Haber Merkezi
Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Genel Sekreteri Şenol Köksal, Eğitim Sen Genel Eğitim ve Yüksek Öğretim sekreteri Sinan Muşlu, Tüm Bel Sen Genel Sekreteri Yılmaz Yıldırımcı, Kültür-Sanat Sen MYK üyesi Ahmet Rıza Evci, BES MYK üyesi Özer Avanaş, Yapı Yol Sen MYK üyesi İlksen Temizkan ile Tarım Or Kam Sen Sen Sekreteri Gazi Düz, TİS süreci sonrası kamu emekçilerinin durumu ve örgütlenmenin önemini anlatmak üzere Mersin’e geldi.
Eğitim Sen binasında düzenlenen basın toplantısıda konuşan (KESK) Genel Sekreteri Şenol Köksal, KESK ve KESK’e bağlı iş kolları olarak yurt geneline dağıldıklarını uzun süredir biriken kamu emekçilerinin sorunlarını iş yerlerinde paylaşıp çözüm önerilerimizin ne olduğunu anlatan toplantılar yaptıklarını söyledi.
“SORUNLARI ANLATMAK İÇİN ARTIK KLASÖRLER YETMİYOR”
KESK olarak TİS görüşmeleri öncesi taleplerini 13 Temmuz’da paylaşarak 6 temel başlıkta dillendirdiklerini anlatan Köksal, “Sorunlarımız AKP döneminde artık öyle bir hale geldi ki artık klasörler yetmiyor. Kırmızı çizgi olarak belirlediğimiz grevli demokratik bir toplu sözleşme yasası idi. Çünkü sendikalar TİS yapmak için vardır. TİS’i yapamıyorsa o sendika sendika değildir. Bu çizgimizi toplu sözleşme masasında Çalışma Bakanının yüzüne ifade ettik. 4688 sayılı yasa ilk çıktığında tek karşı çıkan konfederasyon biz idik. O dönem şu anki hükümet döneminde kurulan sendikalar gelsin bir görelim derken şu an hükümetin iki dudağı arasında bir toplu sözleşme yapıyormuş pozisyonuna düştüler” dedi.
“3600 EK GÖSTERGE EYLEMLERİMİZ DEVAM EDECEK”
3600 ek göstergeyi daha derli toplu hale getirdiklerini anlatan Köksal, “1’in 4’üne inen her kamu emekçisi 3600 ek gösterge hak etmektedir dedik. 3600 ek gösterge çalışırken kamu emekçisinin geliri artıran değil gelecekte emekli aylığını artıran bir faktördü. Çalışırken aldığımız ek ödemeler emeklilikte direk aylıklarımıza eklensin dedik. Bunları TİS görüşmelerinde dile getirdik. Bunun için eylemlerimiz devam edecek” ifadelerini kullandı.
KESK olarak EYT meselesinin sürekli mücadelesini verdiklerini vurgulayan Köksal, binlerce mağdur yaratan yasadan geri dönülmesi çağrısını masada dillendirdiklerini kaydetti.
BİREYSEL EMEKLİLİK YASASINI DELİ DUMRUL YASASINA BENZETTİ
Zorunlu bireysel emeklilik diyerek getirilen yasayı Deli Dumrul yasasına benzeten Köksal şöyle devam etti: “Bunun zorunlu olmasına biz karşıyız. İsteyen zaten bireysel emeklilik sistemine dahil oluyordu. Bu zorunlu hale geldi. Kişinin zaten geliri düşük. İlk defa son dönemde memuriyete alınanlar sözleşmeli statüdekilerin maaşlarına baktığınızda 4 bin- 4 bin 500 bandında. Birde tutuyorsunuz kendisinin iradesi dışında bireysem emeklilik diye bir şey kesiyorsunuz. Hükümetin ağzıyla sosyal güvenlikte eski aylıklarınıza kavuşamayacaksınız şimdiden birikim yapın bizim o eksikliğimizi cebinizden siz tamamlayın. Biz buna karşıyız. Benim gelecekte insanca yaşayacak bir sosyal güvenlik hukukuna ihtiyacım var” diye konuştu.
“TEMEL GELİR GÜVENCESİ SAĞLANMALI”
Ülkenin üst üste işsizlik sorunu ile karşı karşıya kaldığını belirten Köksal “İlkini kamudaki terör örgütü ile ilgisi iltisakı olanları ayıklayacağız diye bir genelge yayınladılar. Arkasından bir darbeden bahisle binlerce kamu emekçisini işinden aşından ettiler. O dönemde iktidarın ‘ağaç kökü yesinler’ söylemi oldu. Ertesi gün sosyal güvenliksiz kalan binlerce insanın durumunu kabul edemezdik. Bunun için kendi üyelerimizle dayanışma içinde girdik. Dava sürecini başlattık. Bunun için temel gelir güvencesinin sağlanmasını dile getirdik” şeklinde konuştu.
İnsanca yaşama yetecek bir ücret tarifi ile sosyal eklentilerle 10 bin 400 lira iki çocuklu eşi çalışmayan ilk defa yeni memurun alacağı ücreti dile getirdiklerini anlatan Köksal şöyle devam etti:
“İÇERDE TİYATRO SAHNELENDİ”
“Yüzde 43,5 bir zam ile bunu teleffuz ettik. Bunu 13 Temmuz’da açıklayacaktır. Kamu Sen ve Memur Sen’in toplu sözleşme çalışması bitmediği için 26 Temmuz’a kadar süre istediler. Biz tetikleme için bir açıklama yapalım dedik. Ayın 26’sında benzer maddeleri orada gördük. Ücret çok yakındı. 175 lira arada fark vardı. Sevinmiştik. Memurun sendikası olur diyenler şimdi memura siyaset hakkı ister hale geldiler. O masada bizi görüştüren yasa kadük ve taraflı idi. İlk görüşmeden sonra kapılar kapandı içeride Kamusen ve Memursen bizim benzer taleplerimizi içerde görüştüler. Umutlanmıştık ama içeride bildik tiyatro sahnelendi. Yüzde 61’e tekabül eden zam yüzde 26’ya iki yılda bantlandı. Özünde iki yıl yüzde 15’ten öte değildir. Bir tiyatro sahnelendi. Bu 6.sı idi artık sabrımız kalmadı. Bu sabırsızlık sadece sendikamız merkezinde değil iş yerlerinde kalmadı. Sonucunda tepkiselliklerini iş yerlerinde gösteriyorlar. Öncçelikle bağlı bulundukları sendikalarından istifa ederek tavırlarını koyuyorlar.”
“HALKA KAMU HİZMETİ VERİLEMEZ HALE GELDİ”
Ülkenin yöneticiler eliyle halktan yana bir kamu hizmeti verilemez hale getirildiğini savunan Köksal şunları söyledi: “Özellik kamunun özelleştirilme süreçleri kamudaki hizmetin niteliğini aşağı düşürdü. Bugün halk kamu hizmeti almak isteyenlar belki de ücret vermek zorunda kalıyor ya da aldığı hizmeti her seferinde tekrar tekrar almak zorunda kalıyor. Liyakatsız bir kamu hizmetinin bu ülkeye bir fetö meselesini getirdiğini açıkça dile getirdik.”