Haber Merkezi
Mersin’de Kamu Emekçileri Sendikası tarafından son günlerde üst üste gelen zamlara tepki göstermek ve ek zam talebi ile ilgili Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması yapılarak bordro yakma eylemi gerçekleştirildi. Kamu emekçileri “Rakamlar yalan yoksulluk gerçek” parkartı ile “Payımıza düşeni istiyoruz”, “Vergide, ücrette adalet” dövizleri açtı. KESK Dönem Sözcüsü ve BES Mersin Şube Başkanı Murat Doğan, binbir türlü zorluk içinde borçla harçla ayakta kalmaya çalışırken yeni yıla da gözlerini fahiş zamlarla açtıklarını belirtti.
“ZAM KASIRGASI HER YANIMIZI SARDI”
Yılın daha ilk dakikalarında elektriğe, doğalgaza, akaryakıt ürünlerine, ulaşıma yapılan astronomik zamların şokunu atlatmadan her yanlarının adeta zam kasırgası ile sarıldığını ifade eden Doğan,
“Her alış verişte cebimizden çıkan para artarken poşetlerimiz küçüldükçe küçülüyor. TÜİK rakamları bile son 19 yılın en yüksek enflasyonunu gösteriyor. Ancak Çarşıya, pazara, mutfağa yansıyan zamlar yaşadığımız hayat pahalılığının TÜİK enflasyonun en az iki katı olduğunu gösteriyor. Hem açlık hem de yoksulluk sınırı %55 arttı. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 13 bin TL’yi, bekar bir çalışanın yaşam maliyeti 5 bin TL’yi aştı.Halkın cebinden alınıp piyasaya sürülen milyarca dolarla döviz kuru 3-4 puan düşürüldü. Buna rağmen yılın başında 7,40 TL olan dolar kuru 13 TL üzerinde kalmaya devam etti” şeklinde konuştu.
“YÜZDE 2,5 ARTIŞI “REFAH PAYI” DİYE YUTTURMAK İSTİYORLAR”
Tükettikleri her şeyin döviz fiyatlarına göre arttığını vurgulayan Doğan, “Üstelik kurdaki kısmi düşüşe rağmen başta akaryakıt ürünleri olmak üzere iğneden ipliğe zam sağanağı devam ediyor. Yeni yılın ilk dakikalarında elektriğe yüzde 50 ile yüzde 127 arasında (ortalama yüzde 80), doğalgaza yüzde 25, vergi, resim ve harçlara yüzde 36, köprü geçiş ücretlerine yüzde 25 zam yapıldı. Son bir haftadaki katmerli zamlar asgari ücrete yapılan yüzde 50,4 artışı bile çoktan eritti. Buna rağmen biz kamu emekçilerine önümüzdeki altı ay için yüzde 7,5’luk maaş zammı dayatıyorlar. Enflasyon farkını öne çekmekten ibaret yüzde 2,5 artışı “refah payı” diye yutturmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.
2020 başında 4 bin 450 TL, 2021 yılında 5 bin 156 TL olan ortalama kamu emekçisi maaşının bu Ocak’ta 7 bin 151 TL’ye çıktığını anlatan Doğan, “Ancak söz konusu maaşla alınan dolardan çeyrek altına, gıda ürünlerinden tüketim maddelerine her şeyin miktarı azalmaya devam edecek” dedi.
“ENFLASYONU İLİKLERİMİZE KADAR HİSSETTİK”
Yıllardır gerçek enflasyonu iliklerine kadar yaşamaya devam ettiklerini ifade eden Doğan şöyle devam etti: “Ama maaşlarımız hep bir yerlerden sipariş edilip TÜİK tarafından masa başında belirlenen rakamlara göre artırıldı. Üstelik Ali Cengiz oyunları ile belirlenen bu rakamlara göre belirlenen enflasyon farkını almak için bile altı ay beklemek zorunda bırakıldık. Maaş artışlarımızı yaşadığımız hayat pahalılığını yansıtmayan, resmi enflasyon rakamlarına endeksleyen mutabakatlara hiç sıkılmadan “toplu sözleşme” dediler. ‘Yetkili’ sıfatı ile masaya oturanlar mangalda kül bırakmayan laflar ettiler. Ancak her seferinde ya maaş artışlarımızı TÜİK rakamlarına indirgeyen mutabakatlara imza koydular. Ya da danışıklı dövüş oyunları ile son sözü hükümete bırakan Hakem Kuruluna attılar. Talep ettikleri maaş artışı oranının üçte birine imza attıkları son mutabakatı bile “bütçeden hakkımızı, refahtan payımızı aldık” diyerek cilalamaktan geri durmadılar.”
“YOKSULLAŞMA FATURASI HERKESE KESİLDİ”
Daha fazla yoksullaşma ve daha fazla güvencesizleşme olan faturanın herkese kesildiğini vurgulayan Doğan şunları söyledi: “Maaşlarınızdaki erime yerini buharlaşmaya bıraktı. Yoksulluğumuz arttı. Sadece son bir hafta içinde yaşadığımız fahiş zamlar refah payı aldatmacasını çoktan yutmuş bulunuyor. Buna rağmen hala önümüze sahte enflasyon rakamlarını koyanlara, İğneden ipliğe zam kasırgası yıllardır süren yangının ateşini her gün daha fazla körüklerken “yapılan artış ateşi bir miktar alır fakat közü söndürmeye yetmez” diyenlere artık yeter diyoruz! Gittikçe ağırlaşan koşullarda bırakalım altı ay sonrasını yarın nasıl bir ülkeye uyanacağımızı bilmiyoruz. Bu karanlık tabloda geçinemiyoruz! Nefes alamıyoruz!.Üstümüze çöken bu zifiri karanlıktan tek çıkış yolumuz hangi sendikanın üyesi olursak olalım yetkinin asıl sahipleri olarak bir araya gelmemizden ortak mücadeleyi yükseltmemizden geçiyor. Bunun bir adımı olarak; ‘geçinemiyorum, insanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyorum” diyen tüm kamu emekçileri bugün, yoksulluğumuzun belgesi olan bordrolarımızı yakıyoruz!”
Kamu çalışanların basın açıklamasının ardından bordrolarını yaktı.