Haber merkezi
Ülkemiz başta olmak üzere pek çok ülkede felakete neden olan Çernobil Nükleer Felaketinin 35’inci yılında Mersin Nükleer Karşıtı Platform Bileşenleri, iktidara seslendi.
Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda biraraya gelen nükleer karşıtları Çernobil felaketini anlatan fotoğrafların yer aldığı bir sergi açarak, basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen de destek verdi.
YIKIM DEVAM EDİYOR
“Çernobil’in yıl dönümünde liyakat yerine itaat!” başlığıyla yapılan basın açıklamasını okuyan Mersin Nükleer Karşıtı Platform Dönem Sözcüsü Aycan Özkan faciaya dönüşen kaza sonrası kaybedilen hayatların, yok edilen çevrenin, insanlığa unutulmaz bir ders verdiğini söyledi. Kapitalizmin kar hırsıyla inşa ettiği santrallerin ne kadar tehlikeli olabileceğinin bizzat görüldüğünü söyleyen Özkan, “Aradan geçen onca yıla rağmen radyasyon kaynaklı ölümlerin önüne hala geçilememiş, çevreyle ilgili yıkım tüm hızıyla devam etmiştir.
“NÜKLEER ÇÖZÜM DEĞİL, ÇARESİZLİK GETİRİYOR”
Ukrayna’nın başkenti Kiev yakınlarında kurulu Çernobil Nükleer Santralı’nın 4 numaralı reaktöründe26 Nisan 1986 tarihinde bir patlama yaşanmış; Hiroşima atom bombasının tam 10 katı etkiye neden olan patlama binlerce canlının ölümüne neden olmuş, milyonlarca canlıyı etkilemiştir. Dünyanın en korkunç çevre felaketlerinden biri yaşanırken, patlamanın yıkıcı etkileri ülkemizin de içinde bulunduğu 14 ülkede fazlasıyla kendini hissettirmiş, alınan önlemler yetersiz kalmıştır.
Felaketin ardından ikinci büyük kaza Japonya’da 2011 yılında Fukuşima Nükleer Santralı’nda meydana gelmiş, nükleer santralların çözüm değil, çaresizlik getirdiği bir kez daha görülmüştür” dedi.
ÇATLAKLAR VE SORUNLAR CİDDİYE ALINMIYOR
Ülkemizde ise yaşanan facialara inat, 19 yıldır devam eden iktidarı boyunca kaderci bir yönetim anlayışıyla akıl ve bilimden uzak projelerini kendi ihtiyaçları ve direktifleri doğrultusunda devreye sokan AKP iktidarına da yüklenen Aycan Özcan, “Her yatırımın risk barındırdığını ve bu riskin de göze alınabileceğini” savunarak, Mersin Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesi için Çernobil kazasının başlıca sorumlusu Rosatom ile masaya oturmuştur. Santralde meydana gelen zemin çatlakları ve ardı ardına yaşanan onca sorunu ciddiye almayan hükümet yetkilileri 3. ünitenin temelini atmış; ‘bir yetmez üç olsun’ mantığıyla Sinop İnceburun ve Kırklareli İğneada’yı da hedefe koyarak ortak arayışına girmiştir.
“ALGI OPERASYONUNDA BAŞARILI OLAMAYACAKLAR”
Tüm karşı duruşlara rağmen, iktidara bağlı yandaş basın kuruluşlarının da büyük desteğiyle nükleer propagandaya hız verilmiştir. Çernobil’de binlerce kişinin ölümüne neden olan Rus Devlet Nükleer Şirketi Rosatom’un büyük hissedarı olduğu Akkuyu Nükleer A.Ş tarafından 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında, ‘ulusal’ çocuk resim yarışması dahi düzenlenmiştir. Yabancı bir şirketin yapacağı yarışma ne kadar ‘ulusal’ olabilirse, yarışma için seçilen ‘Akkuyu-Temiz Gelecek İçin Temiz Enerji’ sloganı da o kadar inandırıcı olmuştur. Hafızalarımızla alay edilircesine yapılan bu algı operasyonu asla başarıya ulaşamayacaktır” diye konuştu.
LİYAKATA AYKIRI ATAMA TEPKİSİ
Özkan, kamu kaynaklarını, risk barındıran, atık sorunu çözülmemiş nükleer santrallere heba eden siyasi iktidarın ne kadar gelişmiş bir teknolojiyle inşa edilirse edilsin bu teknolojinin hiçbir zaman güvenli olmayacağını, kurulduktan sonra çevreye vereceği tahribatı görmezden geldiğini söyledi.
Ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda santralleri inşa eden ülkelerle her an karşı karşıya gelinebileceği, santrallerde yaşanacak olası bir kazanın ya da düzenlenecek bir saldırının bedelini umursamadığını vurgulayan Özkan, “Üstelik OHAL KHK’sı ile kurulan Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) kuruluş KHK’sı, Anayasa Mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edilirken, iktidar kural tanımaz tavrını sürdürmüş, son olarak AKP’li milletvekili Naci Bostancı’nın oğlu Afşin Burak Bostancı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürlüğü’ne atanmıştır. Liyakata aykırı olan bu atama iktidarın nükleer enerjiye yaklaşımındaki ciddiyeti (!) ortaya koymuştur.
“YAŞAM VE ÇEVRE FELAKETİ YARATACAK PROJELERİ DERHAL DURDURUN”
Ülkeye itibar kazandırmanın tek yolunu nükleer santralleri nükleer silahlara geçişte bir araç olarak görerek, salgın koşullarında işsizliğe, yoksulluğa ve açlığa mahkûm edilen halka çıkış yolu olarak nükleer santralleri sunan siyasi iktidar, her fırsatta gelişmiş ülkelerin nükleer başlıklı silahlara sahip olduğunu gerekçe gösterip, bu konuda çalışmalara başlandığına dikkat çekmiştir.
Siyasi iktidarın izlediği, bilimsel gerçeklerden uzak enerji politikaları, ülke çıkarları ile bağdaşmamakta, toplum beklentileri ve çözüm bekleyen sorunlara yanıt olamamaktadır.
Hangi gerekçeyle olursa olsun kalkınma anahtarı gibi sunulan hiçbir yatırımın, canlı yaşamından daha değerli olmadığını hatırlatıyor, Çernobil’in 35. yıldönümünde nükleer santraller, nükleer silahlar ve Kanal İstanbul Projesi gibi kamuya yüksek ve önceliği olmayan maliyetler yükleyecek, yaşam ve çevre felaketi yaratacak projelerin derhal durdurulmasını istiyoruz.
Bizler, çocuklarımıza nükleer santral ve silahların olmadığı, barış ve huzur içinde kendilerine armağan edilen bayramlarda, aydınlık yarınları düşleyerek çizdikleri resimleri paylaşacakları bir ülke düşlüyoruz.
“KİTLESEL CİNAYETLERE NEDEN OLMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Kar odaklı, çevreyi ve canlıları yok edecek, yoksulluk, açlık, işsizlik ve küresel salgın karşısında çaresiz kalınan bir ortamda sermayeye kaynak aktarma temelinde projelendirilen bu yatırımların kitlesel cinayetlere neden olmasına asla izin vermeyeceğiz.
NKP Bileşenleri olarak; nükleer silahları topraklarımızda barındırarak ülkemizi ve komşu ülkeleri açık hedef haline getiren hükümetin, 7 Temmuz 2017’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ezici çoğunlukla kabul edilen ve 22 Ocak 2021’de 50 ülkenin parlamentolarında onaylamaları ile yürürlüğe giren Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşmasını bir an önce imzalamasını, ABD-NATO nükleer silahlarının acilen ülkemizden temizlenmesini talep ediyoruz. Son dönemde Ukrayna ve Rusya arasında tırmanan gerilimin her an Karadeniz’de sıcak çatışmaya döneceğini hatırlatarak, ülkemizin emperyalizmin savaş tuzaklarına ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ ilkesini hiçe sayarak feda edilmesini kabul etmiyoruz.
NÜKLEERE İNAT YAŞASIN HAYAT!
Nükleer santraller, nükleer silahlar yaşantımızdan çıkartılana kadar mücadelemizin daha da büyüyerek, daha da güçlenerek devam edeceğini ilan ediyor, siyasi iktidarı ülke çıkarlarına, bilimsel gerçeklere ve toplumun bu konudaki isteklerine uygun davranmaya çağırıyoruz.
Kamusal hizmet anlayışından ödün vermeden, nükleer santrallerin barındırdığı riskler ve yaratacağı geri dönülmez tehlikelere karşı halkı yanıltmaya yönelik propagandalara yanıt olarak, Çernobil’in 35, Fukuşima’nın 10. yılında ‘Türkiye’de ve Dünyada Nükleer Enerji Raporu’ hazırlanmıştır. Dünyada ve ülkemizde nükleer santral alanında yaşanan güncel gelişmeler doğrultusunda, ekonomik, sosyal, siyasi, teknik, hukuksal ve enerji boyutuyla bilimsel ve teknik saptamaların yer aldığı raporu, Çernobil’in yıl dönümünde basına ve kamuoyuna sunuyoruz. Nükleere inat yaşasın hayat!” dedi.