Mersin’de İnsan Hakları Derneği (İHD) Çalışma Yaşamı Komisyonu'nun yerel yönetimlerde yaşanan hak ihlallerine yönelik yaptığı tespitlerle ilgili bir basın açıklaması yapıldı. İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir’in de katıldığı basın açıklamasında konuşan komisyon üyesi Av. Battan Gazi İnci, ülkede siyasal kutuplaşma, ötekileştirme üzerine yürütülen politikaların neticesinde tüm kamu, yarı kamu, özel kurum ve kuruluşlarda ayrımcı uygulamalar olağan hale geldiğini bu durumunda kamusal yetkileri elinde bulunduran yetkililerin kamu güçlerini kendi siyasi menfaatleri doğrultusunda kullanmaları sonucunu doğurduğunu kaydetti.

 Bu süreçte işçi sınıfının da kutuplaşmanın mağduru olarak nasibini aldığını vurgulayan İnci yaptıkları çalışmalar sonunda Mersin’deki yerel yönetimlerde çalışan işçilerinde çok ciddi baskıya maruz kaldığının gözlemlendiğini söyledi.

“BELEDİYEYİ YÖNETEN PARTİNİN POLİTİKASINI ELEŞTİRENLER FARKLI GEREKÇELERLE DİSİPLİNE VERİLİYOR”

Alınan başvuru ve bilgileri paylaşan İnci, “Sosyal medyada, çalıştığı belediyeyi yöneten partinin politikalarını eleştirenlerin farklı gerekçelerle disipline verildikleri, kimi işçilere ücret kesintisi gibi disiplin cezaları verildiği; İşçilerin çalıştığı belediyenin resmi sosyal medya hesabını takip etmeye ve belediyenin icraatları ile ilgili paylaşımları beğenmeleri ve paylaşmaları için işçilere ısrarda bulundukları, uzun süre beğeni ve paylaşım yapmayan işçilerin uyarıldığı, baskıya maruz kaldığı;  İşçiler arasında, belediyeyi yöneten partiye mensup işçilerin, diğer işçilere yönelik ispiyonlama ve bilgi taşıma gibi işlerde kullanılarak işçiler arasında güven duygusunun zedelendiği, kutuplaştırma yaratıldığı, idarenin haksız eylemlerini eleştirenlerin ispiyonlanarak yevmiye cezasına çarptırıldığı; - Belediye şirketinde çalışan işçilerin, şirket müdürleri tarafından, mensubu oldukları siyasi partilere üye olmaya zorlandığı;  Mobbing uygulamak amacıyla, çalışanların kendi iş kolundan  daha farklı bir iş kolunda  görevlendirildiği, örneğin elektrik ustası bir çalışanın çöp arabasının arkasında çalışmaya ya da  şoförün süpürge işinde çalışmaya zorlandığı; Emeklilik süresi dolan ancak çalışmaya ihtiyaç duyan işçilerin emekliliğe zorlandığı, emekli olmayan büro işçilerinin park-bahçe ve temizlik gibi işlerde görevlendirildiği; Anılan mobbing  ve hak ihlalleri sürecinde, işçiler, mensubu oldukları sendikalardan gerekli desteği göremedikleri, kimi zaman da işverenler tarafından sendikalarından ayrılmaya zorlanarak işçilerin sendikal haklarının engellendiği gibi hak ihlallerine ilişkin bilgiler tarafımıza ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

“İŞÇİLER KAYGILI”

Anılan mobbing ve hak ihlalleri  sürecinde, işçilerin her an işten çıkarılacakları, görev yerlerinin değişeceği ya da özlük haklarına halel geleceği noktasında yoğun kaygı yaşadıkları, iş hayatını huzursuz bir şekilde yürüttükleri gözlemlendiğini anlatan İnci şöyle devam etti: “Kamu kurumu olan yerel yönetim birimlerinde ulusal ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde işçilerin baskıya maruz kalması, çalıştıkları kurumlarda ifade özgürlüklerinin kısıtlanması, çalıştıkları birimlerin sebepsiz ve rıza olmaksızın değiştirilmesi, aldıkları düşük ücretin siyasi bir terbiye aracı olarak kesintiye uğratılması, işçilere emeklilik dayatılması, işçilerin temel sorunlarının göz ardı edilmesi ve geçim sıkıntısı nedenli intihar vakalarının dahi umursanmaması ciddi bir endişe uyandırmaktadır. Bizler işçilerin alın terinin siyasi emellere alet edilmesini ağır bir insan hakkı ihlali sayıyor, işçilere yönelik yaşanmış ve yaşanacak tüm hak ihlalleri ve mobbinglerin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz” ifadelerini kullandı.