HEDİYE EROĞLU
Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND) yayın organı UND’nin Sesi Dergisinin Haziran ayı sayısında Hatay nakliye firmalarının Mersin’i merkez üs haline getirmesine dikkat çekildi. Derginin son sayısında yapılan röportajlarda depremin üzerinden geçen 16 ayda Hatay’da ki firmaların önemli kısmının taşındığı Mersin’deki lojistik durum hakkında görüşlere yer verildi.
NAKLİYECİLERİN, ERTELEN BORÇLARI ÖDEYECEK GÜCÜ YOK!
UND Başkan Yardımcısı Kemal Gül, deprem bölgesinde faaliyette bulunan firmaların büyük bir borç yükü altında olduğunu ve hayata tutunmaya çalıştığını söylüyor. Gül ertelenen SGK Prim ve vergi alacakları için tahsilatların 2025 yılında başlayacağını aktararak bu borçların affedilmesi gerektiğini belirtiyor. Gül, bölge nakliyecilerinin deprem mevzuatına uygun site şeklinde bir yerleşim alanının en kısa zamanda oluşturulmasını beklediğini de söylüyor.
Deprem öncesi merkezi Hatay’da bulunan Gülsan Transport Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Gül, depremin acısını hala yüreklerinde hissettiklerini belirtiyor. “Bölge olarak büyük bir doğal afet yaşadık” diyen Gül, yaşanan olaya sadece iş odaklı bakamadıklarını belirtiyor ve “Evimizi, iş yerimizi, işimizi ama daha önemlisi yakınımızı, komşumuzu, canlarımızı kaybettik” diyor.
“DEMOGRAFİK YAPIDA DA BÜYÜK YIKIM OLABİLİR”
Herkesin yaralarını sararak hayata tutunma amacında olduğunu kaydeden Gül, “Toplumda ciddi bir travma yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bunun sonucunda sosyal, sağlık, ekonomik, psikolojik, teknik ve imarla beraber demografik yapıda da büyük yıkımların olabileceği kaygısını yaşıyoruz.
Deprem alan olarak geniş bir coğrafyada yaşandı ancak en büyük yıkım Hatay’da özellikle Antakya ve Defne ilçelerinde meydana geldi. Yıkılan konut ve iş yeri sayısı yüzbinler ile ifade edildiği gibi herkesin barınma ve iş yeri sorunu bir anda ortaya çıktı ve buna tabiatıyla hazırlıksız yakalandık” ifadelerini kullanıyor.
Depremin verdiği tahribatla birlikte birçok ailenin; barınma, istihdam ve iş konusunu çözmek için farklı şehirlere taşındığını, gittiği yerde yatırım yaparak kaldığı yerden hayatına devam etmeye çalıştığını belirten Gül, Hatay’da enkaz kaldırma çalışmalarının hala devam ettiği bilgisini veriyor.
“HATAY’DA İŞ YERLERİ KULLANILAMAZ HALDE”
Ailelerin konteyner kentlere yerleştirildikten sonra toplu konut yapım çalışmalarının başlatıldığını ancak henüz oturmaya müsait hale getirilemediğini aktaran Gül, şöyle devam ediyor. “Kendi imkânlarıyla evlerinin yerine veya arsalarına hafif malzemeden prefabrik evler ve iş yerleri yapanlar var. Sektörümüzde faaliyet gösteren Antakya ve Defne’de yerleşik şirketlerin tamamının iş yerleri yıkıldı veya hasara uğradı. Kalanlar kullanılamaz halde. İlimizde lojistik sektörünün istihdam ve ekonomiye katkısıyla büyüktür. Ticari Araç sayısı itibarıyla İstanbul’dan sonra ilimiz gelir ancak nüfusa oranla elbette ki ilimiz ön sıraya geçer. Firmalarımız genellikle orta büyüklükte ve aile şirketi yapısındadır. Deprem sonrası daha çok yaşama tutunma konusunda mücadele ön plana geçtiğinden yatırımlar yavaşlamış filo genişletme veya araç yenileme gibi faaliyetler durmuş, araç filomuz yaşlanmaya başlamıştır.”
DÖNÜŞ TEŞVİK EDİLMELİ
Ötelenen borçların ödeme vakti yaklaşıyor Kemal Gül, deprem sonrasında ötelenen SGK Prim ve vergi alacakları için tahsilatların 2025 yılında başlayacağını söyleyerek, bölge nakliyecilerinin yüksek borç yükü altında olduğunu söylüyor. Bölgede faaliyet gösteren ve zarar gören işletmelerin öncelikli beklentisinin, hasar durumuna göre bölgelerin AFET BÖLGESİ ilan edilmesi, vergi borçlarının affı, yatırımların düşük faiz ve uzun vadeli kredilerle desteklenmesi olduğunu kaydediyor.
Firmaların imkânları dahilinde fiziki koşulları uygun olmayan prefabrik veya konteyner tipi ofisler yaptığını, Hatay Valiliğinin de AFAD ile beraber Hatay’da nakliyecilere 24 metrekarelik 51 adet iş yeri tahsis ettiğini belirten Gül, “Koşulları uygun olmayan bu yerleşim yerine bütün nakliyecileri bir arada barındıracak bir alan üzerinde planlı projeli deprem mevzuatına uygun site şeklinde bir yerleşim alanının en kısa zamanda oluşturulmasını bekliyoruz. Değişik illere göç etmek zorunda kalan üyelerimizin de dönüşlerini hızlandıracak ve teşvik edecek yaptırımların hayata geçirilmesi gereklidir.” diye konuşuyor.
HATAYLI FİRMALARIN GELMESİ MERSİN LİMANI’NI HAREKETLENDİRDİ
Mersin’de de işletmesi bulunan UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muhittin Ocak, depremin ardından Mersin’e yerleşen firmaların etkisiyle Mersin Limanı’nda hareketliliğin arttığını belirtiyor. Mersin’de yeni imkânların doğduğunu da belirten Ocak, yaşanan durumu olumlu olarak gördüğünü söylüyor.
Mersin merkezli faaliyet gösteren Ocak Trans Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muhittin Ocak, 2024’ün ilk beş ayında Mersin Bölgesi’nde uluslararası lojistik alanında önemli gelişmeler yaşandığını söylüyor. Ocak, jeopolitik konumu, güçlü liman altyapısı ve yapılan büyük lojistik yatırımların Mersin’in lojistik ve taşımacılık sektöründeki önemini daha da artırdığını söylüyor.
Mersin Limanı’na yapılan yatırımlar ve lojistik köy projeleri ile şehrin uluslararası taşımacılık kapasitesinin artacağını kaydeden Ocak, “Mersin Limanı, Türkiye’nin en büyük konteyner limanlarından biri olup, kara ve demiryolu bağlantılarıyla dikkat çekmektedir. Bu yatırımlar, bölgenin ihracat ve ithalat hacmini artırmada kritik bir rol oynamaktadır” diyor.
Muhittin Ocak, Mersin’in Türkiye’nin önemli tarım bölgelerinden biri olduğunu, özellikle yaş sebze ve meyve ihracatında büyük bir rol oynadığını, bununla birlikte tekstil, otomotiv, kimya gibi diğer sektörlere de hizmet verdiklerini aktarıyor.
Irak taşımalarına ayrıca değinen Ocak, “Bu taşımalar, özellikle inşaat malzemeleri, gıda ürünleri ve tüketim malları gibi çeşitli sektörlere yönelik yapılıyor” diyor.
“MERSİN LİMANI’NDA FAALİYETLER ARTTI”
Hataylı birçok firmanın deprem sonrası Mersin’e yerleşmesinin bölgedeki yapıyı nasıl etkilediği konusunda görüşlerini paylaşan Ocak önemli değerlendirmelerde bulundu.
Firmaların Mersin’e taşınmasının, Mersin Limanı’ndaki faaliyetlerin artmasına neden olduğunu kaydeden Ocak, “Bu, Mersin’in taşımacılık ve lojistik sektörü için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir” diyor. Ocak, Hatay’da iş kaybına neden olan bu durumun,
Mersin’de yeni iş imkanları yarattığını, taşımacılık sektöründe çalışanlar için Mersin’de istihdam fırsatları doğduğunu belirtiyor.
Durumun yaratacağı olası risklerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Ocak, Mersin Limanı’ndaki kapasitenin zorlanmasına yol açabileceğini, karayolu trafiğinde belirgin bir artış yaşanabileceğini söylüyor.
Ocak, konunun sosyal ve toplumsal boyutuna da dikkat çekiyor ve “Mersin’deki nüfus artışı, yerel halk üzerinde sosyal ve ekonomik baskılar yaratabilir. Konut ve hizmet talebinde artış görüldü” diyor.
“MERSİN VE HATAY İÇİN STRATEJİK PLAN HAZIRLANMALI”
Mersin’in lojistik ve taşımacılık merkezi olarak güçlenmesinin, bölgesel dengelerde değişikliklere yol açabileceğini aktaran Ocak, “Uzun vadede, hem Hatay hem de Mersin için stratejik planlamalar yapılması gerekecek. Altyapı, lojistik merkezleri ve depolama alanlarının dengeli bir şekilde dağıtılması önem kazandı. Bu değişikliklerin etkilerinin minimize edilmesi ve her iki bölgenin de ekonomik olarak dengeli bir şekilde gelişmesi için stratejik planlamalar ve yatırımlar büyük önem taşımaktadır.”
“TAŞIMA KORİDORLARI ETKİN KULLANILIRSA BÖLGE TİCARETİ ARTAR”
2024 yılı ile ilgili görüşlerini paylaşan Muittin Ocak, Türkiye üzerinden geçen koridorların önemine vurgu yapıyor. “Ülke üzerinden geçen koridorların etkin bir şekilde kullanılması, bölgedeki ticaretin artırılmasında kritik rol oynar” diyen Ocak, “Yeni altyapı yatırımları ve mevcut yolların iyileştirilmesi, taşımacılık sürelerini kısaltarak maliyetleri düşürebilir. Ancak, bu koridorların güvenliği ve istikrarı da önemli bir konudur. Siyasi ve ekonomik istikrarın korunması, 2024 yılı boyunca bu koridorların etkin bir şekilde kullanılabilmesi için kritik olacaktır” diye konuşuyor.
HATAYLI BİRÇOK FİRMANIN TAŞINDIĞI MERSİN YATIRIM ŞEHRİ OLARAK YÜKSELİYOR
UND Başkan Yardımcısı Rıdvan Arıç, deprem sonrasında birçok Hataylı firmanın Mersin’e geldiğini, bu durumun şehirde olumsuz bir durum yaşatmadığını söylüyor. Arıç, “Tam aksine Mersin konumu itibariyle altyapı ve gerekli yatırımlar yapıldığı takdirde İstanbul dahil bir çok üreticinin de tercihi olacaktır” diyor.
Mersin bölgesi nakliyecilerinden Arıç Lojistik’in Yönetim Kurulu Başkanı ve UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rıdvan Arıç, deprem sonrasında Hataylı çok sayıda firmanın merkezini taşıdığı Mersin’deki durumu değerlendirdi.
“YATIRIMLAR TAMAMLANDIĞINDA TRANSİT TAŞIMALAR 4 KATINA ÇIKACAK”
Mersin’in lokasyonu itibari ile lojistikteki bugünkü konumundan çok daha ilerde olması gerektiğini söyleyen Arıç, Mersin Limanı’nda yapılan çalışmalar tamamlandığında transit taşımaların artacağını belirtiyor. Arıç, “Mesafelere bakıldığında tüm sınır kapılarına neredeyse aynı mesafededir. Ancak limanın halen devam eden genişleme alanı ve yapılması
öngörülen ana konteyner limanı tamamlandığında transit taşımalarımız mevcut durumun en az dört katına çıkacaktır” diyor.
Bunun ülke ekonomisi için ciddi katkı sağlayacağını belirten Arıç, son 5 aydaki rakamlara bakıldığında geçmiş yıllara oranla önemli artışların yaşandığı bilgisini veriyor.
“GELEN NAKLİYECİLER MERSİN’DE OLUMSUZ BİR DURUM YAŞATMIYOR”
Arıç, depremin ardından, Mersin’de akrabaları bulunan çok sayıda Hataylı firmanın Mersin’in sunduğu lojistik avantajlardan dolayı şehre geldiğini söylüyor. Bu durumun olumsuz
bir duruma mahal vermeyeceğinin altını çizen Arıç, “Lojistik sektörünün faaliyetleri ülkenin ihracat ve ithalatına bağlı olduğundan Mersin’e olumsuz bir durum yaşatmıyor. Tam aksine konumu itibariyle altyapı ve gerekli yatırımlar yapıldığı takdirde İstanbul dahil birçok üretici de tercihini Mersin’den yana yapacaktır” şeklinde konuşuyor.
“ÜRETİCİLER MERSİN’E YATIRIM YAPIYOR”
“Şu anda büyük üreticiler liman kenti olması sebebi ile Mersin’e yatırım yapmaktadırlar. Bu da ihracat ve ithalatımıza önemli katkı sağlayacaktır” diyen Arıç, şöyle devam ediyor: “Özellikle son zamanlarda firmalarımızın malum karşılaştığı vize sorunu ve sınır kapılarındaki beklemeler ihracat ve ithalatımızı önemli ölçüde olumsuz etkilemektedir. Sektöre verilen destekler özellikle ihracatçı veya müstahsil tarafından üretilen ve tamamen milli ihracatçıya destek verildiğinde sektörümüzde bundan önemli ölçüde faydalanacaktır. 2024 yılında ihracatın artacağına inanıyorum. Ülke ekonomisi ancak ihracat ile büyük ihracat arttığında lojistik sektörü de bundan faydalanacaktır.
Yukarıda belirttiğim gibi ihracatın artması için desteklerin verilmesi şarttır. Bununla beraber vize sorunlarının ve kapılardaki yoğunlukların çözülmesi gerekiyor.”
20 ARACI OLAN BİR FİRMA 1 OCAK 2025’TE 6 MİLYON TL ÖDEME YAPACAK
UND Yüksek İstişare Konseyi Üyesi Abdurrahim Kılıç, ertelen borçları 1 Ocak 2025 tarihi itibariyle ödemeye başlayacaklarını söylüyor. Kılıç, 5 aracı olan bir firmanın 3 milyon TL, 20 aracı olan bir firmanın 6 milyon TL gibi borçlarla karşı karşıya olduğunu, bunun da firmalara büyük mali yük getirdiğini söylüyor.
Deprem sonrası neredeyse herkesin şehri terk etmek zorunda kaldığını söyleyen UND Yüksek İstişare Konseyi Üyesi Abdurrahim Kılıç, imkânı olan işletmelerin başka şehirlere merkezlerini taşıdıklarını ve faaliyetlerine devam etmeye çalıştıklarını söylüyor. Çok sayıda firmanın Mersin’e gittiğini söyleyen Kılıç, Konya, Ankara, İstanbul ve Edirne gibi şehirlere de giden nakliyecilerin olduğunu kaydediyor.
İmkânı olmayanların fiziki olarak kötü durumda olan prefabrik yapılarda çalıştıklarını aktaran Kılıç, Altınözü Belediyesi Başkanı olan Sarıtaş Nakliyat Sahibi Rıfat Sarı ve kendisinin başlattığı girişim sonucunda Hatay Valiliği tarafından 24 metrekarelik 51 adet ofisten oluşan nakliyeciler sitesinin kurulduğunu söylüyor. “Tabi bu yeterli değil” diyen Kılıç, sadece birkaç firmanın rahatladığını belirtiyor. Nakliyecilerin zor durumda olduğunun altını çizen Kılıç, devlet tarafından verilen destek ve teşviklerin yetersiz kaldığını belirtiyor. Ertelenen SGK primlerinin 1 Ocak 2025 tarihi itibariyle tahsil edilmeye başlanacağı bilgisini veren Kılıç, “Bu erteleme bizi çok zorlayacak. 5 aracı olan nakliyeci 2025’te en az 2.5- 3 milyon TL ödeme yapacak. 20 aracı olan bir firma için bu rakam 5-6 milyon TL, 50 aracı olan bir firma içinse 8-10 milyon TL arasında” diyor.