Akkuyu Nükleer çıkmaza mı girdi? | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

Akkuyu Nükleer çıkmaza mı girdi?



 

Haber Merkezi

 

Türkiye’nin ilk nükleer projesi olan Mersin’de inşaatı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali, sadece teknolojik değil, aynı zamanda iç içe geçmiş ticari, stratejik, hukuki, jeopolitik bir meselelerden oluştuğu için epey karışık.

Projeye teknoloji sağlayan şirketlerin birden fazla el değiştirmesi, ülkeler arasındaki ticari rekabet, değişen politika ve hesaplar, Rusya’nın Türkiye’ye nükleer santral yapmasından duyulan rahatsızlık ve Ukrayna savaşı sonrasındaki ambargolar ve iklim işi çetrefilleştiriyor.

 

KARMAŞIK TEDARİK AĞI

Nükleer konularda uzmanlaşmış yazarların çalışmalarına yer veren ArmsControlWonk sitesinde Mark Hibbs imzalı Akkuyu nükleer santralinin türbinleri ile ilgili yaşanan sorunları, Türkiye ile Batı, Batı ile Rusya, Batılı ülkelerin kendi aralarında ve içlerinde yaşanan karmaşık dansı tahlil eden bir yazı yayınlandı.

Rusya'nın Ukrayna işgali sonrası nükleer enerji sektörü küresel dengeleri yeniden şekillendiriyor. Özellikle Türkiye'deki Akkuyu Nükleer Santrali'nde kullanılacak türbinler konusunda belirsizlikler devam ediyor. Alstom’un Fransız türbinlerinin Rosatom projelerine sağlanıp sağlanamayacağı tartışılırken, Fransa, ABD ve Rusya arasında karmaşık bir tedarik ağı söz konusu.

Yazar Mark Hibbs, bu durumu analiz ederek, nükleer enerjinin jeopolitik ve teknolojik engellerini ele alıyor. Türkiye'nin Akkuyu projesi, türbin tedarikine ilişkin zorluklar nedeniyle gecikme riskiyle karşı karşıya. Ayrıca, Fransa'nın bu konuda attığı adımlar ve Macron’un nükleer politikasındaki dönüşüm, Türkiye-Rusya-Fransa-ABD hattında stratejik kararların nasıl etkilendiğini sorguluyor.

 

RUSYA'NIN UKRAYNA İŞGALİ VE NÜKLEER SEKTÖRE ETKİSİ

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, küresel nükleer enerji işbirliklerini ciddi şekilde etkiledi. Yazar Mark Hibbs, makalesinde bu işgalin ardından ABD ve Avrupa’nın Rusya’nın nükleer sektörüne karşı nasıl bir duruş sergilediğini tahlil ediyor. Avrupa'da bazı firmalar, “işgalden bu yana Rus rakipleri Rosatom'dan nükleer yakıt, kullanılmış yakıt ve atık yönetimi hizmetleri ile yeni nükleer santraller için pazar payı elde etmeyi hedefledi.” Rosatom'un pazar payını ele geçirmek için adımlar atarken, birçok firma, savaşın sonlanmasını bekleyip normal iş akışına geri dönmek istiyor.

 

TÜRKİYE-RUSYA NÜKLEER İŞBİRLİĞİ: AKKUYU'NUN DURUMU

Akkuyu Nükleer Santrali, Rusya ile Türkiye arasında 2010 yılında imzalanan bir anlaşmayla hayata geçirildi. Hibbs, santralin türbin tedariki konusunda yaşanan belirsizlikleri irdeliyor. Rosatom “Rus tasarımı türbinlerle ilgili ciddi teknik sorunlar” yaşayınca ibreyi Fansa’ya çevirdi. Ama Akkuyu projesinde kullanılan Fransız yapımı (“dünyanın en güçlü modeli”) Arabelle türbinlerinin tedarik süreci, ABD ve Fransa'nın nükleer tedarik zincirinde aldığı kararlar nedeniyle sekteye uğramış durumda.

 

MACRON’UN 2014’TEKİ KARARININ YANSIMALARI

Yazar, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2014’te ekonomi bakanı olduğu dönemde Alstom’un enerji işini General Electric’e (GE) satmasının, Rosatom’un birçok nükleer projesini nasıl etkilediğini sorguluyor. Macron’un bu hamlesi, Fransa'nın nükleer enerji sektörü üzerindeki kontrolünü zayıflattı. Ancak Macron, 2021'e gelindiğinde nükleer enerji politikasında bir dönüş yaptı ve bu sektöre yeniden yatırım yapılması gerektiğini savundu.

 

FRANSA’NIN TÜRBİN ÜRETİMİNDE STRATEJİK HAMLESİ

2022'de Macron, Fransa'nın nükleer türbin üretim kapasitesini geri almak için harekete geçti. Hibbs, bu süreci analiz ederek, Fransa’nın GE’den nükleer türbin işini geri alma çabalarının Rosatom projelerine etkisini irdeliyor. Özellikle, Akkuyu gibi projeler için kritik olan Arabelle türbinlerinin bu süreçten nasıl etkileneceği hala belirsizliğini koruyor.

 

ROSATOM VE ALSTOM: ORTAKLIK SORU İŞARETLERİ YARATIYOR

Hibbs, Rosatom’un nükleer türbin tedarikinde yaşadığı zorlukları tahlil ediyor. Akkuyu projesi gibi Rosatom’un birçok yabancı projesinde Fransız yapımı türbinlerin tercih edilmesi, Rus yapımı türbinlerin güvenilirliğine yönelik endişeleri de gözler önüne seriyor. Fransa’nın türbin tedarikindeki duraksamaları, projelerde gecikmelere neden olabilir.

 

SİEMENS VE ALMANYA'NIN ROLÜ

Siemens, Akkuyu projesine ekipman tedariki konusunda sorunlar yaşıyor. Türk yetkililer, Siemens’in ekipman teslimatlarındaki gecikmeleri Almanya hükümetinin ihracat izinlerini vermemesiyle açıklıyor. Yazar, bu durumu sorgulayarak, Almanya’nın Rosatom projelerine yönelik tutumunu irdeliyor. Siemens’in Almanya’nın izinleri olmadan ekipman sağlayamaması, Türkiye’nin alternatif tedarikçilere yönelmesine yol açabilir.

 

ERDOĞAN, TÜRBİN TESLİMATINI GECİKTİRENİN FRANSA VEYA ABD DEĞİL, ALMANYA OLDUĞUNU BELİRTTİ

“Geçen hafta, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Akkuyu sahasında inşa edilen dört VVER-1200 nükleer santralinin zamanında tamamlanmasının önünde duran sorunlar hakkında bir haber yayınladı. Haberde, Türk proje yetkililerinin Siemens'in ekipman teslim edememesine yönelik hayal kırıklığını dile getirdikleri ve Türkiye'yi, Çinli bir satıcıdan yedek ekipman aramaya zorladıkları belirtildi. Türk raporlarına göre, Siemens'ten beklenen teslimatlarda sorun yaratan, santral için gerekli şalt cihazlarının büyük bir kısmıydı.

Ancak, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, medyaya yaptığı açıklamada türbin teslimatını geciktirenin Fransa veya ABD değil, Almanya olduğunu belirtti. Bir gün sonra, Alman medyasındaki haberi takiben Türk medyası, Siemens'in ekipman teslimatları için Almanya hükümetinin ihracat izinlerini geciktirdiğini suçladığını, ancak Siemens'in hangi ekipmanları sağlamayı taahhüt ettiğini netleştirmediğini aktardı.”

 

GE VE ABD YAPTIRIMLARI

Hibbs, ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının GE’nin türbin tedarik sürecini nasıl etkilediğini analiz ediyor. ABD, Fransa’nın GE’den nükleer türbin işini geri almasını desteklerken, aynı zamanda Rosatom projelerine türbin sağlanmasına da sınırlamalar getirmiş durumda. Bu durum, Akkuyu projesi gibi Rusya'nın dış projelerinde önemli gecikmelere yol açabilir.

 

EDF'NİN TÜRBİN TEDARİKİNDEKİ YENİ ROLÜ

2024 yılında, Fransa’nın devlet elektrik şirketi EDF, GE’den Arabelle türbin işini geri aldı. Yazar, EDF’nin bu süreçte nasıl bir rol üstleneceğini tahlil ediyor. Özellikle, EDF’nin türbinleri Rosatom projelerine sağlayıp sağlayamayacağı konusu hala netlik kazanmamış durumda. Bu belirsizlik, Akkuyu projesinin tamamlanmasını ciddi şekilde etkileyebilir.

 

TÜRKİYE’NİN ALTERNATİF TEDARİK ARAYIŞLARI

Yazar, Akkuyu projesinde yaşanan gecikmelerin Türkiye’yi alternatif tedarikçilere yöneltip yöneltmeyeceğini sorguluyor. Çinli veya Rus tedarikçilerin devreye girmesi, projelerde maliyet artışlarına ve gecikmelere yol açabilir. Ancak, Türkiye’nin bu projeyi zamanında tamamlamak için farklı stratejiler geliştirmesi gerektiği tahlil ediliyor.

 

AKKUYU PROJESİNİN JEOPOLİTİK YANSIMALARI

Hibbs, Akkuyu Nükleer Santrali’nin sadece teknik değil, aynı zamanda jeopolitik bir mesele olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye, NATO üyesi bir ülke olarak Rusya ile bu denli büyük bir nükleer işbirliği yaparken, ABD ve Avrupa’dan gelen baskılarla nasıl başa çıkacak? Yazar, bu dengeyi sorgularken, projenin bölgesel ve uluslararası ilişkiler üzerindeki etkilerini de irdeliyor.

 

SONUÇ: TÜRKİYE’NİN NÜKLEER GELECEĞİ BELİRSİZLİKLERLE DOLU

Yazar Mark Hibbs, Türkiye’nin nükleer enerji geleceği üzerinde birçok belirsizlik olduğunu vurguluyor. Eylül başında konu hakkında soru yönelttiği General Electric ve ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden cevap alamamış. Akkuyu Nükleer Santrali, türbin tedariki ve uluslararası yaptırımlar nedeniyle gecikme riski taşıyor. 2023'te, Macron’un o zamanki nükleer enerji işlerinden sorumlu bakanı, “GE'nin nükleer türbin işinin tekrar satın alınması hala beklemede olduğu halde, medyaya yaptığı açıklamada Fransa'nın Rosatom ile ticari bağlarını sert bir şekilde kesmeyeceğini ifade etti.” Bakan, “Fransa'nın sözleşme şartlarını yerine getirememesi durumunda karşı karşıya kalacağı yasal cezaların, Fransa'ya daha fazla maliyete yol açacağını ve Fransa'nın sözleşmeleri yerine getirmesi halinde Rusya'nın savaş makinesine sağlayacağı nakit gelirden daha fazla olacağını belirtti.”

Fransa’nın ve ABD’nin nükleer tedarik zincirindeki kararları, Türkiye’nin enerji politikalarını nasıl etkileyecek? Türkiye’nin nükleer projesin sadece teknolojik değil, aynı zamanda iç içe geçmiş ticari, stratejik, hukuki, jeopolitik bir meselelerden oluştuğu için epey karışık.

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA