‘AÇIM AÇ’ FERYATLARI, YÜKSEK KORUMA DUVARINI AŞIYOR’ | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

‘AÇIM AÇ’ FERYATLARI, YÜKSEK KORUMA DUVARINI AŞIYOR’



 

Haber Merkezi

 

Ekonomik kriz pandemi ile vatandaşı sefalete mahkum ederken, Emek Partisi Mersin İl Örgütü, “İnsanca bir yaşam için zamlar geri alınsın, ücretler arttırılsın” çağrısı yaptı.

Parti il binası önünden hükümete seslenen EMEP İl Başkanı Yusuf Kaya, emekçiler yoksullukla ve sefaletle boğuşurken, patronların karlarına kar kattığını, emekçilerin vergilerinden oluşan bütçe; sermaye gurupların altın tepsiyle sunulurken, emekçilerin payına ise açlık yoksulluk ve sefalet düştüğünü vurguladı.

 

VATANDAŞTAN ‘AÇIM’ HAYKIRIŞI!

Başkan Kaya, “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve İçişler Bakanı Süleyman Soylu’nun Elazığ Harput ziyaretinde ortaya çıkan bir görüntü, saklayamadıkları gerçeği olunca çıplaklığıyla göstermiştir. Erdoğan ve Soylunun yanına yaklaşan yaşlı bir kadın ‘oğlum askerden geldi, ameliyatlıyım, ben açım, açım’ diyerek yüksek koruma duvarını aşmış, yoksulluğu ve açlığı gözlere önüne sermiştir.

Salgın sürecinde işçi ve emekçilere tek seçenek sunuldu. Ya çalışırken covid 19’a yakalanarak hastalıktan ölüm ya da artan işsizlik ve düşük ücret dayatmasıyla evinize ekmek götüremediğiniz için açlıktan ölüm.

Bu ülkede toplanan vergilerin büyük bir bölümü içi ve emekçilerden toplanmaktadır, halktan toplanan bu vergiler pandemi döneminde bile işçi ve emekçiler için kullanılmamakta; tam tersine sermaye sınıfına teşvik ve kaynak olarak sunulmaktadır. Büyük şirketlerin milyarlarca lira vergi ve sigorta prim borçları silinirken halka ve emekçilere iban numarası gönderilerek para istenmektedir.

Büyük sermaye sahipleri sırça köşklerinde otururken, işçi ve emekçiler zorunlu olarak ve hiçbir önlem alınmadan fabrikalara, işletmelere, tarlalara gönderilmektedir.

 

MİLYONER SAYISI YAKLAŞIK 83 BİN KİŞİ ARTARAK 308 BİNİ AŞTI

Covid19’un ayrımsız herkese bulaştığını propaganda ederek hepimiz aynı gemideyiz diyorlar ama hastalığın genel ama sonuçlarını sınıfsal olduğunu gizlemeye çalışıyorlar. İşçi köylüsü bir yandan salgın bir yandan artan gıda enflasyonu, işsizlik, açlık ve yoksullukla boğuşurken zenginler servetlerine servet katıyorlar. 2020 yılanda milyoner sayısı yaklaşık 83 bin kişi artarak 308 bini aşmıştır.

Salgın döneminde halka iki maske dağıtmayan, sağlık emekçilerini koruyamadığı için ölüme terke eden siyasal iktidar; geçmediğimiz köprü, uçmadığımız havaalanı, gitmediğimiz hastane için 5’li müteahhit çetesi başta olmak üzere sermayeye bütçeden milyarlarca lira para ödemektedir” diye konuştu.

 

İNTİHARLAR ARTIYOR

Pandemi döneminde binlerce iş yerinin kapatıldığını da anımsatan Kaya, kapatılan bu iş yerlerinde çalışan yüz binlerce işçi ve emekçinin açlığa ve yoksulluğa mahkûm edildiğini vurguladı.

Bazı işçiler günlük 47 TL’ye mahkûm edilirken, yoksulluk ve açlık sarmalında kıvranan bu insanların bir kısmının son dönemlerde çözümü intihar etmekle bulduğuna dikkat çeken Yusuf Kaya, ‘Şimdi de iş kanunun 25. maddesi olan ‘kod 29’ uygulaması, işten atmanın kirli bir yolu olarak bu pandemi döneminde yoğun olarak uygulamaya sokulmuştur. Pek çok ülke nüfusunun iki üç katı aşı olmuş ya da parasını ödeyip rezervasyon yaptırmıştır. AKP yönetimi getirdiği 3-5 milyon doz aşıyla ülke insanının tamamı aşı oluyormuş gibi reklam etse de hala sağlıkçılar ve 65 yaş üstü ancak aşı olabilmiş durumdadır. 80 milyon ülke insanı hala aşı beklemektedir.

 

“İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN; ÜCRETLER ARTTIRILSIN, ZAMLAR GERİ ALINSIN”

Eğitimde ise uzaktan eğitim modeli yine sınıf farkını ortaya çıkardı. Bilgisayar ve internet fiyatlarının yüksek olması nedeniyle çoğu öğrenci bu imkânlardan yoksun kalırken, bu şartlarda öğretime devam edildi. Verilen 8 GB internet yetmedi, aileler internete ulaşım için birçok yollu aradılar. Ancak uzaktan eğitimi kalıcılaştırmaya dönük tutumlarıyla da, tek adam yönetimi uzaktan eğitimi pandemiyi fırsata çevirmenin aracı olarak gördü.

Sömürü ve kar üzerine kurulan kapitalist sistem yıkılmadıkça halkların ve emekçilerin yaşam hakları ve gelecekleri güvence altında olamayacaktır. Salgına, sömürüye ve savaşa karşı bir araya gelerek mücadele etmekten başka seçeneğimiz yoktur.

Tam kapanma yaparak halkın ihtiyaçları karşılanmalıdır. Yeteri kadar aşı temin edilerek en kısa sürede aşılama yapılmalıdır. Temel tükettim maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır. İnsanca bir yaşam için; Ücretler arttırılsın, zamlar geri alınsın” diye konuştu.

 

“İŞÇİLERE YAPILAN ZAMLAR DAHA CEBİNE GİRMEDEN ERİYOR”

DİSK’e bağlı Genel – İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy da, Türkiye’nin her yerinde işçilerin memnun olmadığını sokaklarda, alanlarda olduğunu söyledi. “Enflasyonun altında zamlar belirlenirken, krizin bedelini daha da katmanlı bir şekilde işçiye yüklüyorlar” diyen Göksoy, “İşçilere yapılan zamlar daha cebine girmeden eriyor. TÜİK; ‘Dört nüfuslu bir ailenin evine 8 bin 300 lira giriyorsa bu aile yoksuldur’ diyor bunun içerisinde eğlence, tiyatro, piknik, özel bir şey yok, sadece zaruri ihtiyaçlar var. Bu zaruri ihtiyaçları bu şekilde yoksulluk sınırı olarak belirleyen TÜİK, aynı zamanda 2 bin 600 liranın açlık sınırı olduğunu söylüyor. Her alanda, her koşulda hakkımızı aramaya devam edeceğiz” dedi.

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA