HEDİYE EROĞLU
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın doğal sit ve tarım alanı için hazırladığı koruma amaçlı imar planlarına TMMOB’ye bağlı odalar tepki gösterdi.
Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can, gazetemize yaptığı değerlendirme ile bireysel çıkarların değil, toplum yararının öncelikle gözetilmesi gereken bu yerlerle ilgili düzenlemeler gerçekleştirilirken hiçbir meslek odası ve sivil toplum örgütüne danışma gereği duymadığını söyleyerek tepki gösterdi.
KORUMA ALANLARI SINIFLANDIRILDI
Başkan Can düzenlemeye ilişkin, “Kamuoyunda genellikle ‘koruma kurullarının yasakçı zihniyetiyle yönetilen, çivi bile çakmanın yasak olduğu yerler’ olarak anılan sit alanlarına yönelik yasal düzenlemeler gerçekleşmeye devam etmektedir.
Son olarak ise; Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, kesin korunacak hassas alanlar, nitelikli doğal koruma alanları ve sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanları olarak tescil edilen doğal sit alanları için koruma ve kullanma koşulları belirlendi.
Resmi Gazete'de yayımlanan Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonunun Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları? İlke Kararı'na göre, söz konusu alanlar, ‘kesin korunacak hassas alan’, ‘nitelikli doğal koruma alanı’, ‘sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı’ olarak sınıflandırıldı.
“ÇEVRE SORUNLARINI ARTTIRMASI VE TETİKLEYEBİLME POTANSİYELİ İÇERMEKTE”
Son dönemlerde kamuoyu nezdinde orman alanlarının özelleştirilmesi; sit alanlarının imara açılması; kıyı alanlarında özel mülkiyete olanak tanınması; sulak alanlarda, kıyılarda, turizm yörelerinde, sit alanlarında madencilik faaliyetlerine izin verilmesi gibi konuların gündeme getirilmesi ve çok sayıda yasa tasarısının hayata geçirilmesi ve halihazırda yeni taslakların konuşuluyor olması çevre sorunlarını arttırmasını ve tetikleyebilme potansiyeli içermektedir.
Özellikle, ormanların özelleştirilmesi, sit alanlarının imara açılması, kıyıda özel mülkiyete yer verilmesi, maden faaliyetlerinin bütün doğal ve kültürel alanlarda serbestleştirilmesi ve yabancı uyruklu kişilerle yabancı ticaret şirketlerinin taşınmaz edinebilmeleri önündeki engellerin kaldırılması aynı bütünün birer parçası olarak görmek gerekmektedir” dedi.
“RANTA KARŞI; SİT ALANLARININ LEHİNE DÜZENLEMELER YAPILMALI”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın doğal sit ve tarım alanı için hazırladığı koruma amaçlı imar planlarına karşı: Türkiye’deki sit alanlarının korunması ve geliştirilmesi için mutlaka bu alanların göçe bağlı yapılaşma baskısından kurtarılması gerektiğini vurgulayan Sinan Can, “Bu nedenle imar planları başta olmak üzere her türlü düzenlemelerin sit alanları lehine yapılması ve hassasiyetle uygulanması zorunludur. Böylece sit alanları çevresindeki rant amaçlı yapılaşmanın önüne de geçilmiş olacaktır.
Sonuç olarak, bireysel çıkarların değil, toplum yararının öncelikle gözetilmesi gereken bu yerlerle ilgili düzenlemeler gerçekleştirilirken hiçbir meslek odası ve sivil toplum örgütüne danışma gereği duyulmamaktadır. Ayrıca, ormanların özelleştirilmesi, sit alanlarının imara açılması, kıyıda özel mülkiyete yer verme girişimleriyle ülkenin doğal, tarihsel ve kültürel mirasının geride kalan son bölümü de böylece çevresel değerlerin ekonomik etkinlikler için kullanılması anlamını içermekte ve çevre sorunlarına gebe oluşturabilecektir” diye konuştu.