Sağlıkçılar taleplerini haykırdı! | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

Sağlıkçılar taleplerini haykırdı!



 

BARIŞ ÇOBAN

 

Sağlık çalışanları talepleri için iş bırakma eylemine başladı. SABİM bünyesinde alanlara inen sağlık emekçileri, özlük hakları, çalışma koşulları ve sağlıkta şiddetin önlenmesi konusunda yetkililere çağrı yaptı.

Toros Devlet Hastanesi önünde toplanan sağlık emekçileri burada bir basın açıklaması yaparak, taleplerini sıraladı.

 

EKONOMİK OLARAK AÇLIK SINIRINDAYIZ! TÜKENİYORUZ!

Sağlıkçılar adına basın açıklamasını okuyan SABİM Platformu Mersin Dönem Sözcüsü Muna Köybaşı Usta, sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan emekçiler olarak 21 mücadele kuruluşunun bir araya geldiği SABİM platformu çatısı altında hayata geçirilen eylemin 1 ve 2 Ağustos’u kapsadığını anımsattı.

“Ayrı yönlerimizi bir kenara bırakarak sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan kamu çalışanlarının ortak taleplerini, haklı mücadelemizi daha sesli duyurabilmek, birlikteliğimizi ortaya koyabilmek adına SABİM platformu çatısı altında bir araya geldik” diyen Usta, Toplu sözleşme taleplerimizi belirleyerek, platformun büyük çoğunluğunun katılımıyla 1-2 Ağustos’ta ülke genelinde iş bırakma kararı aldık.

Çünkü; Ölüyoruz! Öldürülüyoruz! Ekonomik olarak açlık sınırındayız! Tükeniyoruz! Tırnak makasıyla AVM’lere dahi girilemeyen bir zamanda, silahla polikliniğe girip sağa sola ateş edebilen kişilerle iç içeyiz. Şiddetin gölgesinde hizmet üretmeye çalışırken, her an bu silahtan çıkan bir kurşunla, hatta başımıza indirilen bir oksijen tüpüyle, gelecek bir bıçak darbesiyle ölebiliriz!” dedi.

 

ŞİDDETİ ENGELLEMEK İÇİN SADECE KANUNLARIN YETERLİ OLMAYACAĞINI BİLİYORUZ!

Sağlıkta şiddete de değinen Usta, şiddeti engellemek için sadece kanunların yeterli olmayacağını vurguladı.

Rant alanına dönüştürülen ve kışkırtılan sağlık talebi, saygının yok edilmesi, eksik istihdamla verilmeye çalışılan hizmet, sanal kuyruklar, 5-10 dakika muayene süreleri” diyen Muna Köybaşı Usta, “Şiddeti üreten, bu sistemin kendisi, biliyoruz. Çeşitli kalemler altında ödenen ve emekliliğe yansıtılmayan ek ödemelerle avutuluyoruz, kandırılıyoruz. Gerçek enflasyon karşısında bizlere sadece %17,5 zam reva görülürken, emekliliğimize yansımayan seyyanen zam ile eğitimli olmak cezalandırılıyor ve mezarda emekliliğe mahkûm ediliyoruz.

Alım gücümüz büyük bir hızla azalıyor, fazla çalışma ücretimiz, iş hukukuna göre normal mesaimizin 2 katı olması gerekirken, yarısından az alıyoruz. Çocuklarımız için sağlıklı beslenme koşullarını sağlayamıyoruz, eğitim masraflarını, kiramızı bile ödemekte zorlanıyoruz.

 

“85 MİLYON VATANDAŞIN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETİ İHMAL EDİLİYOR”

Uluslararası aile hekimliği uygulamaları ile ilgisi olmayan düzenlemeler, yetersiz aile sağlığı merkezi gider ödemeleri, yetersiz aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı sorunu çözülmüyor, düşük tavan katsayısı ve destek ödemesi ile aile sağlığı çalışanları yok sayılıyor ve birçok angarya iş yükü ile 85 milyon vatandaşın koruyucu sağlık hizmeti ihmal ediliyor.

2010 yılından bu yana sayısız başarı elde etmiş aile hekimliği uygulaması, liyakatsiz eller sebebiyle geriye gitmeye devam ediyor. 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nu düzenlemek yerine 657 sayılı Kanuna göre ceza verilerek anayasal haklar görmezden geliniyor, liyakatsizlik ve art niyet, yönetimdeki etki alanını giderek arttırıyor.

Sağlık sistemindeki kargaşa ve huzursuzluk nedeniyle, hekimlerimiz, hemşirelerimiz, ebelerimiz, teknikerlerimiz, teknisyenlerimiz; genel idari, teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarındaki çalışanlar gibi sağlık ekibinin hiçbir üyesi artık nefes alamıyor.

 

NEFES ALAMIYORUM, İMDAT! DEMEYEN KİMSE KALDI MI ARAMIZDA?

Daha ne kadar dibe vurabiliriz? Artık göğsümüzü gere gere hekimim, hemşireyim, ebeyim, sağlık çalışanıyım demeyi geçtik, çalışanlar olarak memurum demekten utanır hale geldik.

Ayrıca, Sarı-Sen’in Toplu Sözleşme Teklifinde ileri sürdüğü, dayanışma aidatını kabul etmiyoruz! Sendikal ikramiyenin barajlara bağlanmasını kabul etmiyoruz! Yetkili sendika tarafından kullanılan ve ayrımcılığa yol açan tabip dışı ifadesini kabul etmiyoruz!

Ne yapacağız? Kafamızı öne eğip ‘Boş ver, böyle gelmiş böyle gider, başımı derde sokmayayım’ mı diyeceğiz!

 

YOKSA BİZE YAPILAN ZULME SESİMİZİ ÇIKARIP TEPKİMİZİ Mİ GÖSTERECEĞİZ?

Tabii ki, demokratik tepkimizi meşru zeminde göstererek, hep beraber, tek bir ağızdan artık yeter, hakkımızı verin diyeceğiz!

Biliyoruz ki, sağlık, en temel haktır. Sağlık hizmetleri bir ekip işidir ve bir bütündür!

Ülkemizde oluşacak ideal sağlık sisteminin en büyük destekçisi olan bizler, hastalarımızın nitelikli tedavi olma, bakım alma ve iyileşme hakkını savunduğumuzun bilinmesini arzu ediyoruz.

Pandemide, depremlerde ve her türlü zorlu şartlarda halkımıza ve hastalarımıza verdiğimiz fedakârca hizmetin unutulmamasını bekliyoruz.

Nitelikli sağlık hizmeti için verilecek bu mücadelede sadece kendimiz için değil, hastalarımız için de mücadele ettiğimizin bilinciyle, tüm halkımızı yanımızda olmaya davet ediyoruz.

Bu sebeplerle; Hakkımız, halkımız ve hastalarımız için, ideal sağlık sistemi için, bugün ve yarın acil işlemler dışında sağlık hizmetini durduruyor, iş bırakıyoruz!” diye konuştu.

 

“SOKAKLARI DA ALANLARI DA DOLDURMAYI BİLİYORUZ”

Genel Sağlık İş Mersin Şubesi de, Sağlık Bakanı’nın “sokaklara çıkmayın” açıklamasına tepki gösterdi. Şube Başkanı Dr. Gürbüz Şen, “Salık bakanının restini görüyoruz. Biz sokaklarda değil çalışma alanlarımızdan ses yükselterek taleplerimizi dile getirdik. Ancak bundan sonra gerekiyorsa sokakları da alanları da doldurmayı biliriz” dedi.

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA