Memleket Partili Tarsus Belediye Başkan Adayı Dr. Haluk Bozdoğan'ın adaylığına yönelik antidemokratik çabalar devam ediyor. CHP, “Bir kimse bir partiden önseçim veya merkez adaylığı yoklamasına katıldıktan sonra başka bir partiden merkez adayı gösterilemez” hükmünü gerekçe göstererek Bozdoğan’ın adaylığına itiraz etmişti. İlçe Seçim Kurulu kararını açıkladı. Seçim kurulundaki DEM, MHP, CHP ve İyi Parti üyelerinin ittifak halinde Bozdoğan’ın adaylığının düşürülmesi için aynı noktaya gelmeleri dikkat çekti. İlçe Seçim Kurulu Başkanı ve diğer iki kamu görevlisi ise Bozdoğan’ın adaylığının düşürülmemesi yönünde oy kullanıp muhalefet şerhi yazdı. Muhalefet metninde, “Haluk Bozdoğan'ın 20 Şubat tarihinde Memleket Partisi tarafından verilen aday başvurusunda Tarsus Belediye Başkan adayı olduğu, esasen siyasi partinin yetkili kurulu marifetiyle merkez yoklaması şeklinde yaptığı aday tespiti işlemi seçim kurullarının yönetim ve denetimi dışında gerçekleştirildiğinden, siyasi partilerin iç işleri niteliğini taşıdığı” değerlendirmesini yaptı. Muhalif üyeler, bu nedenle Bozdoğan’ın adaylığının iptal edilemeyeceği yönünde karar verdi.
“SİYASETLE, ÖZGÜRLÜKLE DEMOKRASİYLE İLGİLERİ YOK”
Tarsus Belediye Başkanı ve Memleket Partisi Tarsus Belediye Başkan Adayı Dr. Haluk Bozdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin adaylığını engelleme çabalarına sert bir tepki gösterdi. Bozdoğan, demokrasiye yapılan bu saldırıları kınadı ve halkın iradesine saygı duyulması gerektiğini vurguladı. Demokrasiye ve siyasete yapılan her türlü saldırının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Eline kemik testeresini alıp, insanların seçme ve seçilme hakkına saldırmanın, siyaset yapma hakkına saldırmanın CHP’nin siyaset anlayışıyla nasıl bir ilişkisi var. Can Atalay’a siyaset özgürlüğünü savur görünenlerin, kendisinden istifa eden insanların başka bir partiden veya bağımsız aday olmasını engelleyerek, onların siyaset yapma hakkını engellemek isteyerek, bu emellerini bizzat seçim kurullarına başvurarak belgeleyenlerin, toplumla, siyasetle, özgürlükle, demokrasiyle, hakla hukukla bir ilgileri olamaz. Üstelik ortaya çıktı ki, hukukçu olmalarına rağmen, idealleştirilmiş ne kadar değer varsa hiçbiriyle ilgileri kalmamış” dedi.
“ÇÖKÜŞ ÖNCESİ GELEN ÇATIRTI SESLERİ”
Bu başvuruyu yapanların Atatürk’ün partisine her türlü zararı düşünmeksizin verebildiklerini ortaya koyduğunu belirten Bozdoğan, şöyle konuştu: “Kaybettiklerini anlayınca, Atatürk’ün partisine her türlü zararı verebilecekleri gerçeğini bile göremeyecek kadar gözleri kan, hırs bürüdü. Bu mantıkla nasıl bir siyasi başarı bekliyorlar? Böyle bir şansları yok. Bunlar çöküş öncesi gelen çatırtı sesleri.” dedi.