Haber Merkezi
İzmir’de HDP il binasına yönelik gerçekleşen ve parti çalışanı Deniz Poyraz'ın ölümüyle sonuçlanan saldırıya tepki gösteren emek ve demokrasi güçleri HDP Mersin İl Binası önünde toplandı. Kalabalık “Katilleri tanıyoruz, HDP halktır, susturulamaz “ şeklinde pankart açtı. Polis ekipleri ise çevrede geniş güvenlik önlemi aldı. HDP Mersin İl eş başkanı Gülbahar Şöfer buruda yaptığı basın açıklamasında Türkiye siyasi tarihinin karanlık ve alçakça saldırılarından birinin İzmir’de gerçekleştirildiğini ve saldırıda parti üyeleri Deniz Poyraz’ın katledildiği ifade etti.
İzmir il binalarına yapılan planlı ve sistematik katliam girişiminin kaostan beslenen iktidarın yarattığı siyasi iklimin sonuçlarından biri olduğunu ifade eden Şöfer, “İktidarın, partimizi hedef haline getirmesinin ardından saldırıların gerçekleşmesi bir tesadüfe değil, siyasi iradenin zeminini sağladığı planlı saldırılara işaret etmektedir. Bu katliam, iktidar blokunun oluşturduğu siyasi iklimin ürünüdür. “7 Haziran’ı unutmuyoruz”, “Bunlar daha iyi günleriniz” diyen ve HDP’lileri “haşerelere” benzeterek açık katliam çağrısı yapanların sesleri karanlık odakların planlarında ve tetikçilerin katliam girişimlerinde karşılığını bulmuştur. Bu saldırı içeride ve dışarıda sürdürülen Kürt düşmanlığının sonucudur. Deniz yoldaşımıza sıkılan kurşun Kürt halkına, demokratik siyasete ve HDP’nin temsil ettiği ortak yaşam iradesine sıkılmıştır. Güvenliği sağlamakla görevli siyasi iktidar ve emrindeki kolluk kuvvetlerinin Türkiye halkları açısından açık şekilde güvenlik sorunu oluşturduğu bir kez daha kanıtlanmıştır” şeklinde konuştu.
“17 HAZİRAN ÖNEMLİ BİR EŞİK”
İzmir’de katliam girişiminin gerçekleştirildiği 17 Haziran 2021 gününün sadece Türkiye demokrasisi adına değil, Türkiye halklarının bir arada yaşaması adına da önemli eşiklerden biri olduğunu vurgulayan Şöfer şöyle devam etti: “17 Haziran’dan sonra her gün, Türkiye halklarının geleceğini karanlığa sürüklemek isteyenlere karşı dayanışmanın ve bir arada yaşamın savunulması gereken tarihi bir gündür. Muhalefet partileri ve tüm toplumsal kesimler bu kritik sürecin farkında olarak tutum belirlemeli ve hareket etmelidir. Bizler her türlü saldırıya rağmen demokratik siyaset ve onurlu barış mücadelemizi sürdürme konusunda ısrarımızı devam ettireceğiz. Deniz ve binlerce yoldaşımızın mücadelesine yakışır şekilde bu ülkeye barışı ve demokrasiyi getirene kadar bir an bile olsun duraksamadan onurlu ve haklı yürüyüşümüze devam edeceğiz. Denizlerimiz tükenmeyecek, poyrazımız esmeye devam edecek.”
YEŞİLBOĞAZ: ANALAR AĞLAMASIN
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz ise yapılanın sadece siyasi partiye bir saldırı olmadığını söyledi: Hukukçular olarak insan yaşamının kutsanmasını ölümlerin bir an önce sonlandırılmasını istediklerini ifade eden Yeşilboğaz şunları söyledi: “Bu ülkede bütün demokratik kitle örgütleri burada bir araya geldi ise barış istiyorlar demektir. Analar ağlamasın, özgürlük gelsin, açılmış olan bu aydınlık gökyüzünün bir daha artık kararmasın istiyorlar. Biz hiçbir zaman ölümü kutsamadık. Her zaman barışı, özgürlüğü kutsadık. Bundan sonra bu ülkede herkes eşit ve kardeş bir şekilde yaşamalı.”
Sivil toplum örgütü temsilcilerinin görüşlerini dile getirmesinin ardından kalabalık olaysız bir şekilde dağıldı.