Haber Merkezi
Mersin’in Tarsus İlçesi’nde bulunun T Tipi Cezaevinde meydana geldiği iddia edilen hak ihlalleri ile ilgili 3 derneğin ortak hazırladığı rapor İHD Mersin Şubesi’nde kamuoyunu açıklandı. Cezaevinde hak ihlaline maruz kaldığı öne süren bazı mahpus ailelerininde katıldığı basın açıklamasında konuşan İHD Cezaevi İzleme Komisyon sözcüsü Av. Battan Gazi İnci, Heyet olarak tuttukları raporlarda özellikle; 5275 Sayılı İnfaz Yasası, İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasal hükümler çerçevesinde yaşanan hak ihlalleri ve sorunlarına dikkat çekildiğini ifade etti.
HALAY ÇEKME CEZASINI İNFAZ HAKİMLİĞİ İPTAL ETMİŞ
İşkence ve kötü muamele ile ilgili; halay çeken mahpuslara disiplin cezası verildiği, mahpuslardan Abdulhalim Özdemir’e on dokuz gün hücre cezası verildiği, halay çeken mahpuslara hapishane idaresince verilen haksız disiplin cezalarının tamamının Tarsus İnfaz Hakimliği’nce iptal edildiğinin öğrenildiğini anlatan İnci, “Cezaların tamamen keyfi olduğu, mahpusların sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerinin ceza tehdidi ile engellendiği, İnfaz Yasasının mahpusları sindirmek için keyfi bir araç olarak kullanıldığı gözlemlenmiştir” dedi.
“GARDİYAN BULUNDUĞU İÇİN TEDAVİNİN YARIM KALDIĞI İDDİASI”
Açlık grevine girenlere hiç bir şekilde hapishane düzenini ve güvenliğini tehlikeye sokmadıkları halde, gerekçe belirtmeden her seferinde disiplin cezası verildiğinin öğrenildiğini anlatan İnci, “Anayasal ilkeler ve AYM ve AİHM kararları ışığında mahpusların kötü muameleye maruz kaldığı gözlemlenmiştir. Mahpuslara zorla koğuş değişikliği dayatıldığı, koğuş değişikliği sırasında cebir uygulandığı, kişisel eşyalarının taşınmasına müsaade edilmediği, sonrasında idare tarafından da eşyaların verilmediği öğrenilmiştir. Mahpus Ahmet Beyaz’ın çıplak aramaya maruz kaldığı öğrenilmiştir. Sağlık, beslenme ve hijyen ile ilgili; özellikle son yıllarda raporlarımıza yansıdığı üzere Mersin yerelindeki hekimlerin mahpuslara yönelik tavır ve davranışlarının, tedavi yöntemleri ya da keyfi tutumla tedaviden kaçınma eylemlerinin vahim ve endişe verici boyuta ulaştığı gözlemlenmiştir. Mahpuslara hiç bir tehlike intibası uyandırmamalarına rağmen peşin bir yargı ile kelepçeli muayene dayatılması, mahpus Sara Kaya’nın tedavisinin seyri için mahrem bölgelerinin göründüğü bir muayene sırasında gardiyanın içeride kalmasının dayatılması, bu durumdan rahatsız olan mahpusun hekimin sözlü tacizine maruz kalması ve tedavisinin yarım bırakılmasının insan haklarına ve meslek onuruna ağır saldırı niteliği taşıdığı tespit edilmiştir” şeklinde konuştu.
“SAĞLIK HAKLARI İHLAL EDİLİYOR”
Mahpuslardan Songül Bağadır’ın mide rahatsızlığı olduğu, Sara Kaya’nın kalp ve tansiyon rahatsızlığının olduğunu belirten İnci şöyle devam etti: “Ahmet Çelik’in 2015 yılında gözaltına alındığı esnada kafasına aldığı darp neticesinde felç geçirdiği,daha önce hapishanede kalamayacağına ilişkin raporu bulunmasına rağmen hala hapishanede tutulduğu, Nesip Yapıcı’nın yakın zamanda gırtlak kanserini atlattığı, halen tedavisinin devam ettiği, ayrıca kalp ve tansiyon rahatsızlığının olduğu,Muhammet Akyüz’ün bacağında ve vücudunun başka bölgelerinde mermi yarasının olduğu, ameliyat edilmesi gerektiği,Vedat Aydın’ın kalp rahatsızlığı ve KOAH hastalığı olduğu ve yoğun diş ağrıları çektiği, Abdulaziz Özdemir’in hipertansiyon ve kalp rahatsızlığı olduğunu, Ali Atan ve Ali Şen’in tansiyon ve astım hastası olduğu, Şemsettin Kaya’nın astım, şeker ve tansiyon hastası olduğu ayrıca ciğerlerinde sıkıntı olduğu, Murat Karaarslan’ın ağır kalp hastası olduğu, anjiyo olması gerektiği, Adnan Özbay ve Mustafa Abi'nin şeker hastası olduğu,Abdulkerim Aksu,Kasım Elçi ve Hadi Elçiçek’in kalp hastalığının olduğu, Nesip Kaplan’ın çölyak hastası olduğu,Mehmet Aktaş’ın epilepsi hastası olduğu ve son zamanlarda kalp rahatsızlığı yaşadığı, Rıdvan Özer’in koah hastası olduğu, Mahmut Kaygan’ın hayalarında büyüme olduğu, cezaevinde yardımsız yaşayamayan Wernika Korsakoflu ve cezaevinde kalamaz ATK raporuna Yavuz Ateş’in halen tahliye edilmediği öğrenilmiştir. Hapishane koşulları ve yaşanan hak ihlallerinin hasta mahpusların yaşamını çekilmez duruma getirdiği, özellikle ağır kronik rahatsızlığı olan mahpuslara makul yaşam ve tedavi koşullarının sunulmadığı, sağlık haklarının ihlal edildiği gözlemlenmiştir.”
“GARDİYANLAR HİJYEN KURALLARINA UYMUYOR”
Mahpusların yemeklerinin çok az geldiği, yemeklerin yenilmeyecek durumda olduğu, mahpusların besin ihtiyaçlarının giderilmediği, kantin fiyatlarının pahalı oldu, gardiyanların hijyen kurallarına uymadığı, pandemi koşullarına riayet edilmediği gibi ihlallerin de gözlemlendiğini anlatan İnci şunları kaydetti: “Haberleşme ve sosyal imkanları ile ilgili; mahpuslara havalandırmaya çıkma, spor yapma ve sosyalleşme imkanları tanınmadığı, tecrit koşullarının dayatıldığı, oda değiştirme taleplerinin yerine getirilmediği, eğitsel ve kültürel faaliyetlerin neredeyse tamamen durduğu, Kürtçe yazılan mektupların verilmediği ve sair ihlaller gözlemlenmiştir. Kitap, dergi, gazete ve sair imkanları ile dilekçe hakkı ile ilgili; mahpuslara Yeni Yaşam gazetesi ve bakanlık onaylı Kürtçe ya da Kürt tarihi ile ilgili kitapların verilmediği, kırtasiye ihtiyaçlarının karşılanmadığı, keyfi şekilde kitap kotasının uygulandığı, kurum ve kuruluşlara yazılan dilekçelerin gönderilmediği, dilekçeler için evrak kayıt numarasının verilmediği ve sair ihlaller gözlemlenmiştir. Mahpusların idare ile iletişime geçemediği, görüşme taleplerinin dikkate alınmadığı, hukuki hakları talep edildiğinde yerine getirilmediği bu noktada idarenin yükümlülüklerini ihmal ettiği ve sair durumlar gözlemlenmiştir.”
“TBMM İNSAN HAKLARI KOMİSYONU VE İLGİLİ BİRİMLERİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ”
Geçmiş Tarsus Cezaevi raporlarımız dikkate alındığında; insanlık dışı ve onur kırıcı muamelelerin, beslenme ve sağlık sorunlarının devam ettiğini vurgulayan İnci şunları söyledi: “Ağır hasta mahpusların tedaviye erişim haklarının sağlanmadığı ya da geç veya eksik sağlandığı, mahpusların eğitim, spor veya mesleki faaliyetlerinin yaptırılmadığı ya da mevzuata aykırı yaptırıldığı, kitap, dergi, gazete gibi materyallere erişimin siyasi ya da ırkçı yaklaşımlarla engellendiği, idarenin mahpuslarla diyalogdan kaçındığı ve temel insani sorunlarını gidermekten imtina ettiği, hasılı; hapishanedeki mevcut tüm sorunların mütemadiyen devam ettiği gözlemlenmiştir. Hapishanelerde sürekli olarak yaşanan hak ihlallerinin hapishane yaşamını dayanılmaz kıldığı ve insanlık onuru ile bağdaşmadığı hatırlatılmalıdır. Bizler 3 dernek olarak yukarıda belirtilen sorunlar tespit etmiş olup birbirini teyit eden beyanlar esas alınarak heyetlerimizce gözlem/tespit edilen hak ihlallerinin, işkence ve kötü muamele uygulamalarının son bulması için; TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Adalet Bakanlığı, Valilik İnsan Hakları Birimi, Hapishane İzleme Kuruluna, Adli Birimler, Siyasi Partilere ve İnsan Hakları Örgütleri ve sair ilgili/görevli birimlerine gereğinin yapılmasını, onurlu ve insani bir yaşamın tesisi adına talep ediyor, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz.”