Akkuyu, Fukuşima, Çernobil gibi olabilir! | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

Akkuyu, Fukuşima, Çernobil gibi olabilir!



 

HEDİYE EROĞLU

 

Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında yaşam ve kent hakkı bağlamında Mersin’in Gülnar ilçesinde inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’nin kadınlar için ne ifade ettiğinin konuşulacağı bir buluşma gerçekleştirdi.

‘Akkuyu Nükleer Santrali Kadınlar İçin Ne İfade Ediyor?’ başlıklı panel ve forum Mezitli Belediyesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilirken Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan ve nükleersiz.org Koordinatörü Pınar Demircan konuşmacı oldu.

 

“NÜKLEERİN ZARARLARI ORTADA”

MERÇED Başkanı Aslan, panelde yaptığı konuşmasında öncelikle dünyadaki nükleer santrallerin kurulum amacını anlattı.

Nükleer teknoloji uranyumdan atom bombası geliştirilmesi amacıyla geliştirildi. Yani önce nükleer silah bulundu ve sonrasında ise çok ciddi bir ısı enerjisinin açığa çıktığını fark ederek, boşa gitmemesi için elektrik enerjisine dönüştürüldü. Bu teknoloji termik santrallerinkine benziyordu zaten. Isı enerjisi, elektrik enerjisine dönüştürüldü. Nükleer santraller ile hem silahların hammaddesi, hem de elektrik enerjisi üretildi. Bu gelişmeler ile birlikte ‘bu enerji kaynağı bizi sonsuza kadar götürecek, uygarlığı, medeniyeti kurtaracak bir teknoloji’ denilmeye başlardı.

Ne zaman ki ciddi bir nükleer kazası meydana geldi Çernobil’de, nükleer santraller ile ilgili bir soru işaretleri ve zararları konuşulmaya başlandı. Çernobil’den sonra yayılan radyasyonun ölçüm yapıldıktan sonra çoğu ülkede çevre ve insan sağlığı üzerine yapılan araştırmaların sonuçları görülünce nükleer santrallerin medeniyeti kurtarmayacağı zararlı bir teknoloji olduğu ortaya çıktı” dedi.

 

TÜKİYE’NİN NÜKLEERE İHTİYACI YOK

Türkiye’nin neden santral kurma sürecine de değinen Aslan, “BU kesinlikte ihtiyaçtan kaynaklanmadı, bu tamamen siyasi bir yatırımdır. Şuan enerji bakanlığının verileri ortada ki Elektrik Mühendisleri Odasının verilerine göre hiç ihtiyacımız yok böyle bir nükleer santrale.

Daha çok aç gözlülük, para kazanma hırsı, insanlara aşırı tüketime alışkanlıkları dayatma hırsları yüzünden böyle bir santral dayatıldı Akkuyu’da” dedi.

 

AKKUYU, DENİZ EKO SİSTEMİNİ BİTİRECEK

Mersin’de inşaatı sürün Akkuyu Nükleer Santralinin vereceği hem çevresel hem insan sağlığına zararın boyutlarının ortada olduğunu dile getiren Başkan Aslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Denizin eko sisteminin nasıl bozulacağı, deniz kirliliğinin nasıl oluşacağını uzmanlar söylüyor. Denizden bir günde 25 milyar litre su çekilecek. Bu su klorlanacak ve soğutma suyu kullanıldıktan sonra tekrar denize deşarj edilecek. Bu suyun yaratacağı buharlaşma büyük tehlike. Bu durum bölgesel olarak atmosferik ısınmayı arttıracak. Bölgesel olarak iklim değişikliğini hızlandıracak.

AKKUYU İLE İKLİM KRİZİ HIZLANACAK

Oysa ki Doğu Akdeniz Bölgesi çok ciddi bir kuraklık kuşağında kaldı ki iklim krizinin etkilerini derinden yaşamaya başladık. Yağşı rejimi artık normal değil, anormele geçtik. 2-3 ay hiç yağmur yağmıyor, sonra birden bastırıyor ve sellere neden oluyor.

Öte yandan su krizi kapıda. Eğer bu sene kar yağmaz ise ki her sene artık karın yağmasını bekleyeceğiz ki su kaynaklarımız dolsun.

Dolayısıyla Akkuyu Nükleer Santrali teknik yapısından kaynaklı kuraklığı iklim krizinin etkilerini daha arttıracaktır.

 

BALIKÇILIK BİTECEK

Ayrıca denize dökülen su denizde 2 ile 6 derece arasında daha da ısıyı arttıracak. Nükleer santral daha çalışmazken mevcut verilere göre Doğu Akdeniz’in suyu bir derece ısınmış durumda. ÇED raporunda ise 3 dereceye kadar ısınma olacağı belirtiliyor. Zamanla 2 ile 6 derece ısınma olacak ama ısınan denizi bir de nükleer santral ısınacak ve bu bölgede deniz eko sistemi bu durumdan çok olumsuz etkilenecek. Deniz eko sistemi iklim için de çok önemli ki iklim krizi bu yüzden de daha da hızlı ilerleyecek.

Örneğin deniz eko sisteminin en önemli bitkisi deniz çayırları yok olacak.

Bunu yanında Akkuyu’nun soğutma suyunda denizin balıkları haşlanacak. Çünkü ızgaralar 2 milime kadar yapılıyor ki 2 milimden küçük olan balık larvaları haşlanacak. Ve zamanla burada balıkçılık bitecek.”

 

DÜZGÜN BİR DENETİM MEKANİZMASI OLMAYACAK

Öte yandan Ruslar çalıştıracağı için Akkuyu Nükleer Santrali’nin düzgün çalışan bir denetim mekanizmasının da olmayacağını işaret eden MERÇED Başkanı Sabahat Aslan, bu nedenle oluşabilecek bir sızıntıdan halkın haberi olmayacağını savundu.

“Olası bir sızıntı halinde tarımsal üretim olumsuz etkilenecek” diyen Aslan, “Projenin çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporunda olası bir sızıntının etki alanı 30 kilometre çapta gösteriliyor ama buralarda üretilen hiçbir ürün üretilemeyecek. Ki böyle bir sızıntı olmasa bile Doğu Akdeniz bölgesinde yetişen ürünlerin bir çoğu bugün ihracat ile dış pazarlara satılırken Anamur’un muzu, Silifke’ni çileği, Erdemli’nin limonu teste maruz bırnakıldığında üzerinde radyasyon kalıntısı bulunursa bu durum tarıma çok büyük zarar verecek.

 

NÜKLEER DEDİKODUSU TURİZME ZARAR VERİR

Akkuyu Nükleer Santrali ayrıca turizme de çok ciddi zararlar verecek. Akkuyu, Antalya’ya da çok yakın. Uluslararası turizm lobileri bir dedikodu yayıp, bu yönde bir propaganda yaptıklarında, ‘sızıntı oluyor, gelmeyin’ dese başta biz yerli turistler bile gitmeyiz. Ama Antalya turizmi, Türkiye turizminin ciddi bir gelir kaynağı. Bu durumdan dolayı turizmde çok zarar görecek.

 

CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA NEDEN OLABİLİR!

Almanya’da hiç nükleer santral kazası olmasa bile santrallerin 5 km çapında yaşayan çocuklarla ilgili bir lösemiye yakalanma hızı araştırması yapılmış ve ne yazık ki o bölgede yaşayan çocukların yakalanma hızı diğer bölgelere göre 2,2 olarak ölçülmüş. Bu da demek oluyor ki nükleer santralde sızıntı olmasa bile çalıştığı sürece radyasyon yayıyor. Bu da çok ciddi bir sağlık riski oluşturacak. Nükleer santral sağlıklı yaşama hakkımızı elimizden alacak.

 

“AKKUYU NÜKLEER; AKIL DIŞI BİR YATIRIM”

Ayrıca ekonomiye ciddi zarar verecek. 15 senede Akkuyu’da üretilen 1 kw saatin ücretini 12,35 centten almak zorunda kalacağız çünkü Rusya’ya alım garantisi verdik, 15 yılda hiç ihtiyacımız yokken Rusya’ya 70 milyar dolar ödemek zorunda kalacağız. Ülkemiz bu parayı Rusya’ya aktaracağına tüm sağlık, eğitim, işsizlik başta olmak üzere aslında tüm sorununu çözebilir. Yani bu akıl dışı bir yatırım.

 

DEPREM RİSKİ BÜYÜK
Öte yandan bu bölgede deprem riski bulunmakta. Fukuşima ve Çernobil’de iki felaket soğutma sistemleri çalışmadığı için meydana gelmiştir. Burada da öyle bir risk var çünkü soğutma sistemi tamamen dolgu alanında yapılacak.

Bilim insanları, ‘normalde karada meydana gelen deprem sarsıntısı dolgu alanında 4 kat daha fazla hissedilir’ diyor. Dolayısıyla burada biz çok ciddi bir deprem yaşadık. Hala daha bu bölge deprem bölgesi. Mersin’in deprem bölgesi olması gerekmiyor. Kahramanmaraş depreminde biz burada sarsıntıları çok şiddetli hissettik.

Uzmanlar bugün Kıbrıs dalma batma fay hattında en az 7 büyüklüğünde bir deprem beklendiğini söyleyerek uyarıyor. Böyle bir deprem halinde dolgu alanında sarsıntı 4 kat daha fazla hissedilecek. Buna hangi malzeme dayanabilir ki? Biz tüm bu riskleri raporladık, mahkemelere sunduk. Riskler ortada olmasına rağmen herkes göz ardı ediyor. Akkuyu, Fukuşima’ya Çernobil’e adaydır. Tam da bu nedenlerden dolayı kadınlar Akkuyu Nükleer Santraline karşı mücadelede birleşmeli”  ifadelerini kullandı.

Panelde Pınar Demircan da özellikle nükleer santrallerin kadın sağlığı üzerine etkilerin edikkat çekti. Demircan, Fukuşima Nükleer Santrali’nde yaşanan felaketten daha çok kadınların zarar gördüğünü anlattı.  

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA