Haber Merkezi
TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu, Mersin Limanı’nın Atatürk Parkı’na doğru genişletilme çalışmaları ve özel bir üniversiteye yatırılan para sonrası alınan rapor doğrultusunda 17 Kasım’da yapılan keşif ile ilgili Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklaması yapıldı.
TMMOB’a bağlı odaların başkanlarının katıldığı basın açıklamasını İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Seyfettin Atar yaptı.
Konuşmasına davanın gelişim sürecini anlatan başlayan Atar, 12.03.2020 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca Mersin Limanının işlevselliğini arttırmaya yönelik 1/5000 ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli İlave ve Revizyon Nazım İmar Planı 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nca onaylandığı belirtilerek askıya çıkarıldığını kaydetti. 22.06.2020 tarihinde Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin söz konusu planların öncelikle yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemi ile dava açtığını anlatan Atar, daha sonra TMMOB Mersin İl Koordinasyon kurulu olarak davaya müdahil olduklarını söyledi.
“FİRMA PARA YATIRARAK RAPOR HAZIRLATTI”
Mersin 2. İdare Mahkemesinin hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemlerin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına ve Konya Bölge İdare Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verdiğini anlatan Atar, “Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 10/06/2021 tarih ve 2021/209Y.D itiraz no kararı ile, yürütmenin durdurulması talebinin reddine dair karara itirazın reddine karar verilmiştir. Akabinde davalı firma tarafından 18.15.2021 tarihinde İTÜ Konut Uygulama Ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü İTÜ Döner Sermaye İşletmeleri Müdürlüğü tarafından davalı firmanın talebi doğrultusunda bilirkişi raporu hazırlatılmıştır” dedi.
Söz konusu rapor hazırlanırken 12.05.2021 tarihinde firmanın müracaatı sonunda 6 günlük süreçte raporun tamamlandığını anlatan Atar, “Söz konusu rapora imza atan kişiler ve kurumlar yerinde inceleme yapmamış ve toplam 6 günlük süreç içerisinde raporu firmaya teslim etmiştir. Akabinde firma İTÜ Konut Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü İTÜ Döner Sermaye İşletmeleri Müdürlüğü tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda Mersin 2. İdare Mahkemesi 15.09.2021 tarihinde yeniden bilirkişi ekibi tayin ederek 2. kez keşif kararı yapılması kararı almıştır”şeklinde konuştu.
“ŞEHİR DIŞINDAN OLAN BİLİRKİŞİLERİN GELMEDEN YAZDIĞI RAPORDAN KAYGILIYIZ”
Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin 1. aşamada gelen bilirkişi heyetinin raporunu kabul etmediğini,
müdahil firmanın maddi bedel ödeyerek aldığı aksi yöndeki raporu referans alarak 2. kez resmi bilirkişi heyeti oluşturduğunu belirten Atar, şöyle devam etti: “Söz konusu bilirkişi heyeti keşif çalışmalarını gerçekleştirmiş ve oluşturduğu raporda gerek mahkeme heyetine sunduğumuz gerekse keşif esnasında doğrudan ilettiğimiz sorulara yanıt verilmemiş ve müdahil firma tarafından beyan edilen istihdam artırıcı ve teknik olmayan çözüm olanaklarının sunulduğu örnekler ile projenin temel şehircilik ilkelerine uygun olduğunu beyan etmişlerdir. Söz konusu bilirkişi heyeti kentimizi ve yaşam fonksiyonlarımızı yakından ilgilendiren trafik problemi ile ilgili olarak liman genişlemesinin ‘ufak bir artış’ yaratacağını ve kurum (müdahil firma) tarafından sunulacak öneriler ve ‘basit düzenlemeler’ ile çözüme kavuşturulacağını içeren bilirkişi raporunu Mersin 2. İdare Mahkemesine iletmiştir. Fakat projenin kara tarafında planlama yetkisi elinde olan Mersin Büyükşehir Belediyesi mevcut durumda ulaşım problemlerinin bulunduğunu beyan etmekte ayrıca UKOME kararları ile önlemler almaya çalışılmaktadır. Ayrıca, kentte yaşayan yurttaşların söz konusu bölgede ulaşım ve otopark anlamında yıllardır ağır taşıtların yarattığı problemleri gözlemlerken Mersin dışında yaşayan bilirkişilerin hem gelmeden yazdığı raporlar hem de Mahkemenin resmi olarak atadığı ve yine şehir dışında yaşayıp günübirlik ziyaretlerle ulaşım sorununa yorum yapan bilirkişilerin verdiği kararlar kaygı uyandırıcıdır. Bilirkişi heyeti tarafından gerek Mersin Büyükşehir Belediyesinin gerekse Mersinlilerin trafik problemi ile ilgili ortaya koymuş olduğu beyanlar ve kaygıların göz ardı edilerek olumlu yönde bilirkişi raporu oluşturulması ne teknik açıdan ne de akademik yönden doğru ve ilkeli olmadığını kamuoyuna sunuyoruz.”
“KAYGI DUYUYORUZ”
TMMOB olarak 17 Kasım’da yapılan keşfe katılarak kaygı duydukları konuları mahkeme heyetine ilettiklerini anlatan Atar, telafisi olmayan süreçten geri dönülmesini istedi.
Mersin kamuoyu ile kaygılarını yeniden paylaşan Atar şunları dile getirdi: “Mevcut Limanın İsmet İnönü Bulvar üzerinde yer alan giriş ve çıkış kapılarının kent trafiğini olumsuz etkileyecektir. Mevcut limanın kapasite artışından sonra söz konusu bölgede üst ölçek planlarda özel proje alanı olarak planlanan alanlarda yapılaşmanın tamamlanmasıyla iki projenin de İsmet İnönü Bulvarını kullanacak olması nedeniyle kent girişinde trafik ve otopark yükü artacaktır. Mahkeme heyeti ve bilirkişilere dünya kentlerindeki eski limanların rehabilitasyon süreci incelendiğinde kent içerisinde yer alan limanların zamanla ulaşım anlamında güçlü bölgelere taşındığı ve mevcut limanların turizm amaçlı kullanıldığı belirtilmiştir. Bu yönüyle Mersin Limanının Batı eksenli genişlemesi ve kentlilerden uzak bir anlayışta olması sürdürülebilir ve sağlıklı liman yönetimi politikalarına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Kurvaziyer limanı olarak projelendirilen kısmın kara tarafında söz konusu limana hizmet edecek herhangi bir bağlantı noktası bulunmamaktadır. Ayrıca kurvaziyer liman olarak projelendirilen alan konteyner merkezi olarak kullanılan liman içerisinde tasarlanmasının amacının turizm kenti olan Mersinimize hizmet amaçlı değil sadece imar planları üzerinde verilmiş bir karar olduğu ve kullanıcısının turizm amaçlı gemilerin olmayacağı ve bu durumun da farklı amaçlı kullanım olanaklarına açık olduğu anlaşılmaktadır. Örnek verecek olursak Çeşme ve Antalya limanları hem kurvaziyer hem de diğer faaliyetler için kullanılan alanlar olup bu alanlardaki tasarımlar incelendiğinde imar planlarında öngörülen kurvaziyer liman alanının temel şehircilik ilkelerine aykırı bir plan kararı olduğu görülmektedir. Bu noktada Mersin limanında kurvaziyer limanının hangi amaç ve politikalar doğrultusunda kullanılacağı belli olmayışı kent güvenliği açısından önemli sorunları da beraberinde getirme olasılığı oluşmaktadır.
“ANA KONTEYNER LİMANI PROJESİNİN ÖNÜNE GEÇEBİLİR”
Mersin Limanının yakın çevresinde yer alan kentimizin simgesi Atatürk Parkı en önemli kamusal yeşil alanlarından birisidir. Söz konusu Limanın genişleme kısmının Atatürk parkına paralel olarak inşa edilmek istemesi ve kent siluetini etkileyecek olabilmesi olasıdır. Çevre yönetimi açısından artan kapasite ile birlikte atık-atıksu, deniz, ses ve gürültü kirliliği oluşturacaktır. Zaman içerisinde Atatürk Parkının yeşil alan kullanımı açısından çıkartılıp limana hizmet edecek bir kara parçası haline getirilme ihtimali ile karşı karşıyayız. Mersin limanın genişlemesi projesi, kentimizi yakından ilgilendiren ve kentimizin yaklaşık 40 yıldır beklediği ve her stratejik planda yer alan Mersin Ana Konteynır Limanı projesinin yapılmasının önüne geçebilecek potansiyelde olması son derece kritik öneme sahiptir. Üst ölçekli planlarda Mersin ana konteyner limanı ve mevcut liman ile birlikte bütün ulaşım bağlantı noktalarının kent merkezinden alınıp 151. Cadde üzerinde yer alan otoyol bağlantı noktası referans alınarak uzun vadeli gelişim planının yapılması mersinin geleceğine dair kritik öneme sahiptir.”
“SONUNU KADAR TAKİPÇİSİYİZ”
Mersin İl Koordinasyon Kurulu olarak müdahil oldukları davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade eden Atar şunları söyledi: “Kentimizi gelecekte büyük bir ulaşım probleminin içine sokacak, kent silüetini etkileyecek, çevresel problemler ile kent sorunlarını üst noktaya çıkaracak ve söz de kurvaziyer liman ile kent turizminin önüne geçecek olan bu projeye karşı olduğumuzu, tüm yasal haklarımızı kullanacağımıza ve gerek kamu kurum ve kuruluşların gerekse yurttaşlarımızın sürece sahip çıkarak mücadele içerisinde olmasını talep ediyor ve kentimizin kaderi niteliğini taşıyan bu proje ile ilgili kaygılarımızı dile getiriyor ve projenin durdurularak geri adım atılması gerekliliğini tekrardan kamuoyuna bildiririz.”