Anamur’da mermer ocağı direnişi sürüyor | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

Anamur’da mermer ocağı direnişi sürüyor



 

HEDİYE EROĞLU

 

Mersin’in Anamur ilçesi Anıtlı Köyü’nde tarımsal üretime darbe vuracak, arkeolojik alanları da barındıran bahaya yönelik mermer ocağı açma girişimine yönelik yöre halkınca başlatılan hukuk mücadelesi sürüyor.

Tropikal meyvelerinin, açıkta yetişen muzlarının lezzetiyle ünlü Anıtlı’da (Kaledran), Kepezler Ltd. Şti. tarafından açılması planlanan mermer ocağı için önce “ÇED Gerekli”, ardından “ÇED Gerekli Değildir” kararı veren Mersin Valiliği’ne karşı MERÇED tarafından açılan davanın keşfi 7 Haziran 2024 günü yapıldı. Keşfe köylülerin protestosu damga vurdu

 

İŞTE UZMANINDAN MERMER OCAĞI GERÇEKLERİ

Anamur Anıtlı’da açılmak istenen mermer ocağı ve doğa tahribatı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Jeoloji Yüksek Mühendisi / Tıbbi Jeoloji uzmanı / Yazar Dr. Eşref Atabey, “Anıtlı mermer ocağı ÇED izninin, bilimsel ölçütler dikkate alınmadan ve fizibilite çalışmalarına dayandırılmadan verildiği anlaşılmaktadır. İşletmenin üstün kamu yararı bulunmamaktadır. Araştırma ve incelemeye dayanmayan, bilimsel temelden yoksun, gözlemsel tespit ve elle numune almak suretiyle doğrudan işletmeye geçilen, Mersin Anamur ilçesi Anıtlı Mahallesi Kızılkaya Tepe Mevkii’nde faaliyette olan mermer ocağı ile orman ağaçları, Akdeniz’in en verimli Terra Rossa tipi toprak örtüsü ortadan kaldırılmakta, morfoloji bozulmakta; eğimli olan yamaçta erozyon artmakta; dereleri besleyen yer altı su sistemi bozulmakta; ÇED alanı yoğun karstik olduğundan çökmelere neden olacak; ocaktan yayılan toz ağaçların ve bitkilerin döllenmesini engelleyecek, arıcılığa zarar verecek;  yakınında yaşayan insanlar için gürültü ve görüntü kirliliği oluşturacak; yaban hayvanları yerlerinden edecek; yer altı su kaynağı kuruyacak; pasalar, çamur atıklarıyla alanı kirletecek; kaya yuvarlanmalarıyla can güvenliğini tehdit edecek (nitekim işletme sırasında yamaç aşağıya yuvarlanan devasa kaya kütlesinin tehlike yarattığı görülmüştür), en sonunda geriye tehlike yaratan basamaklı dik şevli-falezli, devasa çukurlar kalacak.

 

ANITLI MERMER OCAĞININ EKONOMİYE KATKISI OLMAYACAK

Projenin toplam 99,94 hektarı ruhsat alanı, 23,89 hektar kısmı ÇED alanı, 8.036 m2 alanı ise pasa depo alanını oluşturmaktadır. Ruhsat alanındaki kireçtaşı kayaları kırıklı, çatlaklı, bol gözenekli ve boşluklu, karstlaşmanın en yoğun olduğu alandır. Blok alınabilecek masif kireçtaşı kütlesi çok azdır. Planlanan faaliyetin üretim kapasitesinin 200.000 m3/yıl olması bunun %15’i blok mermer, %25’i parça mermer ve geriye kalan %60’lık kısmın pasa olacağı öngörülmesine rağmen, verimin %10’un altında olduğu mostranın devamlı olmayışı ve teknolojik özelliklerinin yetersizliğinden anlaşılmaktadır. Devlet katkısı ile kurumlar vergisi miktarları projede belirtilmemiştir. Saha incelemesi, sondaj verileri, jeolojik, stratigrafik, sedimantolojik, mineralojik, petrografik, kayaç türü ve yayılımı, teknolojik, laboratuvar veriye dayanmayan gerçek dışı sanal verilere dayanan bu mermer ocağı ekonomik olmadığı gibi, ekonomiye bir katkısı da olmayacaktır. Verilen ÇED izni, git burayı tahrip et, parçala, molozları ve pasaları ormana, dereye at, sonra da öylece bırakıp git; izninden başka bir şey değildir.

 

“MERMER OCAĞININ YER ALTERNATİFİ VAR”

Her ne kadar ÇED raporunda madencilik faaliyetinin yer alternatifi yoktur denilmişse de, bu doğru ve bilimsel açıklama değildir. Bu tez metalik ve bazı endüstriyel hammaddeler için geçerli olup, bu grup madenler bulunduğu yerde işletilmek zorundadırlar. Çünkü cevherleşme dediğimiz olay bu tür madenler için geçerlidir. Mermer ve taş ocakçılığında böyle bir zorunluluk yoktur. Kireçtaşı türü kayaçlar cevherleşme olarak nitelendirilemez. Çünkü kireçtaşı, rekristalize kireçtaşı gibi karbonatlı kayaların farklı yerlerde mostraları bulunur ve alternatifi vardır. Türkiye’nin çoğu alanlarını kaplamış durumdadır ve dolayısıyla mermer üretiminin her zaman yer açısından alternatifi bulunur.

Ancak söz konusu mermer ocağında da görüldüğü üzere işletmeciler masraftan kaçınmak için yerleşim yerleri ile ana yollara yakın sahaları tercih etmektedirler. Dolayısıyla, firmaların ucuz maliyet tercihinin ÇED raporunda ‘’Mermer üretiminin yer itibariyle alternatifi yoktur’’ şeklinde bir açıklama ile gizlenmesi hukuki, doğru ve etik bir yaklaşım değildir. 

 

EROZYON UYARISI

Mermer ocağının bulunduğu alan topoğrafik olarak 45 derece eğime ulaşabilen sarp kayalıkların olduğu bir yerdedir.  Faaliyet ile alanın morfolojik yapısı bozulmakta, orman ve bitki örtüsü yok edildiğinden, çıplak kalan ve özelliğini kaybetmiş eğimli zemin, yağmur suları ve buzlanmayla daha çabuk parçalanarak, ufalanacak, aşınan malzeme sellerle taşınarak erozyona yol açacaktır. Erozyon ve sel sularıyla dere suyuna karışan kil boyutundaki malzeme balıkların solungaçlarına yapışarak ölmelerine neden olacaktır.

 

PROJE ALANIN TAMAMI ORMAN ALANI İÇERİSİNDE

Proje alanın tamamı orman alanı içerisinde kalmaktadır. Ruhsat alanı içerisinde; bozuk meşe, kızılçam ile kayalık ve taşlık mescere sınıfı yer alır. ÇED alanında 305 adet ağaç tespit edilmiştir. Bu ağaç türleri; kızılçam ve meşe’dir. Yaklaşık olarak 9 bin 500 metrekare alan kaplamaktadır.

Belirtilen 9.500 m2 alandaki kızılçam ve meşe ağırlıklı orman örtüsü yok edilecektir. Ormanın ve bitki örtüsünün olmadığı yerde, yağmur suları tutulamayacak, suyun toprağa süzülüşü olmayacak, alanda erozyon hızlanacak, yer altı suyu yok olacaktır.

Ruhsat alanında bulunan iğne yapraklı en çok oksijen üreten ve karbondioksit emen ağaçlar da bulunmaktadır.   Ağacın bir adet yaprağı 1 saat içerisinde ortalama 5 mililitre oksijen üretmektedir. Bir hektar iğne yapraklı orman yılda 30 ton oksijen üretmektedir.

Bu orman alanında açılacak olan mermer ocağı, yerel iklim ve mikro klimasında değişimlere yol açacak, topraktaki canlıların yok olması, nemli ve verimli toprağın kaybı ile abiyotik minerallerin, faunanın etkilenmesi, toprak suyunun kaybıyla ağaçların büyümeleri olumsuz etkilenecektir. Dağlık ve tepelik arazideki ormanlar ve bitkiler su da üretirler. Yere düşen yağış, gözenekli orman toprağından sızarak ana kaya çatlak sistemine, oradan da kaynaklara, derelere ve yer altı suyuna ulaşır. Mermer ocağıyla bu sistem zarar görür.

Ağaçlar ‘dünyanın ciğerleri’ olarak bilinir. Karbondioksitin depolanmasında ve oksijen üretiminde, toprağı dengelemede ve hava sıcaklığını, nemi ve taşkınları azaltmada kilit rol oynarlar” diye konuştu.

 

DSİ’DEN SU KAYNAKLARI UYARISI

Projenin su kaynaklarına etkisi noktasında atık ve kirlilik olacağını da dile getiren Dr. Eşref Atabey, üstelik bunu sürekli denetleyecek bir mekanizmanın bulunmadığının da altını çizdi.

“DSİ, sahanın yaklaşık 100 m güneyinde harita üzerinde görünen kaynak çıkışının bulunduğunu, kaynak çevresinde 100 m mutlak koruma alanının korunması, kaynak rejimini bozacak şekilde ve kaynak kotunun altında çalışma yapılması gerektiğini belirtmiştir” diyen Atabey, “Aslında DSİ bu uyarısıyla, bu alanda mermer ocağı açılamayacağı, su kaynaklarına zarar vereceğini belirtmektedir.

Oysa mermer üretim sanayi, enerji ve su yoğun bir sanayidir. Özellikle blok mermerlerin kesimi esnasında aşırı derecede su kullanılmaktadır.

Bir metreküp ham blok mermerde 630 litre sanal su kullanılmakta ve bu tamamen mavi su yani yer altı tatlı su, pazarlanan ürünün son aşamasında bir metrekare katrak cilalı ebatlı üründe kullanılan sanal su miktarı 6.650 litre olup, bunun 1.330 litresini mavi su yani yer altı suyu, 5.320 litresini gri su oluşturur.

Bir metreküp ham moloz mermerde 380 litre sanal su kullanılır ve bu suyu tamamen mavi su yani yer altı tatlı suyu, pazarlanan ürünün son aşamasında bir metrekare S/T cilalı ebatlı üründe kullanılan sanal su miktarı 4.185 litre olup, bunun 837 litresini mavi su yani yer altı suyu, 3.348 litresini gri su oluşturur.

Ham blok üretiminde doğrudan mavi su ayak izi yani yer altı tatlı suyu tüketilmektedir. Diğer aşamalarda kirliliği gidermede kullanılan gri su söz konusudur.  Bunun anlamı şu, blok mermer ihracatında bir m3 ham blok ile birlikte üretimde tükettiğimiz 630 litre yer altı suyunu da ihraç etmiş olmaktayız.

Bunun bir de fosil su, formasyon suyu sanal su miktarları bulunmaktadır. Özellikle blok mermer için kullanılan kireçtaşı ve dolomit kayaları gözeneklerinde su bulundururlar.

Kireçtaşı kayaları gibi sedimanter kayaçların gözenekleri ile kırık ve çatlakları içinde, yağmur sularının zemin içerisine süzülmesiyle oluşan ‘’meteorik sular’’, daha önceden hapsolmuş ‘formasyon suları’ vardır” dedi.

 

MERMER TOZU DOĞAYI, SAĞLIĞI OLUMSUZ ETKİYOR

İşletme sırasında toz emisyonunun kontrolsüz olarak saatte 16,06 kg, kontrollü olarak saatte 8,02 kg olacağını da belirten Dr. Eşref Atabey, mermer tozunun en küçük boyutta mermer atıkları olduğunu söyleyerek, “Mermer tozları, mermer işleme tesislerinde blokların ve plakaların kesilmesi esnasında açığa çıkan ve büyük çoğunluğu 1 mm’nin altında olan mermer tanecikleridir. Mermer tozunun tane boyutunun %90’ının 56 mikron altında olduğu saptanmıştır.

Mermer tozu inert, yani akciğerlerde bir zarara yol açmayan toz olarak kabul edilmektedir. Mermer tozu inerttir; dolayısıyla akciğerlerde zarara yol açmaz; bilgisi doğru değildir. Çünkü, mermer tanımına göre; kesilip, parlatılabilen her tür kayaç ticari anlamda mermer olup, mermer olarak işletilen ancak, içlerinde kanserojen toz bulunan kayaçlar da vardır.

Plaka kesimi esnasında ise en az %15-50 oranında toz olarak atık oluşmaktadır. Özellikli kuru havalarda ve rüzgarlı günlerde mermer tesislerinin çevresinde ciddi toz kirliliği oluşur. Toz kirliliği çevredeki bitki ve ağaç örtüsüne ciddi zararlar verir.

 

MEYVE AĞAÇLARI VE TOHUMLU BİTKİLERİN YAPRAKLARI İLE DÖLLENMEYE TOZUN OLUMSUZ ETKİSİ BÜYÜK

Mermer tozu, bitki yapraklarında stomaları kapatır ve bitki zayıf düşer. Bitki zayıf düşünce parazitler bitkiye hücum ederler ve bitki ölür. Toz, bitkilerin yapraklarında solunumu ve fotosentezi engeller; döllenmeyi önler ve meyve oluşumunu azaltır. Ayrıca mermer ocağı kaynaklı toz, çevrede arıcılık faaliyetlerine zarar verir. Toz yaprak yüzeyine konar. Gece nemi ile nemlenen toz, gündüz kuruyarak yaprak yüzeyinde kabuklaşır. Özellikle kül ve küldeki sönmemiş kireç tozu (CaO) gece hava nemi ve çiğ ile önce Ca(OH)₂ sonra da Ca(HCOз)₂‘a dönüşür. Bu kalsiyum bikarbonat gündüz hava ısındığında kuruyarak diğer toz ve kül taneciklerini de birbirine yapıştırır. Yüzeyi toz kabuğu ile kaplanmış olan yaprak yeterli güneş enerjisi alamaz, fotosentez ve solunum gücü azalır. Bu azalma bitkinin beslenme, meyve verme ve büyütme gücüne olumsuz etki yapar. 

İnce toz yaprağın solunum gözeneklerini tıkar. Gözenek kapakçıklarının kapanmasını engeller. Gözenek kapakçıkları kapanamayan yaprak devamlı terleme ile su kaybeder ve bir tür ‘fizyolojik kuraklık etkisi’ olayı gerçekleşir.

Kül ve ince tozlar dişi çiçeğin yumurtalık borusunun ağzına konar ve buradaki yapışkan sıvıyı kurutur. Çiçek tozları yumurtalığın ağzına yapışamaz ve yumurtalığa taşınamaz. Bu durumda ağaç çiçek açar. Ama döllenme gerçekleşemediği için meyve verimi azalır” dedi.

 

“KONTROLSÜZ KOPAN KAYALAR TEHLİKE YARATABİLİR”

Jeoloji Yüksek Mühendisi Atabey, mermer ocağının bulunduğu alanın eğimli bir yamaç üzerinde olduğunu söyleyerek, işletme sırasında kontrolsüz olarak kopan kayaların aşağıda insan hayatını ve ormana zarar vereceğini aktardı. “Ocak faaliyeti sonunda, geride dik şevli-falezli sarp, uçurumlu, suyla dolabilen devasa çukurlar kalır” diyen Dr. Eşref Atabey, “Türkiye’deki örneklerinden görüldüğü üzere, terk edilen ocak çevresinde koruma önlemleri alınmadığından bu durum, çevredeki insanlar ve hayvanlar, yaban hayatı için tehlikeli oluşturacaktır.

 

RUHSAT ALANINDA TARİHİ KALINTILAR MEVCUT

Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü 2018 yılındaki yazısı ile ÇED sahasının 300 m yakınında Asarkaya Tepesi 1.derece arkeolojik sit alanı bulunduğundan, patlatma yapılmaması gerektiğini,  ruhsat yenileme sürecinde karar eki sit haritasına göre, Asarkaya Tepesi 1.Derece arkeolojik sit alanı sınırlarını ruhsat sahası dışında bırakır şekilde revize edilmiş yeni ruhsat sınırlarının hazırlanarak Kurula iletilmesinin, harita ve kararda belirtilen kriterlere uyulması istenilmiştir.

Alanda faaliyet boyunca Mermerin Sökülmesi, Kamyonlara Yüklenmesi sırasında yakın alandaki tarihi değerler zarar görecektir. Blok mermer veriminin çok düşük olması, şu soruyu sormamıza neden oluyor. Yakınında Asartepe Mevkii’nde tescillenmiş tarihi kalıntılarla bir ilgisi olabilir mi?

 

YURT DIŞINDAKİ BLOK MERMER ÜRETİCİLERİ TOROSLARA YÖNELDİ

İtalya ve ispanya gibi Torosların devamındaki Alp Kuşağı kireçtaşlarında blok mermer üretimi yapanlar, artık yönlerini Türkiye’de Toros Dağlarının gri ve beyaz kireçtaşı kayalarına çevirdiler. Nedeni, mermer ocaklarıyla ormanların ve yer altı suyunu depolayan kireçtaşlarının ortadan kaldırılarak, iklim değişikliğine olumsuz etki yapması.

 

EKONOMİK OLMADIĞI İÇİN KAPATILAN YÜZLERCE MERMER OCAĞI VAR

Mermer madenciliği fizibilite etütlerine dayalı, iç talebi karşılayacak ölçüde ve bilimsel temelli olmalıdır: Gayri Safi Milli Hasıla ve istihdamdaki payı, mermer ihracatının getirisi, yurt içinde yaptığı doğa tahribatı, su kaynaklarına zararı düşünüldüğünde, önemli bir payı olmadığı görülmektedir.

Türkiye’deki mermer ocaklarının çoğu bilimsel temelli arama ve incelemelere dayandırılmayan arama ve işletme yöntemleriyle faaliyetlerini sürdürmektedirler.

Gelişigüzel açılan ocaklar doğayı tahrip ettikten, çevreye zarar verdikten bir süre sonra, bilimsel kriterler dikkate alınmadığından ekonomik olmadıkları gerekçesiyle kapatılmak zorunda kalınmaktadır.

Yaklaşık 40 yıl Türkiye’nin hemen her yerinde çalışmış bir jeolog olarak, bu şekilde açılmış ve ekonomik olmadığından bir süre sonra kapatılmış yüzlerce mermer ocağına tanık oldum.

Mermer ocakları açılmadan önce jeolojik, sedimantolojik, petrografik, mineralojik incelemeleri, dağılımı, geometrisi, rezerv hesaplamaları yapılmalıdır.

 

ZARARI BÜYÜK OLUR

Sonuç olarak; Anamur Anıtlı Mahallesi Kızılkaya Tepe Mevkii’nde faaliyette olan mermer ocağı ruhsat sahası, Toros Dağları’nın en yoğun karstik yapısının ve su deposu niteliğindeki kireç taşlarının bulunduğu bir sahadır. Mermer ocağı faaliyetiyle milyonlarca yılda oluşmuş karstik yapı yok olacağı ve su deposu niteliğindeki kireç taşları kesileceği için yer altı ve yer üstü su kaynakları büyük ölçüde zarar görecektir. 

Arazinin fiziksel yapısı bozulacak, toprağın erozyonu hızlanacaktır. Yer altı ve üstü su dengesi bozulacaktır. Tarım, orman alanları zarar görecektir. Tozlar havayı, toprağı ve suyu kirletecektir. Su kaynaklarının kuruması, bitkilere zararı, nakil yollarının açılması suretiyle trafik artışı ve yolların oluşturduğu parçalanma yaban hayata zararı olacaktır.

Ocak terkedildikten sonra geride devasa çukurlar bırakılacak, birçok örneğinde gördüğümüz üzere çevresinde koruma önlemi alınmayacağından insanlar ve hayvanlar için tehlike oluşturacaktır.

Kümülatif değerlendirme yapıldığında, mermer ocağının yüzey ve yer altı suyuna zararları, topoğrafyanın, morfolojinin bozulacağı, erozyona yol açacağı, orman ve bitki örtüsüne, tarım alanlarına zararı olacağı, tozlarının bitki, sebze ve meyve ağaçlarına zararı olacağı, oluşacak dik falezli ve derin çukurların insan ve canlılar için tehdit oluşturacağı ortadadır.

 

“OCAK AÇILMAMALI”

Toprağın ana maddesi kayaçlardır. Kayaçlar olmazsa toprak, bitkiler, su da olmaz. Yer altı suyu; içme suyu, kullanma suyu ve ovadaki tarım alanlarının sulanması, bitkisel üretimin arttırılması, halkın beslenmesi için kullanılmaktadır.

Bu ilişki ‘üstün kamu yararı’ kapsamında kavranır ve değerlendirilir.

Bilimsel sonuçları ortaya konmadan, çevreyi ve su kaynaklarını, ormanı yok edecek mermer ocağı açılmamalı, su depolama alanı, yer altı suyunu besleyen önemli bir akifer olan bu kireçtaşı kayalarının bulunduğu alanda mermer ocağı faaliyetlerine izin verilmemelidir” şeklinde konuştu.

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA