Haber Merkezi
Mersin’de Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından son günlerde yaşanan orman yangınları,sel felaketleri ve göçmenlere yönelik ırkçı saldırılar nedeniyle il binasında basın toplantısı düzenlendi. a İnsan Hakları Derneği, DİSK Genel İş Sendikası, Toplumsal Özgürlük Partisi yetkilileri ile belediye bazı belediye meclis üyelerininde katıldığı basın toplantısında konuşan HDP İl Eş Bakanı Gülbahar Şöfer, son günlerde başta Manavgat ve Dersim olmak üzere, yüzlerce noktada orman yangınlarının çıktığını hatırlattı. Yangınlar, birçok bölgede yerleşim alanlarını da etkilediğini anlatan Şöfer, müdahale ekiplerinden ve sivil yurttaşlardan yaşamını yitirenler olduğunu söyledi.
“ORMAN YANGILARI EN BÜYÜK FELAKET”
Ekolojiyi yaşamın, toplumsal barışı savunan bir parti olarak, orman yangınları ve doğaya yönelik her türlü saldırının en hassas oldukları konulardan olduğunu anlatan Şöfer, “Nasıl çıkmışsa çıksın, yaşanan orman yangınlarını insanlığın ve tüm canlıların karşı karıya kaldığı en büyük felaket olarak görüyoruz. Bu yangınlar ve yaşanan sel felaketleri yaşanan iklim krizinin sonucu ise, sorumlusu da iklim krizine sebep olan vahşi kapitalizmin kendisidir. Hep söylediğimiz gibi Ekolojiyi öncelemeyen bu sistem değişmelidir. Şayet ormanlık alanları batıda ranta açma, bölgede güvenlik alanı ilan etme fikri varsa bu tam bir cinayettir” dedi.
“DÜŞMANCA POLİTİKALARI KABUL ETMİYORUZ”
Ormanlara, doğaya, yaşama yönelik düşmanca politikaların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Şöfer,”Sorumlular hukuk önünde hesap vermelidir. Ancak; şunu da belirtmek gerekir ki; orman yangınlarının ve sel felaketlerinin baş sorumlusu her alan da rant peşinde koşan bu iktidardır. Başta cumhurbaşkanı olmak üzere tüm bakanlıklar kendileri özel uçaklarla gezerken, bu ülkenin tek bir tane bile yangın söndürme uçağı yoktur. Öte yandan yaşanan bu acılar ve felaketlerden ırkçılık devşirmek ve toplumu kutuplaştırmaya kalkmak, toplumsal yaşamı ateşe atacak çok daha büyük bir felakettir. Bütün kışkırtmalara rağmen, halkımızı dayanışmayı büyütmeye doğamızı ve yaşam alanlarımızı sahiplenmeye ve halklar arası ortak yaşamı güçlendirmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
“KARADENİZ BÖLGESİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANI YAPILMAMIŞ”
Yangınlar sürerken batı Karadeniz de, birçok ilin yaşanan sel felaketinin ağır bilançosuyla karşı karşıya kaldığını anlatan Şöfer şunları söyledi: “Çok sayıda yurttaş yaşamını yitirdi ve çok ciddi doğa tahribatı ve maddi hasar meydana geldi. Daha önceki yıllarda da, yaz aylarında küçük çaplı sel felaketleri olmakla birlikte bu sefer tam bir felaketle karşı karşıya kalındı. Yangınlarda olduğu gibi sellerde de, asıl neden iklim krizi uluslararası iklim değişikliği sözleşmesi imzalanmasına rağmen, çevre ve şehircilik bakanlığı Karadeniz bölgesi iklim değişikliği eylem planının hayata geçirilmesi için, hiçbir şey yapılmadığı ortaya çıktı. Bu iktidar artık yönetemez hale gelmiştir.”
DEMİRÖZ: SÖYLEMLER FAŞİST SALDIRILARA ZEMİN HAZIRLIYOR
Göçmenler ve ırkçı saldırılarla ilgili açıklama yapan İl Eş Başkan Yardımcısı İhsan Demiröz, Ankara’nın Altındağ ilçesinde, mültecilere karşı başlayan ırkçı saldırıların iktidarın ve muhalefetin bir bölümünün politikalarından ve söylemlerinden bağımsız olmadığını söyledi. Muhalefet belediye başkanlarından birinin yakın zamanda yapmak istediği uygulama ve söylemlerin faşist saldırılara zemin hazırladığını ifade eden Demiröz, “Geçtiğimiz gün Konya’da Kürt bir aileden 7 insanın katledilmesi birçok bölgede mevsimlik Kürt işçilere yapılan saldırılar, Ankara’da ki, mültecilere yapılan saldırılardan ayrı değerlendirilemez. Körüklenen nefret ve ayrımcılık; devlet mekanizmaları, siyasi parti sözcüleri ve medya tarafından yaygınlaştırıldığı sürece dezavantajlı her kesimin yaşam hakkı tehlike altındadır” dedi.
“SALDIRILARIN ÖNLENMESİ İÇİN TEDBİR ALINMALI”
Olabilecek yeni katliam ve saldırıların önlenmesi bir an evvel tedbir alınmasını isteyen Demiröz şunları söyledi: “Saldırıların gerçekleştiği bölgede herkesin güvenliğinin sağlanması, yaşanan olaylarla ilgili soruşturmanın ivedilikle yapılarak sorumluların cezalandırılmasını zarar gören herkesin maddi ve manevi zararlarının karşılanmasını talep ediyoruz. ‘Ülkemde mülteci istemiyorum’ diyerek ayrımcılığı, nefret dilini ve halklar arası gerilimi besleyenler, tüm bu saldırıların, yaratıcısı ve aynı zamanda kışkırtıcısı ve failidirler. HDP olarak halklar arası barışın ve kardeşliğin inşası için mücadele etmeye; ırkçılık ve faşizm karşısında başta Suriyeli mülteciler olmak üzere, tüm dünya halklarından olan insanlarımızın başta insan hakları olmak üzere haklarını savunmaya yanlarında olmaya, dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz.”