Haber Merkezi
Emek Partisi Mersin İl Örgütü 10. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. Kongrede, “ Otoriter yönetime karşı işçi ve emekçilerin örgütlü gücüyle önümüzdeki dönem mücadele etmeye devam edeceğiz” mesajı verildi.
Yenişehir Belediyesine ait Akademi Salonunda gerçekleşen genel kurula çeşitli parti, sendika, meslek odası temsilcileri de katıldı. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslaşası Mücadele Günü nedeniyle 3 divan üyesi kadınlardan seçildi.
Açılış konuşmasını yapan Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, tek adam yönetimine karşı mücadele edeceklerine vurgu yaparak, “Tekel ve sermaye gruplarının çıkarları için faşist rejim örgütleniyor. İşçi, emekçi, kadınlar ve gençler olarak; Türkü ve Kürdü; yerli ve yabancı emekçi halk ile örgütlü gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.
Sendika, meslek odaları ve siyasi parti temsilcilerinin konuşmasının ardından Mersin İl Yönetimi ve İl Başkanı belirlendi. Mersin İl Başkanı Sedat Başkavak oldu.
Kongre sırasında sıklıkla “İş, Ekmek, Özgürlük, “Genlik Gelecek Gelecek Sosyalizm”, “Sermayeye Değil Emekçiye Bütçe”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız” sloganları atıldı.
Kongreye katılan Türk-İş, Disk ve Keske bağlı sendikaların yanı sıra Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, yöre dernekleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Mersin Halkın Eşitlik ve Demokrasi (HEDEP) Milletvekilleri Perihan Koca ve Ali Bozan’ da katıldı.
“İŞÇİLERE SUNULAN GELECEK SÖMÜRÜ VE YOKSULLUK”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününe vurgu yaparak sözlerine başlayan Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Mahsa Amini şahsında kadın mücadelesinin tarihsel önemine değinerek kadınların dünyanın her yerinde mücadele ettiğini ifade etti.
Gürkan, konuşması boyunca AKP iktidarın Türkiye’yi yerel ve uluslararası tekelce sermaye pazarlamak için çabalara giriştiğini belirterek, 85 milyonlunun yarattığı değerlerin sermaye sahiplerine pazarlayabilmek için AKP iktidarının mesai harcadığını söyleyerek, “ABD ve Alman sermayeleriyle; Körfez ve Arap ülkeleriyle görüşmeler yapılıyor. Yer altı ve yer üstü kaynaklarını pazarlamaya çalışıyorlar. İşçilerin ve emekçilerin, kadınların üzerine gidiliyor; bunu Orta Vadeli Program (OVP) ile 12. Kalkınma Planında ve 2024 yılı bütçesinde görüyoruz. İşçilere ve emekçilere sunulan gelecek sömürü, yoksulluk, işsizlik ve daha çok açlıktır” diye konuştu.
AKP iktidarının daha çok baskıcı ve otoriter bir rejim olarak kendi iktidarını tahkim etme çabası içerisinde olduğuna belirten Gürkan, yüksek yargıda yaşanan olayların yarattığı tartışmaların daha gerici bir yönetim için yapıldığını ifade ederek, şunları söyledi, “Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay tartışmaları ile 50+1 bir tartışmaları daha gerici, otoriter ve hatta daha faşist bir rejimin anayasal ve hukuki dayanaklarını yaratmak üzere yürütülen bir tartışma olarak görmek gerekiyor”
“DEĞİŞİMİN ÖZNESİ ÖRGÜTLÜ İŞÇİLER VE HALKTIR”
14 ve 28 Mayıs seçimlerine gönderme yapan Gürkan, değişimin öznesinin tek başına sandık olmadığına vurgu yaparak örgütlü halkın otoriterliğe karşı mücadele etmesi gerektiğini kaydetti. İşçi sınıfı ve halkın gücüyle değişimin sağlanabileceğine söyleyen Gürkan, “Değişimin öznesini 15-16 Haziran, ‘89’ Bahar eylemlerinde gördük. Büyük Zonguldak madenci yürüyüşünde, Ankara tekel direnişi ve metal fırtınasında gördük değişimin öznelerini. Pandemiden sonraki grevlerde gördük; iktidarın otoriterliğine karşı Kürt halkının kararlı mücadelesinde gördük. KHK’lı akademisyenler, ODTÜ ve Boğaziçi’nde gördük” diye konuştu.
“İŞÇİ SINIFI KAZANACAK, HALKLAR KAZANACAK”
Emek ve Özgürlük İttifakının mücadele perspektifiyle iktidarın saldırılarına karşı örgütlü güçlerinin olduğuna vurgu yapan Gürkan, gericiliği durdurmanın yeterli olmadığını; demokrasi ve siyasal özgürlükleri kazanmanın ve halk iradesine dayanan bir yapının olması için mücadele edeceklerini söyledi. Her alanda eşitliğin sağlanması gerektiğini aktaran Gürkan, “Kadınların yaşamanın hayatlarıyla sınanmadığı, üretici köylü ve emeklilerin sefalet içeresinde yaşamadığı, küçük esnafın, işçilerin ve emekçilerin yoksulluk içerisinde yaşamadığı, Kürt sorunun çözümünde gerçek bir demokratik yöntem ile Türkiye’de demokrasiyi inşa etmek işitiyoruz” dedi.
Gürkan devamında şunları aktardı, “ AKP iktidarının zalimliğine, soygun politikasına karşı Ortadoğu kan gölüne çeviren, Ortadoğu haklarını acıya boğan emperyalist savaşlara karşı; tekel ve sermaye gruplarının çıkarları için faşist rejim örgütlenmesine karşı; İşçi, emekçi, kadınlar ve gençler olarak; Türkü ve Kürdü; yerli ve yabancı emekçi halk ile örgütlü gücümüzle mücadele edeceğiz. Barbarlık yenilecek işçi sınıfı kazanacak, halklar kazanacak. Savaşa karşı barış kazanacak; otoriterliğe, yasaklara ve baskıya karşı özgürlükler kazanacak, tek adam rejimine karşı halk iradesi kazanacak”
Çeşitli sendika ve meslek odası temsilcileri örgütlü bir halde ortak mücadele vurgusu yaptılar. Türk-İş’e bağlı Yol iş Mersin Şube temsilci İrfan Gültekin, kıdem tazminatı haklarına gelecek dönemde el konabileceğini olduğunu söyleyerek mücadele çağrısı yaptı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Mersin Milletvekili Perihan Koca, kurumsallaştırılmaya karşın mücadele vurgusu yaptı. Koca, “Faşizm karşısında Emek ve Özgürlük İttifakı olarak sosyalizmin önünü açma görevi bizlere düşüyor. “diyerek ortak mücadele yapılması gerektiğini aktardı.
“İŞÇİ KİRALAMA SİSTEMİ YAYIN BURALARDA”
Akkuyu Nükleer Santral içleri de kongreye yazılı olarak mesaj gönderdi. Patronların işçileri köleleştirdiği bir düzende çalıştıklarını aktaran işçiler, patronların birlik olarak ‘işçilerin koluna taktıkları kölelik saatinin’ bütün şirketlerin yaygınlaştırdıklarını belirten işçiler, “İşçi kiralama sistemi yaygın bir yöntem burada. İşçi getiren formenler işçi başına para alıyorlar. Çalıştığı taşeron şirketten temiz kağıdı alamayan işçi, başka firmaya geçemiyor” diyerek patronların yarattığı zorlu çalışma koşullarına değiniyorlar.
“İŞ CİNAYETLERİNİ GİZLEMEK İÇİN AMBULANS SİREN ÇALMIYOR”
İşçileri köleleştirmek için, işçilerin birlik olunmasına patronların engel olduğuna, işçilerin kendi aralarında ayrım gözetilmesi için patronların yoğun çaba harcadıkları aktaran işçiler, “Bizleri kölelik koşullarına razı olmamız için işsizlikle tehdit ediyorlar”
Geçen haftalarda iş cinayetinde hayatını kaybeden İngilizce öğretmeni İlyas Bul’u hatırlatan işçiler, iş cinayetlerini gizlemek için ambulansların sirenlerini çalmadan işçilerin hastaneye götürüldüğünü ifade eden işçiler, “ İşsizlik ve açlık karşısında ölümüne razı olarak çalışır durumdayız. Biz Akkuyu Nükleer Santralında çalışan bir grup işçi olarak Mersin Emek Partisi İl Kongresini Selamlıyor ve yaşasın ekmek mücadelemiz diyoruz”