Mezitli İlçesi Davultepe Mahallesi’nde üzerinde binlerce narenciye ağacı olan yaklaşık 400 dönüm tarım arazisinin sanayi sitesine dönüştürülmesi için Cumhurbaşkanlığı tarafından acele kamulaştırma kararı çıkmıştı. Acele kamulaştırmada yürütmenin durdurulması için üreticiler adına Avukat Kübra Erşahin tarafından açılan davada yürütmenin durdurulması talebi reddedildi.

Avukat Kübra Erşahin gelinen süreç ile ilgili gazetemize bilgi verdi. Tarım arazilerinin konut alanı olduktan daha sonra sanayi alanına çevrildiğini ifade eden Erşahin, “Buradaki 420 dönümün yüzde 70’i eski tapu yani 70 yıllık tapular. Diğeride 2-B’den alınan topular. 40’dönümde içinde orman arazisi var. Konut alanı olduğunda dahi vatandaşlar burada konutu değil tarım yapmayı tercih ettiler. Burada insanlar tarımla geçimlerini sağlıyor” dedi.

“BİZ İŞGALCİ DEĞİLİZ”

Ağaçların kesilmesine ve tarım alanlarının sanayiye çevrilmesine karşı çıktıkları için Mezitli Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Başkanı Bünyamin Önel’in kendilerine ve arazisi olanlara işgalci dediğini anlatan Erşahin, “Bizi devlet arazisini işgal etmiş gibi göstermeye çalışıyor. Ben burada açtığım bütün davalarda müvekkillerimin tapularını sundum. 90 tane dava açtım. Zaten acele kamulaştırmaya dava açmanın birinci kuralı elinde tapuların olacak. Tapu olmadan hak sahibi olmadığın için dava açamazsın. Tapularımızı sunduk. Buralar hazine arazisi dediler ama biz topularımızı sunduk” dedi. 2019’un 6. ayında burası organize tarım bölgesinden küçük sanayi alanına çevrilmesi istendiğini anlatan Erşahin “Bunu Kooperatif Başkanı Bünyamin Önel talep ediyor. Mezitli Belediyesi’ne yazı yazıyor. Mezitli Belediye Büyükşehir Belediyesi’ne gönderiyor. Bu Büyükşehir Belediye Meclis Komisyonuna geliyor. Komisyonda Bünyamin Önel ve Erhan Çontar var. Bunlar acele kamulaştırmayı bir şekilde çıkarıyorlar. Şu anda acele kamulaştırma dosyaları devam ediyor. Yürütmeyi durdurma için Danıştaş’a dava açmıştık. Şu anda sadece yürütmeyi durdurma talebimiz reddedildi. Çünkü burada yürütülen bir işlem yok. Yürütülen ağaç kesimi yok, ev yıkımı yok. Yürütülen bir idari işlem yok. Biz davalarımızı açarken önce yürütmeyi durdurma talebi diye açarız. Dosyalarda daha işin esasına geçilmedi” ifadesini kullandı.

“VATANDAŞI KORKUTARAK ANLAŞMAYA ZORLUYOR”

Sanayi Sitesi Kooperatif Başkanı’nın davayı kaybetmişler gibi kamuoyu oluşturma çalıştığını öne süren Erşahin, “Böylelikle insanların elinden tapusu alacak. Bakanlığa ipotek verecek. Oradan kredi kullanarak burayı ancak bu şekilde yapabileceğini biliyor. Vatandaşın rızası olmadan yapamaz. Vatandaşı korkutarak “Bak bugün benimle anlaşmazsan yarın yerin daha ucuza gidecek” diyor. “Ben sana değerinden fazla para vereceğim” diyor. Vatandaşı anlaşmaya zorluyor. Vatandaş ise anlaşmak, yerinden vazgeçmek istemiyor. Milleti korkutuyor. Beni yıldırmaya çalışıyor. Avukat Kübra Erşahin davalardan para topluyor diye sözler çıkarıyorlar. Ben bu davalarda 1 lira dahi avukatlık ücreti almadım.  Babamın bu 420 dönüm arazide 1 metre tapulu arazisi yok. Beni ve babamı kullanarak bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Babamın çak az bir yeri giriyor. Ondada tapuyu babama vermemişler. Belediye tedbir koydurduğu için şu an tapulu yeri yok. Çok cüzi bir miktar giriyor. 8 metre mi ne giriyor” şeklinde konuştu.

“SEÇER SEN DAVAYI KAYBETSEN DAHİ BEN ACELE KAMULAŞTIRMA YAPMAYACAĞIM DEDİ”

Erşahin sürecin bundan sonra nasıl işleyeceği ile ilgili ise şunları söyledi: “Bu işin iki yönü var. İşi kökünden çözmek için planları değiştirirsin yada şu an acele kamulaştırma kararı çıktı onu durdurursun. Biz Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile 3 hafta önce görüştük. Muhtarlarında olduğu toplantıda “Sen bu davayı kaybetsen dahi ben orada acele kamulaştırma yapmayacağım. Ben orada halkın böyle tepkisi varken orada acele kamulaştırma yapamam. Bu benim insiyatifimde, idarenin insiyatifinde. Biz bu kararı geçirirken yanlış yaptık bunu görmedik ama burada acele kamulaştırma benim inisiyatifimde. Sen kaybetsen dahi ben yapmayacağım” dedi.  Zaten Cumhurbaşkanlığı kararında da bu yetki Büyükşehir Belediyesi’ne veriliyor. Kararda git oraya evleri, ağaçları yık, acele kamulaştırma yap yazmıyor. Hukuka uygun mu değil mi diyor” diye konuştu.

“HALKIN DİRENCİ VAR”

Planların değişmesi için ise bütün partilerin uzlaşması gerektiğini vurgulayan Erşahin şöyle devam etti:  “Şu an partilerle görüşmemizde itirazları kabul edeceklerini söylediler. Planlardan 100.000’lik plana 247 itiraz oldu. 5.000’lik plana ben bütün vatandaşların itirazlarına tek dilekçe ile itiraz ettim. Orada çok sayıda insanın itirazı var. Şimdi 1.000’lik plana itirazımız var. Bunun için bine yakın itiraz oldu. Bu itirazlar Mezitli Belediyesi’nden Büyükşehir’e geldi. Büyükşehir’de hala komisyonlarda görüşülmedi. Aldığımız duyumlara göre itirazlar kabul edilecek. Madem ki bir acelelik hali var belediye 1000’lik planı onaylayıp işlem yapabilir. Neden yapmıyor. 1000’lik plan komisyona bile gelmedi. Acelelik yok. Kanuna göre olağan üstü bir hal olması gerekir. Böyle bir durum yok. Burada birisi siyasi gücünü kullanarak bu aşamaya kadar getirdi. Bundan sonra halkın direnci var. Halk istemiyor. Mersin’deki bütün STK’lar ve İKK yerin sanayi için yanlış olduğunu tarım arazisi olduğunu raporladı”

“BENİ VE HALKI YILDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Acele kamulaştırma kararında yürütmenin durdurulması için açtıkları davanın reddedilmesi üzerine insanların aranıp mesajlar atılarak bütün davaların kaybedildiği gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını vurgulayan Erşahin şunları söyledi: “Beni yıldırmaya çalışıyor. Ben yılarsam insanları kandırması daha kolay olacağını sanıyorlar. Müvekkillerime, muhtarlara mesaj atıyorlar. Başkan muhtarlara bizzat kendisi mesaj atıyor. Müvekkillerime ise yardımcıları atıyor. Davayı kaybettiniz diye. 150 tane müvekkilim var beni arıyor. Yürütmeyi durdurma talebimiz reddolunca davayı kaybettiniz diye bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Bu davayı açalı 5 ay oldu. Daha işin esasına girilmedi. Biz Davultepe olarak vazgeçmedik. Topraklarımız arkasındayız. Her zaman mücadelemizi vereceğiz. Burada merkezden değil yerelden bir hukuka aykırılık yapıldı. Merkezin haberi yok. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi diyor ama merkezi idarenin buradaki hukuka aykırılıktan haberi yok. Yerelde yapılan bir haksız var. bu haksızlıktan Ankara’nın haberi yok. Bu dava daha 1-2 yıl sürecek.”