HEDİYE EROĞLU
Mersin’in Bozyazı ilçesinde Natürelmar Şirketinin mermer ocağına karşı valiliğin ‘ÇED gerekli değildir’ kararını mahkemeye taşıyan köylülere güzel haber geldi.
Mersin Valiliği tarafından verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı yöre halkı, Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) ile Anamur-Bozyazı Ziraat Odası ile birlikte hukuk mücadelesi başlattı.
Mersin Valiliği’nin kararının iptali için Mersin 2. İdare Mahkemesi'ne açılan dava kapsamında bölgede inceleme yapan bilirkişi raporunu Bozyazı halkının endişelerinin haklı çıkardı. Mahkemede bilirkişi raporu doğrultusunda mermer ocağının ormana, zeytinliklere ve su kaynaklarına zarar vereceğini belirterek, yürütmeyi durdurdu.
Mahkemede, ormanlık alan içerisinde kalan alanda yapılmak istenen mermer ocağı faaliyetinin bölgeye ekolojik ve insan sağlığı açısından zarar vereceğini savunan yöre halkının itirazları haklı bulundu.
RAPOR ZİRAİ FAALİYETLER YÖNÜNDEN YETERSİZ
Mahkeme kararında şu ifadelere yer verildi; “Dava konusu maden sahasının bulunduğu bölgenin proje alanı ve çevresinde 20-50 metre uzaklıklardan başlamak üzere, yoğun sera yapıları olduğu; seralarda daha çok muz ve yöreye özgü sebzeler yetiştirildiği, açık alanlarda da tarla ve bahçe tarımı yapılan parseller olduğu görüldü.
Gaz ve toz çıkaran madencilik faaliyetlerinin özellikle sera yapılarında örtü malzemesi üzerine çökelerek seraya güneş ısınlarının girmesini engelleyeceği bu nedenle de serada yetiştirilen bitkilerin verim ve kalitelerinin olumsuz yönde etkileneceği ve ekonomik kayıplara sebebiyet vermesinin kaçınılmaz olduğu halde dava konusu işlemin tesisine esas yapılan hazırlık çalışmasında maden isletmesinin zirai faaliyetlere etkilerinin detaylı incelenip değerlendirilmediği, bu yönüyle dava konusu işleme esas alınan raporun zirai faaliyetler yönünden yetersiz olduğu belirlendi.
SAHADA YABANİ ZEYTİNLİKLER VAR
Öte yandan davaya konu olan mermer maden ocağı ÇED alanı içerisinde ve çevresinde gen kaynağı niteliğinde yabani zeytinlikler olduğu bu zeytinlerin bazılarının asılanarak çevredekiler tarafından yararlanıldığı görüldü.
YER ALTI SU KAYNAKLARI İÇİN TEHDİT
Diğer taraftan mermer maden ocağı ÇED sahasında yer altı su derinliğinin toprak yüzeyine çok yakın ve sığ olduğu ve aynı sahanın, karstik karakterli olduğu, bu nedenle yer altı suyunun madencilik faaliyetleri (kazı, dekapaj vb. faaliyetler) sonucunda ortaya çıkan titreşimlerden etkilenmesinin kuvvetle muhtemel olduğu, özellikle karstik alanlarda bu titreşimlerin yer altı suyunun yön değiştirmesine neden olabileceği, dolayısıyla bölgede yapılacak madencilik faaliyetinin hem yeraltı suyu rejimini hem de hidrojeolojik açıdan ekosistemi etkileyebileceği, bu nedenle söz konusu maden işletmeciliğinin hem yer altı suyu bakımından hem de ekosistem açısından çevresel etki değerlendirmesinin ayrıntılı olarak ortaya konulması gerektiği, kurulması planlanan mermer ocağı, bölgede özel bir değere sahip olan tarımsal faaliyetler ile ormancılık faaliyetlerini ve doğal orman ekosistemi ile bileşenlerini olumsuz yönde etkileyeceği, bu olumsuz etkinin en aza indirilmesi konusunda yapılması gerekenlerin çevresel etki değerlendirmesi raporu ile ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, dava konusu Mersin Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 06.08.2019 tarihli ve E-2019275 sayılı işlemi ile verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR DOĞABİLİR
Öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırılığı saptandıktan sonra hukuk aleminde varlığını sürdürmesi, tüm işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olduğu karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağından ve işlemin yürütülmesi durumunda dava konusu alanda madencilik faaliyetlerine başlanılacağından, anılan işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceği açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca teminat alınmasızın yürütmesinin durdurulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2,e maddesi uyarınca itiraz yolu kapalı olmak üzere, 15/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.