DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ FİYATLARDA NORMALLEŞME BEKLİYOR | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ FİYATLARDA NORMALLEŞME BEKLİYOR



 

Haber Merkezi

 

Demir çelik sektöründe son dönemlerde artan fiyatlar ve yaşanan belirsizliğin ardından MTSO 27 No’lu Makine Sanayi ve 32 No’lu Metal Sanayi Meslek Komitelerinin girişimiyle sektör temsilcilerinin önünü görüp, rotasını çizebilmesi adına “Demir-Çelik Sektöründe Mevcut Durum ve Geleceğe Bakış” konulu online seminer düzenlendi. Moderatörlüğünü MTSO Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu’nun gerçekleştirdiği seminerin konuşmacıları Türkiye Çelik Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler ile Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır oldu. Dünya ve Türkiye’deki gelişmeler ışığında fiyatlardaki artışın nedenlerini özetleyen konuşmacılar geleceğe yönelik tahminde bulunmanın zor olduğunu ancak bu artışın bu şekilde gitmesinin de mümkün olmayacağını belirtti. Mutlaka normalleşme beklendiğini vurgulayan konuşmacılar ancak bu normalleşmenin ne zaman olacağına dair rota çizmenin zorluğuna değindi.

Seminerin açılış konuşmasını yapan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, demir çelik sektöründeki maliyet artışlarıyla sektörlerin büyük sıkıntıya girdiğini belirtti. Bu nedenle düzenlenen seminerin sektör açısından büyük önem taşıdığını kaydeden Kızıltan, alacakları bilgiler doğrultusunda sektörün yol haritasını belirleyeceğini ifade etti.

 

“TEMEL SORUN TEDARİK ZİNCİRİNDE YAŞANAN KIRILMA”

Konunun genel hatlarını çizen Moderatör Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, demir çeliğin makine üretiminden inşaata, beyaz eşyadan otomotive hemen tüm sektörleri ilgilendirdiğini söyledi.  Bu alanda yaşanan hızlı değişimin temel nedeni olarak salgın döneminden itibaren tedarik zincirinde yaşanan kırılmaları gösteren Uzunoğlu, “Bu süreçte arz kanallarında oluşan tıkanıklık, stokların erimesi, Çin’in artan talebi tüm emtia fiyatlarını yukarı çekti. Sadece metaller değil gıda da dahil olmak üzere hammaddelerin hepsinde artış yaşandı” dedi.

Nisan ayından itibaren ham çelik üretiminin yıllık yüzde 46.6 arttığını, sanayi üretiminin yüzde 18.2 yükseldiğini bildiren Uzunoğlu, demir çelik cevher fiyatının ise bu dönemde yüzde 112 artışla rekor seviyelere ulaştığını söyledi. İhracatın da bu dönemde yüzde 65’lik artışla iyi gittiğini kaydeden Uzunoğlu, “Özetle her şey hızlı ama fiyatlar da hızlı ve içeride büyük belirsizlik yaratıyor. Nasıl maliyet hesabı yapacağız? Sattığımızı nasıl yerine koyacağız? Büyük belirsizlik var” değerlendirmesini yaptı.

 

“ÇİN DÜNYA PİYASALARINDA ÖNEMLİ BİR ETKİYE SAHİP”

Türkiye Çelik Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, sözlerine sektördeki hızlı yükselişin nedenlerini özetleyerek başladı. Birçok emtiada eldeki referanslara bakarak geleceğe dair vadeli işlem yapılabilirken çeliğin saf metal olmayıp kompozit yapısı nedeniyle vadeli işleme imkan tanımadığını belirten Dalbeler, “Bu nedenle dünyadaki her türlü değişimden çok fazla etkilenir” dedi. Çeliğin aynı zamanda yatırım ve işletme anlamında büyük sermaye gerektirdiğine dikkat çeken Dalbeler, “Firma ebatları ve güçler büyük olunca rekabet de bir o kadar güçlü olabiliyor. Bu da piyasalardaki dalgalanmaların boyunu farklı kılabiliyor” dedi. Ardından Çin’in sektördeki gücüne değinen Dalbeler şunları söyledi:

“Dünyada geçen yıl yaklaşık 1 milyar 878 milyon ton çelik üretildi. Bu büyüklüğün yüzde 60’ı Çin’de üretilip tüketiliyor. Onlar nereye gitmek ister, direksiyonu nereye çevirirse biz de onların peşinden gitmek zorunda kalıyoruz. Çinli yüzde 10 büyüyorsa dünyanın kalanı yüzde 5 büyüyebiliyor. Dalgalanmanın büyüklüğünün nedenini anlamak için 2020 yılı başına bakalım. Çin’de başlayan salgın Şubat’ta Avrupa ve Amerika’ya sıçrayınca şekil değişti. Çinliler 4-5 ayda kontrol altına alıp hayatlarını normale döndürdü ama dünyanın kalanı ciddi krize girdi ve Şubat’la birlikte imalat sanayinde ciddi aksamalar yaşandı. Tedarik zinciri durdu. İmalat sanayinin en büyük malzemesini temin eden çelik sektörü de etkilendi. Birçok ülkede çelikçiler üretime ara verdi. Talep durunca 57’nin üzerinde fırın uyutuldu. Çin, pandemiyi kontrol altına alınca yurtdışına gönderdiği yıllık 60-70 milyon ton çelik ihracatını azaltıp kendi içinde tüketti ve dünyadan da çelik talep etti. Bu durum uluslararası piyasada bir başka dengesizlik yarattı. Bir taraftan batı ülkeleri üretimini kıstı. Diğer taraftan Çin dünya piyasalarına arzı kesti. Ekim ayında aşının sunulmasıyla hayat yavaş yavaş batıda da normale dönünce başlayan taleple dengesizlik oluştu. Kasım’da 1 tonu 500 dolar olan çelik fiyatı bir anda bin dolar üzerine çıktı. Çin 2020 yılını çelik üretiminde yüzde 5 büyümeyle tamamlarken dünyada yüzde 2 daralma yaşandı. Dünyanın ilk 10 üreticisi arasında bir tek Türkiye’de istisna yaşandı. Biz, yüzde 6 büyüyebildik.”

 

“Bu yıl üretimde ciddi artış var”

Türkiye’de bu yıl üretimde ciddi artış yaşandığını bildiren Dalbeler, Türkiye’nin 50 milyon ton üretim kapasitesi bulunduğunu ve bu yıl 40 milyon tonluk üretime ulaşılacağını düşündüğünü söyledi. Şartlar değişmeyip Çin’in politikasının devam etmesi halinde dünyada ucuz paranın bulunduğu bir ortamda aşıyla hayatın normale dönmesi sonucu talebin ciddi artacağını kaydeden Dalbeler, yılsonunda yüzde 3’lük artış beklediklerini söyledi. Mevcut durumda fiyatların çok anormal seviyelerde olduğunu da vurgulayan Dalbeler, bu fiyatların da mutlaka normalleşmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

 

“FİYATLARI BİR KENARA KOYALIM ŞU ANDA MARJLAR NORMAL DEĞİL”

Borçelik Genel Müdürü Kerem Çakır da genel durumu değerlendirdi. Yatırım maliyetlerinin yüksek olması, çeliğin borsasının bulunmaması ve Çin’in sektördeki gücünün süreçte etkili olduğunu kaydeden Çakır, “Dünyada basılan parada genişleme var ve bu para kendisine bir liman arıyor. Doğal olarak arzı kısıtlı olan girdilere yöneliyor. Bu bakır da olabiliyor çelik de” değerlendirmesini yaptı.

Salgınla birlikte sektörde sert bir fren yapıldığını dile getiren Çakır, otomotivin beyaz eşya üretiminin durduğunu ve salgının başında bu sektörlere ürün satılamadığını bildirdi. Son kullanıcıdaki küçük salınımların üretime etkisinin büyük olduğunu vurgulayan Çakır, “Son kullanıcıdaki bir birimlik fren tedarik zincirinde 3-4 birim sertlikte hissedildi ve tüm tedarik zincirinin halkaları allak bullak oldu. Güvenlik storları dahi eridi ve halen yerine gelmedi” dedi. 2008 krizinde kapasite kısmayarak soruna çare arayan sektörün o dönemde istediği sonucu alamamasının oluşturduğu etki ile bu kez profesyonellerin tam tersi bir refleks gösterip frene sert basarak stokları sıfırlamalarının olumsuz etkisinin yaşandığını dile getiren Çakır, bu nedenle üretim başlasa da halen talebe yetişmenin mümkün olmadığını söyledi. Talebin bugün çok hızlandığını bildiren Çakır geleceğe dair şu değerlendirmeleri yaptı: “Demir çeliğin nereye gidebileceğini görecek olsam 20 yıl önce ceketimi alıp malzeme alıp satmaya oynardım. Ama pazarı yenmek çok mümkün değil. Pazarı zamanlamayla yenmenin mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Aman şu anda malzeme almayalım fiyat çok yüksek ya da malzeme alalım çok düştü diye zamanlamaya çalışma psikolojisinin bizi ters köşeye yatırdığını hissediyorum. Fiyatları bir kenara koyalım, şu anda marjlar normal değil. 27 yıldır sektördeyim en istisnai dönemlerde dahi bu marjları hatırlamıyorum. Ama unutulmasın ki hiçbir şey sonsuza kadar yukarı çıkmıyor. Bu marjlar mutlaka normalize olacak. Bu da yeni kapasitelerle değil, durdurulmuş kapasitelerin açılmasıyla olabilir. Normalizasyon mutlaka olacak gibi görünüyor ama biraz yavaş olabilir.”

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA