. Birde burasının savaşta hedef alınan bir nokta olduğunu düşünün. Dünya ne hale gelecek” şeklinde konuştu.
“NÜKLEER SANTRALLER BÜTÜN DÜNYA İÇİN TEHDİT”
Bunun ötesinde siber saldırı tehlikesinin de bulunduğunu vurgulayan Tulay şunları söyledi: “Diyelim ki reaktörünüz var. Bu reaktörü herkes manuel mi kontrol ediyor. Şartelle mi yapılıyor. Hayır. Her şey dijital ortamda yapılıyor. Bir siber saldırıda ne hale gelir oralar. Orada bir kaçak ve sızıntı olmayacağı ne malum. Herhangi bir reaktörün aniden farklı şeylere bürünmeyeceğini kim söyleyebilir? Kimse söyleyemez. Açık ve net, sadece bizim ülkemizde değil dünyada nükleer enerji santralleri herkes için tehdit. Avrupa korkuyor. Avrupa şu anda kendisinden korkuyor. Ukrayna’yı NATO’ya almayacağını bile bile her tarafı körüklediler. Bu savaşı kendilerinden uzak tutmak istiyorlar uzaktan ekonomik yaptırımlarla bunları gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Avrupa’da bir sürü nükleer santral var. Çünkü biliyorlar ki aynı savaşlardan bir tanesi kendi ülkelerine ulaşmış olsa aynı şey kendileri için de tehdit. Onun için Ukrayna’yı kendilerine dahil bile edemiyorlar. Öte yandan gaz veriyorlar. Amerika şöyle diyor, Çin bile çekildi arkasında durmadı Rusya’nın. Savaş zaten insanlık dışı bir şey. Savaşın hiç savunulacak bir tarafı yok.”
“ÜLKEMİZ DİĞER ÜLKELERİN ENERJİ ÇÖPLÜĞÜ HALİNE GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Akkuyu’da yaşananları servis kazası olarak değerlendirmenin yeterli olmayacağını savunan Tulay, sözü AKP’nin gece geç saatlerde sunduğu 29 maddelik “Nükleer Düzenleme Yasa Teklifi”ne getirerek ”Söz konusu maddeler tartışmaya açıldı. Tek tek bakmaya bile gerek yok. Bu teklif ile gelecekte ülkemiz diğer ülkelerin enerji çöplüğü haline getirecek yer haline getiriliyor. Bizim coğrafyamız geçmişte savaştan hep arındırılmış. Atatürk; ‘Yurt sulh, cihanda sulh’ diye bize bunu özetlemiş. Biz şimdi bunların dışına çıkıyoruz. Enerji savaşlarının içine atılacağız. Her taraftan kuşatmaları göreceğiz” diye konuştu.
“8-10 YILDA BİTİRİLMESİ GEREKENİ 5 YILDA BİTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Akkuyu’da iş güvenliği ile ilgili hiçbir tedbirin alınmadığını öne süren Tulay şunları söyledi: “Birisine ehliyet vermişsin al bu otobüsü sür. Şu kurallarla şuradan şu hızla git. Bu kaza iş güvenliği içinde öngörülmeyen şey zaten. Sadece kurallara uyarak olası zararlarını azaltabilirsin. Bu kurallara uymak yeterli mi? Değil. Birde karşı tarafın etkisi var. Birde çizdiğiniz rotanın durumu da farklı. Bilemiyorsunuz onu. İş güvenliği ile ilgili sorgulanması gereken sadece kaza değil içeride olanlara da bakmak lazım. Madem iş güvenliği prosedürleri var. Atom Kurumunun yayınladığı iş güvenliği maddeleri var. Bununla ilgili iş güvenliğinin uygulanıp uygulanmadığını denetlenip denetlenmediğini bilemiyoruz. Zaten uygulansa 2023’ı sıkıştırılır mı bir reaktör? 2018’de başlamış bir reaktör 5 yılda bitirmeye çalışıyorlar. Normalde 8-10 yıl sürede yapılması lazım. 5 yılda bitirmeye çalışıyorlar. 20 bin işçi yığmışlar. 20 bin işçi geceli gündüzlü çalışıyor 2023’e açalım diye. Peki hangi tedbirleri aşarak yaptın ki bunu bilmiyoruz. Dolayısı ile iş güvenliğinden bahsetmek olası bile değil.”