Haber Merkezi
Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Mersin Limanı'nda yaşanan skandalı yazdı. Terkoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda tim komutanı olarak görev yapan bir askerin, Mersin Gümrüğü'nden valiz kaçırması olayını tüm detaylarıyla anlattı.
Terkoğlu, "10 Temmuz 2023 günü saat 10.40’da Mersin Liman Başkanlığı’na bir ihbar gitti. Sabah saatlerinde limana gelen bazı valizler, sıra dışı bir yolla gümrük kontrolünden kaçırılmış, bir araca yüklenmişti. Liman personeli, ihbarın peşine düştü. Kamera kayıtlarını incelemeye aldı. Sistemin işleyişine onlar da şaşırdı" diyerek, sonrasında yaşanan gelişmeleri şöyle sıraladı: “Kapıları, pencereleri kapatıyorsun. Anahtarı sonuna kadar çeviriyorsun. Ama arkanı dönüp baktığında görüyorsun ki korktuğun yine evin içine girmiş. Bir süredir bu köşede okuyorsunuz. Suriye sınırındaki insan kaçakçılığı öykülerini yazıyorum. Bir generalin makam aracının bu iş için nasıl kullanıldığını anlatıyorum. Kamuflaja boyanarak konvoya karıştırılan eski askeri araçlardan bahsediyorum.
İşte bu hikâyeleri anlatırken önüme yine sınırda, yine askeri başka bir hikâye düştü. Bu sefer konu insan kaçakçılığı değildi. Birileri askeri üniformasını kullanarak gümrükleri aşıyordu. Şöyle anlatayım...
Sedat Peker’in videolarını, günlerce konuştuğumuz Mersin Gümrüğü’nü, nasıl deliniyor diye sorguladığımızı hatırlıyor musunuz? Peker’in ifşalarından, eski içişleri bakanının gidişinden, sınır gündeminin artmasından sonra sınır koruma işleri de eskisinden daha sıkılaştı. Haliyle anlatacağım hikâye kaçakların peşinden koşan kamu görevlileri olmasaydı ortaya çıkarılamazdı.
GÜMRÜĞE GELEN İHBAR
10 Temmuz 2023 günü saat 10.40’da Mersin Liman Başkanlığı’na bir ihbar gitti. Sabah saatlerinde limana gelen bazı valizler, sıra dışı bir yolla gümrük kontrolünden kaçırılmış, bir araca yüklenmişti. Liman personeli, ihbarın peşine düştü. Kamera kayıtlarını incelemeye aldı. Sistemin işleyişine onlar da şaşırdı.
Limanda sivil girişlerin dışında askeri bir kapı daha var. Bu kapıdan giriş çıkış yapan askerler, sınırdaki gibi arama yapılmadan geçiyor. Kamera kayıtlarına göre o gün askeri kapıdan BMW marka bir araba giriş yaptı. Sonrasında limana yanaşan ADA74 isimli RO-RO gemisine yaklaştı. Gemiden inen yolcular, pasaport ve valiz kontrolü için liman gümrüğüne yöneliyordu. Biri hariç...
O kişi yolculardan ayrılıp kendisini bekleyen BMW marka araca yöneldi. Elinde iki tane valiz vardı. Valizleri BMW’nin bagajına koydu. Geri dönüp yolcuların arasına karıştı. Elinde valizle gelmemiş gibi kontrollerden geçti. Yaya olarak Mersin Limanı’ndan çıkıp gitti. Kayıtlara göre valizleri alan BMW marka araç ise askeri kapıdan valizleri aranmadan çıkarmış.
DAHA ÖNCE DE YAPMIŞLAR
Gümrük memurları olayın kayıtlarına ulaştıktan sonra soruşturmalarını derinleştirdi. Bu kez giriş-çıkış kayıtlarına baktılar. Önce aracın nasıl askeri kapıdan rahatça girip çıktığına odaklandılar. Çıkan sonuca onlar da şaşırdılar. Aracı kullanan kişi Deniz Kuvvetleri’nde tim komutanı olarak görev yapan M.C. idi. Ardından gemiden inen yolcuların listesini çıkardılar. Valizleri arabaya bırakıp salona giren kişinin M.D. isimli Türk vatandaşı olduğunu gördüler. Bütün delilleri kayıt altına aldılar.
Devamında neler olduğunu Ticaret Bakanlığı kaynaklarından öğrendim. O gün gelen ihbarı değerlendiren memurlar, kontrol edilmeden sınırı geçen iki valizi getirenin de geçirenin de kimliğini bulmuştu. Gümrük memurları, kamera kayıtlarını geriye doğru incelediklerinde olayın daha önce de yaşandığını tespit ettiler. Örnek olsun, komutan M.C. ve vatandaş M.D., olaydan sadece bir ay önce, 5 Haziran 2023’te aynı yöntemle yine valizleri ülkeye sokmuşlardı.
“VALİZDEKİNİ BİLEMEYECEĞİZ”
Ticaret Bakanlığı’nın ardından TSK kaynaklarını aradım. Onlar da yaşananları teyit etti. Savcılık, Mersin’den sınırı sıra dışı yolla geçen valizlerde; varsa da bir suça ulaşamamıştı. Dosyayı kapatmak durumunda kalmıştı. Ancak personelinin karıştığı bu olayı TSK’ye bildirmiş, meselenin aynı zamanda bir disiplin sorunu olduğunu ifade etmişti. TSK de idari soruşturma başlatarak tim komutanı M.C’ye tespit edilen iki olay için iki ayrı idari ceza vermişti. M.C., soru işareti yaratan bu olaydan sonra görevine devam etmişti.
Konuştuğum TSK kaynakları, sınırlardaki sıra dışı geçişlerle mücadelede işi sıkı tutmaya çalıştıklarını, hatta zaman zaman kendi personellerini rastgele aradıklarını, üniformasını kötüye kullananları cezalandırdıklarını anlattı.
Komutan M.C’nin Mersin’den gümrüğü atlatarak taşıdığı valizlerde ne olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ama her vakadan sonra ülkenin kara ya da deniz sınırları konusunda “acaba”larımız artacak. Kesin olan bir şey var ki insan, mal ya da uyuşturucu, Türkiye’ye girmek için kendisine kamuda işbirlikçi arıyor. Devlet bu işlere bulaşanlardan tam anlamıyla arınmadıkça, nasıl korunursa korunsun aslında Türkiye’nin gerçek bir sınırı olmayacak. Zira sınırı koruması gereken işbirlikçiler kapıyı içeriden açmaya devam edecek.