Mersin’in herhangi bir caddesinde kaldırımda yürüyorsunuz.

Birden dükkanın birinden içerinin tüm pisliği fırçayla ya da süpürgeyle üzerine fırlatıveriyor…

Neymiş efendim, dükkan temizliği yapılıyormuş…

Sinirlerinize hakim olup biraz daha yol alıyorsunuz…

Bu kez yer silme suyu dükkanın kapısından hoop kaldırıma boca ediliveriyor…

Tabi oradan da sizin üzerinize…

Biraz şanslıysanız, birkaç dakika önce kaldırıma boşaltılmış kirli yer suyunun üzerinden atlıyor ya da kıyısından köşesinden geçmeye çalışıyorsunuz…

Temizlik elbette şart!

Dükkanınız pırıl pırıl olacak ki, müşterilerin içi açılsın, gönül rahatlığıyla alışveriş yapsın…

Ama sevgili esnaf kardeşim, dükkanını temizlerken kaldırımı, kaldırımdan yürüyen insanları toza boğmak hangi temizliğe sığar?

Kirli yer suyunu kaldırıma döküp sonra da o suyun yerdeki tozlarla çamurlaşmasına neden olmak nasıl bir temizlik anlayışıdır?

Az sonra o çamurlu suya basıp dükkanına girecek bir müşterinin pırıl pırıl yaptığın zemini kirletmesi daha mı güzel olacak?

Bu nasıl bir temizlik anlayışıdır?

Dükkanını temizleyeceksin diye yoldan geçenleri toza, çamura, kirli suya boğmak!..

Kaldırımı kirli yer suyuyla kirletmek!..

Caddeye kadar inip öbek öbek birikinti oluşturan suyun, geçen araçlarla insanların üzerine sıçraması da cabası!..

Temizliğini yap tabi ki ama bunu yaparken biraz saygılı ol lütfen!..

İnsanlara, çevreye, kentine biraz saygı duy lütfen!..

En önemlisi de kendine, emeğine, dükkanına biraz saygı duy ki, yaptığın temizliğin bir anlamı olsun!..