Haber merkezi
İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesi’nde 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle basın açıklaması yapıldı. İHD Çocuk Komisyonu Sözcüsü Zeynep Kaya, “Çocukların da büyüklerle eşit hakları vardır. Doğdukları andan itibaren bu haklara sahiptirler. Bu haklar bütün dünyada ve ülkemizde kabul edilmiş uluslararası insan hakları belgeleri ile güvence altına alınmıştır” dedi.
Birleşmiş Milletler tarafından, 20 Kasım 1989 tarihinde yürürlüğe giren bu sözleşme ile dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla, Dünya Çocuk hakları günü olarak kutlandığını anlatan Kaya, “Türkiyenin de dahil olduğu 197 ülke tarafından imzalanan bu sözleşme, en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesi olarak da tarihe geçmiştir. Taraf devletlerin hepsi, tüm insanların hak ve özgürlüklerden ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuştan veya başka durumdan kaynaklanan ayrımlar dahil, hiçbir ayrım gözetilmeksizin yararlanma hakkına sahip olduklarını benimsemiş ve kabul etmiştir. Hepimiz dünyadaki ülkelerin tümünde çok güç koşullar altında yaşayan ve bu nedenle özel bir ilgiye gereksinimi olan çocuklar bulunduğunu biliyoruz. Her ülkedeki, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların yaşama koşullarının iyileştirilmesi için uluslararası işbirliklerine ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.
“ŞİDDET VE AYRIMCILIK ÇOCUKLARA ŞİDDET OLARAK YANSIYOR”
Toplumda giderek derinleşen eşitsizlik ve adaletsizliğin sonucunun çocuklara yoksulluk ayrımcılık ve şiddet olarak yansımaya devam ettiğini anlatan Kaya, “Çocuk işçiliği çocuk cinayetleri çocuk istismarı ve ihmali gibi pek çok hak ihlalleri giderek ağırlaşarak artmaktadır. Eğitim ve sağlık hakkı, yoksulluk, çocuk işçiliği, taciz, istismar, kaçırılma öldürme ve aile içi şiddet vakaları bu hak ihlallerin başında gelmektedir. Çocuk işçiler,mülteci çocuklar, çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları, siber şiddete maruz kalan çocuklar, ev ve okullarda bize fiziksel şiddete maruz kalan çocuklar, özel gereksinimi olan çocuklar, LGBTQİ+ çocuklar, çocuk mahpuslar, anneler ile birlikte hapishanede tutulan çocuklar...Bu liste uzayarak devam ediyor. Haklarından yoksun bırakılan tüm çocuklar için bizlerin birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Bu sözleşmenin özellikle savaş ve yoksulluğun yoğun olduğu coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşulların iyileştirilmesi için oluşturulduğunu hepimiz biliyoruz. Buna rağmen binlerce çocuk savaş ortamlarında yaşıyor, minik bedenleri ile yoksulluk ile mücadele ediyor, istismar ve ihmale maruz kalıyor, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor, binlercesi cezaevlerinde tutuluyor.Çocuklar işçi olarak çalıştırıldıkları zaman bu haklardan yoksun kalırlar. Bu nedenle çocuk işçiliği insan hakları sorunudur. Çocuk işçiliği emek sömürüsünün en ağır biçimidir” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUK İŞÇİ ÖLÜMLERİNİ UNUTMADIK”
Akkuyu ve Tarsus’taki çocuk cinayetlerini biz unutmadıklarını anlatan Kaya, şöyle devam etti: “Narenciye fabrikasında paketleme işçisi olarak çalışan 13 yaşındaki Ula Kerem, eşarbının iş makinesine takılması sonucu iş cinayetinde hayatını kaybetti. Onu kurtarmaya çalışan bir başka kız çocuğu ise kolunu makineye kaptırarak yaralandı. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde savaşın yıkıma uğrattığı ülkesi Suriye’den göç etmek zorunda kalan mülteci çocukların yaşadığı sorunlardan sadece bir tanesidir.…. Çocuk emeğini sömüren ve yaşamlarını tehlikeye atanlar hemen yargılanmalıdır. Ula Kerem, işçi olarak çalıştırılan binlerce çocuktan biridir. Kapitalizmin, patronların kar hırsı yüzünden sırf bedava ya da ucuz iş gücü elde etmek için binlerce çocuğun hayatı tehlikeye atılıyor, gelecekleri yok ediliyor. İş sağlığı ve güvenliği yasasının uygulanmaması ve cezasızlık politikaları yüzünden iş cinayetlerinin önüne geçilmezken, 5 işçiden birinin çocuk olduğu koşullarda çok sayıda çocuğun yaşam hakkı elinden alınıyor. Verilerde çocuk işçiliğinin gerçek boyutları perdeleniyor.”
“8 YILDA KAYDA GEÇEN ÇOCUK İŞÇİ ÖLÜMÜ SAYISI EN AZ 513”
İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisinin raporuna göre çocuk işçiliğinin azaldığını gösteren verilere başta göçmen çocuklar olmak üzere çırak ve stajyer olarak çalışan çocukların yansımadığını vurgulayan Kaya şunları söyledi: “Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi bulunuyor. Son 8 yılda kayda geçmiş çocuk işçi ölümlerinin sayısı en az 513 olarak kayıtlara geçmiş durumdadır. Çocuk işçiliği, çocukların fiziksel, zihinsel, manevi ahlaki ve sosyal gelişimini engelleyen bir sömürü sistemidir çocuk işçiliği derhal yasaklanmalıdır. Çocukları korumak devletin görevidir. Çocuk işçiliğine son verilmeli, gerekli denetimler sağlanmalı, çocukların anayasa ve uluslararası sözleşmelerden doğan hakları korunmalıdır. Çocuk istismarı Dünyada milyonlarca çocuğu ve ailelerini etkileyen önemli bir toplumsal sorundur. Çocuklar üzerinde bilişsel duygusal fiziksel ve sosyal etkileri olan istismar çocukların yaşamlarında onarılmaz sonuçlara yol açabilmektedir. Çocuk istismarı her yaştan, ırktan, gelir düzeyinden çocuğu etkiler. Genelde çocuğun tanıyıp güvendiği kimseler tarafından yapılmaktadır. İstismar ve şiddet bireyin yaşamında ağır sonuçları yaratırken, toplumun yaşantısında da ağır sonuçlar yaratmaktadır. Erken yaşta evlilikler çocuklara çocuk ya da yetişkin olma rollerini yaşatır. çocuk gelin olan kız çocuklarının kendi hayatına da insiyatif koymamasına yol açar.”