Bozyazı’ya güzel haber! | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

Bozyazı’ya güzel haber!



 

HEDİYE EROĞLU

 

Mersin’in Bozyazı İlçesi, Karaisalı Köyü’nde Naturelmar Madencilik firması tarafından açılmak istenen mermer ocağı için Mersin Valiliği’nin 2019 yılında verdiği “ÇED gerekli değildir” kararına karşı başlatılan hukuk mücadelesinde yöre halkına sevindirici bir haber geldi.

 

BİLİRKİŞİDEN TARİHİ TESPİTLER

Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), Anamur-Bozyazı Ziraat Odası ve mermer ocağının etki sahasında kalan köylerde yaşayan 93 vatandaş tarafından Mersin 2. İdare Mahkemesi’ne açılan dava kapsamında mücadele başlatıldı.

Mahkeme heyetinin atadığı bilirkişi tarafından Mayıs ayında bölgede yapılan incelemelerde Karaisalı ve Tekedüzü Köyleri’nin ortasında yer alan maden ruhsat sahasına itiraz eden yöre halkının, ÇED sahasının yerleşim yerlerine en fazla 150 metre mesafedeki şehre ve denize nazır bir tepedeki ormanlık alan yer almasına yönelik itirazının haklı bulunduğu görüldü.

Sahadaki delice zeytinlerin ve çam ağaçlarının kesilmesine neden olacak madene karşı mücadele veren yöre sakinlerinin isyanına kulak veren bilirkişi tarihi tespitlere imza atarak projenin bölge için uygun olmadığına karar verdi.

 

TARIMA DARBE OLUR!

Bilirkişi raporunda, proje alanı ve çevresinde 20-50 metre uzaklıklardan başlamak üzere, 500 metre yarıçaplı bir daire yarıçaplı içinde kalan kesimlerde ve daha uzak olan mesafelerde yoğun sera yapıları olduğu; seralarda daha çok muz ve ejder meyvesi ile yöreye özgü sebzeler yetiştirildiği bildirildi. Ayrıca raporda, açık alanlarda da tarla ve bahçe tarımı yapılan parseller olduğu; gaz ve toz çıkaran madencilik faaliyetlerinin özellikle sera yapılarında örtü malzemesi üzerine çökelerek seraya güneş ışınlarının girmesini engelleyeceği; ayrıca, sera örtü malzemesinin ışık geçirimliliği azalması yanında, yetiştirilen bitkiler üzerine tozların çökeleceği ve özellikle çiçeklenme ve döllenme döneminde bu tozların verimi olumsuz yönde etkileyeceği; bu nedenle de serada yetiştirilen bitkilerin verim ve kalitelerinin olumsuz yönde etkileneceği ve ekonomik kayıplara sebebiyet vermesinin kaçınılmaz olacağı; mermer madeni ocağının faaliyete geçmesiyle birlikte açık alandaki tarımsal faaliyetlerin meydana gelecek toz ve gazlardan etkileneceği; verim ve kalitenin olumsuz yönde etkileneceği; dolayısıyla davaya konu faaliyetin geçimlerini tarımdan sağlayan yöredeki çiftçilere telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği, dava dosyasında bu tür risklere değinilmediği ifade edildi.

 

VALİLİK VE TARIM MÜDÜRLÜĞÜNÜN YAZILARI YÜZEYSEL ÇIKTI

Mersin Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 19.06.2019 tarihli izin yazısının yüzeysel olduğuna değinen bilirkişi heyeti raporunda, “Sahadaki gerçeklerle bağdaşmadığı; yeterli araştırma ve inceleme yapmadan hazırlanıp firmaya verildiği; dolayısıyla ÇED Raporu ve eklerinin yeterli ve uygun olmadığı.

Yöredeki yoğun tarımsal faaliyetler ve tarımın yöre ekonomisine olan katkıları dikkate alındığında, faaliyetin çevreye olabileceği negatif etkilerinin hiç incelenmediği, çevredeki toprak yapısının göz ardı edildiği ve değerlendirilmediği, faaliyetin yöredeki tarımsal faaliyetlere olası etkilerine hiç değinilmediği; dolayısıyla tarımın yok sayıldığı; etraftaki ağaçların göz önünde bulundurularak bu projenin havaya, toprağa, ürünlere, tarıma, hayvancılığa, arıcılığa; doğal yaşama ve bitki örtüsüne ne tür olumsuz etkiler yapacağı hususlarının irdelenmediği; değinilen nedenlerden ötürü hem proje tanıtım dosyasının yetersiz ve uygun olmadığı hem de İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün izin yazısının sadece bir prosedürün tamamlanması amacına yönelik olarak hazırlandığı ve gerçekleri yansıtmaktan uzak ve öznel olduğu.

“ALANDA AŞILI VE MAHSULDAR ZEYTİNLİK BULUNDUĞU GÖRÜLDÜ”

Davaya konu olan mermer maden ocağı ÇED alanı içerisinde ve çevresinde gen kaynağı niteliğinde yabani zeytinlikler olduğu; bu zeytinlerin bazılarının aşılanarak çevredekiler tarafından yararlanıldığı; işletme sahasına en yakın olan zeytinliklerin ocağa mücavir olduğu; ilk 500 metre yarıçaplı daire içinde çok sayıda aşılı zeytinlik olduğu; yarıçapın 1000 m’ye çıkartılması halinde Karaisalı ve Tekedüzü mahallelerinin neredeyse tüm zeytinliklerinin davaya konu mermer madeni işletme sahasının etkisi altında olduğu; mesafenin 3000 m’ye çıkartılması halinde Mersin-Antalya karayoluna kadarki tüm sahadaki zeytinliklerin ocağın etkisi altında olacağı; buna göre ÇED sahasına 20-50 m uzaklıklardan başlamak üzere 3000 m’ye kadarki birçok parselde ve geniş alanlarda aşılı ve mahsuldar zeytinlik bulunduğu görüldü.

 

RESMİ YAZILARDA ANLAMSIZ VE GERÇEKLERLE BAĞDAŞMAYAN BİR İFADEYE VERİLMİŞ!

Mersin Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 19.06.2019 tarihli izin yazısında söz konusu zeytinliklerin yok sayıldığı ve bahis konusu edilmediği; bu nedenle de proje tanıtım dosyasında ‘Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda belirtilen alanlardan değildir’ şeklinde anlamsız ve gerçeklerle bağdaşmayan bir ifadeye yer verildiği; halbuki, Heyetimizce tespit edilebilen zeytinliklerin geniş alanları kapladığı; davaya konu madencilik faaliyeti sonucunda ortaya çıkacak toz ve gazların söz konusu zeytinliklere kesinlikle zara vereceği; zira, zeytinliklerle kaplı maden arama sahalarında ve zeytinlik alanlarına çok yakın maden işletmesinde zeytinliklere zarar vermeden, toz ve duman çıkarmadan faaliyette bulunulması madencilik faaliyetinin tekniğine, dolayısıyla, hayatın olağan akışına aykırı olduğu görüldü.

 

PROJE GEREKLİ MESAFE ŞARTLARINI TAŞIMIYOR

Değinilen nedenlerle, davaya konu mermer ocağı işletilmesi istenen alan ve konumu 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun'da tesis yapılabilmesi için öngörülen mesafe şartlarını asla taşımadığı; yapılması planlanan dava konusu tesisin faaliyete geçmesi halinde, yöredeki zeytinciliğin ciddi zarara uğrayacağı ve 3573 sayılı zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun'a aykırı işlem tesis edilmiş olacağı görüldü.

 

YERALTI SULARI GÖZARDI EDİLMİŞ

Davaya konu mermer madeni işletme sahası içerisinde DSİ izinli orman arazisine açılmış YAS kuyusu olduğu; ayrıca ÇED alanı mücavirinde ve çevresinde yer alan parsellerde genelde her seranın bulunduğu yerde bir adet olmak üzere yer altı suyu kuyuları bulunduğu; bu YAS kuyularındaki YAS derinliklerinin 2-12 m arasında değişim gösterdiği; dolayısıyla yöredeki YAS derinliğinin toprak yüzeyine çok yakın ve sığ olduğu; madencilik faaliyetinin yer altı suyu rezervini ne yönde etkileyeceği, faaliyet alanındaki yer altı su seviyesinin mevcut koşullarda kaç metre olduğu, yer altı suyu dinamik rezerv kotunun ne olduğu, dinamik YAS kotu üzerindeki kaç metrelik kısmın kazı yapılmaksızın korunacağı vb. birçok hususa dava dosyasındaki belgelerde (proje tanıtım dosyasında) değinilmediği; sahada yer altı suyu olduğu gerçeğinin göz ardı edildiği görüldü.

 

PROJE DOSYASINDA, YER ALTI SUYU REZERVİNİN KORUNMASINA DAİR NE TÜR TEDBİRLER ALINACAĞINA YER VERİLMEMİŞ

Bu itibarla ÇED Raporu ve eklerinin yeterli bilgi ve belgeye dayanılarak hazırlanmadığı; faaliyetin çevreye olabileceği etkilerinin sistematik bir şekilde incelenmediği; özellikle YAS bakımından yüzeysel bir inceleme yapılarak konunun geçiştirilmeye çalışıldığı; nesnel bir değerlendirme yapmak yerine EK-17’de DSİ tarafından verilen 24.05.2019 tarihli izin belgesinde işaret edilen taahhütlerin tekrarlanmasından ibaret proje tanıtım dosyası hazırlandığı; sahanın karstik karakterli olduğu; bu nedenle yer altı suyunun madencilik faaliyetleri (kazı, dekapaj vb. faaliyetler) sonucunda ortaya çıkan titreşimlerden etkilenmesinin kuvvetle muhtemel olduğu; özellikle karstik alanlarda bu titreşimlerin yer altı suyunun yön değiştirmesine neden olabileceği; ÇED alanına hemen mücavir bir noktada, köylülerin kendi ihtiyaçları için taş çıkarması sonucunda bir YAS kuyusundaki suyun yer değiştirdiği ve kuruduğuna dair fiili bir örneğin hali hazırda var olduğu; proje tanıtım dosyasında yer altı suyu rezervinin korunmasına dair ne tür tedbirler alınacağına yer verilmediği; bu nedenle, YAS rezervlerinin korunması bakımından projede önemli eksikliklerin bulunduğu; sahadaki fiili durumun tespit edilmemesi nedeniyle proje tanıtım dosyasındaki yapılan taahhütlerin yer altı suları ve yüzey su kaynakları dikkate alındığında yerinde bulunmadığı; dolayısıyla, öznel olduğu görüldü.

 

PROJE, ARKEOLOJİK SİT ALANINA ZARAR VEREBİLİR

Arkeolojik olarak söz konusu alanın oldukça yakınlarında tescilli kültür varlıkları olması, Roma ve Geç Roma dönemi yerleşim dokuları ve yollarının bu sit alanı ile birlikte düşünülmesi gerektiği, doku bütünlüğünde düşünülmesinin faydalı olacağı, gerçekleştirilecek maden çıkarma faaliyetlerinin buradaki arkeolojik sit alanına ve burayla bağlantılı arkeolojik çevresine zarar verebileceği değerlendirilmiş olup bu nedenlerle madencilik faaliyetleri uygun bulunmamıştır.

 

EMİSYON VE GÜRÜLTÜ KONUSUNDA YETERLİ DEĞERLENDİRME YAPILMAMIŞ

Çevresel etmenler olan emisyon ve gürültü konusunda raporda yeterli değerlendirmenin yapılmadığı kanaati oluşmuştur. Ayrıca faaliyet alanının konumu faaliyetin bulunduğu alanın (tarım alanı ve yerleşim alanı içindeki konumu) ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilen proje tanıtım dosyasında çevresel etkinin yeterince değerlendirilmediği kanaati oluşmuştur.

 

“ASIRLIK ORMAN AĞAÇLARI KESİLECEK VE ORMAN TOPRAĞI ZARAR GÖRECEK”

Ormancılık yönünden değerlendirildiğinde; Mermer ocağı işletilmesi halinde, yöredeki asırlık orman ağaçları kesilecek ve orman toprağı zarar görecektir. Ayrıca yöredeki ormanlık alanlarda yangın riski artacaktır. Orman ağaçları belirli bir plana göre (amenajman ve silvikültür) orman işletmeleri tarafından kesilip satılır, ülke ekonomisine katkı sağlanır. Ancak bu ihtiyaç karşılanırken de orman toprağı korunur. Açık ocak işletmesi ile aşırı miktarda ağaç kesildiğinde, korumasız kalan orman toprağı yüzeysel akışa geçer. Yüksek yağış suları ile taşınır. Toprak derinliği azalır ve su tutma kapasitesi yok olur. Orman toprağı hem odun, hem de su üreten, içerisinde barındırdığı mantarlar ve bakteriler ile önemli bir ekosistemdir. Mermer ocağı işletilmesi durumunda, iş makineleri ile ağaçlar kökünden sökülecek ve orman toprağı ekosistemi düzelmeyecek şekilde bozulacaktır. Asıl üretim ortamı orman toprağıdır. Ağaç kesilebilir, önemli olan toprağın yok edilmemesidir. Orman toprağının kazılıp kaldırılması sonucu, toprak yüzeyi çatlaklarından sızan ve yeraltı suyunu oluşturan suyun (su fazlası) yok edilmesine ve önemli bir su kaybına sebep olacaktır. Bölgenin yaşana bilirliğinin sürdürülmesi için su kaynaklarının korunması elzemdir. Sonuç ve kanaatine varmıştır.

 

ALINAN İZİNLER NİHAİ DEĞİL!

Maden yönünden; Mersin ili, Bozyazı İlçesi, II-B Grubu,201500476 ruhsat numaralı, 3318647 erişim numaralı Naturelmar Mad. San. Ve Tic. A.Ş ait maden ocağının Maden Kanunu yönünden işletilmesi için ilgili kurumlardan izinlerinin tam olduğu dosya içerisindeki verilerden anlaşılmaktadır. Bu izinlerin nihai sonuç niteliğinde olmadığı ilgili kurumlarca verilen izinlerin yeniden değerlendirilmesinin daha doğru olacağı,

Bilirkişi Heyetimizin inceleme, değerlendirme, görüş ve kanaatlerini içeren iş bu Bilirkişi Raporu tarafımızdan 3 nüsha olarak tanzim ve imza edilmiştir. Takdir, Yüce Mahkeme’ye aittir” ifadelerine yer verildi.

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA