Haber Merkezi
Mersin’de Demokrat Avukatlar Gurubu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği Mersin Şubesi üyesi bir grup avukat “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü" ile ilgili basın açıklaması yapmak için Mersin adliyesi önünde toplandı. Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri ise avukatları basın açıklamasını adliye bahçesi dışında yapmaları yönünde uyardı. Uyarıyı dikkate almayan avukatlar basın açıklaması yapmayı sürdürünce Çevik Kuvvet ekipleri ile aralarından arbede yaşandı. Arbedeye rağmen avukat Halide Mutlay Başar basın açıklamasını okudu.
Sözlerinde hukuku yücelten ve hukuk devleti vurgusu yapan iktidar sahiplerinin hakkın ve özgürlüğün mücadelesini yürüten avukatları işlevsiz bırakmaya çalıştığını ifade eden Başar, “Bu sebepledir ki, iktidar sahipleri ile halkın hak ve özgürlük arayışları ne derece çatışma içinde ise avukatlar da o derece tehlike altına girmektedirler. Hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı karanlık Franco dönemi İspanya’sında, 24 Ocak 1977 günü, 4 sendika avukatı ve bir ofis çalışanı Madrid’te bulunan bürolarında, hak ve özgürlük arayışında halkla omuz omuza durdukları ve mesleklerini ifa ettikleri için katledildiler. Bu olay yıllar sonra avukatlara yönelen baskılara karşı geliştirilen ve her 24 Ocak'ta düzenlenen "Tehlikedeki Avukatlar Günü"nün hareket noktası oldu” dedi.
“TEHLİKELİ AVUKATLAR GÜNÜ BU YIL KOLOMBİYALI AVUKATLARA İTHAF EDİLDİ”
Önceki yıllarda Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün Çin, Filipinler, Honduras, İran, İspanya / Bask ülkesi, Kolombiya, Mısır, Pakistan, Türkiye ve Azerbaycan’a ithaf edildiğini anlatan Başar, “Bu yıl da Tehlikedeki Avukatlar Günü yoksulların haklarını savunan ve insan hakları ihlallerine karşı mücadele eden avukatlara karşı artan saldırıların kınanması adına Kolombiyalı avukatlara ithaf edildi. Başta Kolombiya’da olmak üzere tüm dünyada avukatların korunması için mücadele çağrısında bulunuyoruz. Geçtiğimiz on iki yılda Tehlikedeki Avukatlar Günü toplamda üç defa Türkiye'deki avukatlara ithaf edilmişti. Birçok baronun ortak çalışma içerisinde yer aldığı raporlar ülkemizde hazırlandı. Ne yazık ki, ne dünya da ne de ülkemizde mesleğimize yönelik saldırıların önüne geçilmediği gibi gün geçtikçe saldırılar arttı” ifadelerini kullandı.
“ZULME UĞRAYAN BÜTÜN MESLEKTAŞLARIMIZ İÇİN BURADAYIZ”
Avukatlık mesleğini ifa ettikleri için baskıya, tehditte ve zulme uğrayan, hapsedilen, işkence gören ve katledilen bütün meslektaşları için bir araya geldiklerini vurgulayan Başar şunları söyledi: “Avukatların korunmasını sağlayabilecek yol ve yöntemlerin geliştirilmesi ve bu tartışmalardan sonuç alınması için sesimizi yükseltiyoruz. Halkın Hukuk Bürosu, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi birçok meslektaşımız başta olmak üzere, toplumsal ve politik davaları takip ettikleri ve bu alanda mesleki çalışmalarını ifa ettikleri için meslektaşlarımız hedef haline getirildi, baskıya, zulme, işkenceye maruz bırakıldı, talimatlandırılmış mahkemelerde yargılanıp hapsedildiler. Diyarbakır Baro Başkanı olan Av. Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 tarihinde, çatışma arasında kalan halkı ve halkın kültürel mirasını korumak isterken ayakta katledildi. Av. Ebru Timtik adil yargılanmak için girmiş olduğu açlık grevinin 238. gününde hayatını kaybetti. İktidarın mesleğimize yönelik ağır saldırıları ve itibarsızlaştırma politikaları neticesinde avukatlık mesleğine yönelik saldırılar artmış meslektaşımız Av. Mürsel Ünder, 17 Ocak 2022 tarihinde İstanbul’da toplu taşıma ile seyahat etmek üzere iken bekçilerce GBT sorgulaması yapılmak istendi, akabinde kendisine ters kelepçe uygulandı. Yine 26 yaşında Av. Ersin Arslan mesleğini ifa ederken haciz mahallinde katledilmişti.”
“YAŞANANLAR TÜM SERBEST AVUKATLARIN AÇIKÇA TEHDİT EDİLMESİDİR”
Başar konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Avukat Tahir Elçi’nin basın açıklaması sırasında milyonların gözü önünde katledilmesi, adalet arayışına giren avukat Ebru Timtik’in ölüme itilmesi, toplumsal ve politik davaların takibini yapan avukatların hedef haline getirilip, baskıya, zulme ve işkenceye maruz bırakılması, adli ve idari soruşturmalarla yıldırılmaya çalışılması, sadece kendilerini değil, serbest olarak avukatlık mesleğini yerine getirmeye çalışan tüm avukatların açıkça tehdit edilmesidir. Bu durum aynı zamanda, hak ve özgürlük arayışında olan halkın avukat yardımından yararlanma hakkı ve adil yargılanma hakkının tehdit altına girmesi demektir. Bugünün vesilesi ile tekrar ifade etmek isteriz ki, dünyanın her yerinde tehlike altında görevimizi ifa etsek de, dünyanın hiçbir yerinde baskıya, zulme, işkenceye asla boyun eğmeyeceğiz. Hukukun teferruat sayılmasına, hukuk nidaları ile halkın nefesiz bırakılmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”
Basın açıklamasının ardından avukatlar oturma eylemi yaptı.