CHP Mersin milletvekili aday adayı avukat Bilgin Yeşilboğaz, partinsin il başkanlığında basın toplantısı düzenleyerek, hedefleri ve çalışmaları hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Partililerin de destek verdiği toplantıya ilgi yoğun oldu.
“YARALARA MERHEM OLMAYA ÇALIŞTIK”
Aday adaylık açıklamasını aslında şubat ayı başında yapmayı planladığını ancak ülkeyi yasa boğan tarihin en büyük deprem felaketini ve felaket karşısında hükümetin insanlara yaşattığı çaresizliği, beceriksizliği yaşadıklarını söyleyen Yeşilboğaz, “Öfkemiz ve acımız büyük. Öncelikle bu felakette hayatını kaybeden canlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Deprem nedeni ile şahsi talep ve isteklerimizi bir kenara bırakarak tüm enerjimizle, imkanlarımızla maddi manevi anlamda depremden etkilenen canlarımızın yaralarına merhem olmaya çalıştık. Başta Mersin Büyükşehir Belediyemiz, ilçe belediyelerimiz olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarımız, odalar ve vatandaşlarımız büyük bir özveri ile acıların sarılmasına büyük katkı sundu, öncü oldu. İktidarın içini boşalttığı köklü kurumların yapması gerekenleri yaptı. Emeklerine, yüreklerine sağlık” dedi.
‘SIRADAN DEĞİL, ALIŞILDIK DEĞİL, BİLDİK DEĞİL BU GÜNLER’
Milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için geri sayımın sürdüğünü aktaran Bilgin Yeşilboğaz, “Herkes gibi ben de demokratik hakkımı kullanarak aday adaylığımı açıklıyorum. ‘Seçilirsem bir milletvekili olarak siz Mersinli hemşerilerimize, bu güzel ülkeme hizmet edeceğim. İlginizi, desteğinizi bekliyorum’ demek isterdim size.
Sadece güzel şeylerden söz etmek isterdim,100. yılında Cumhuriyetimizin başarısından, demokrasimizin güzelliğinden bahsetmek isterdim.
Önümüzdeki seçimlerin bir demokrasi şöleni olduğunu, adil bir seçimde bir hizmet yarışına gireceğimizi, ben de bilgimle, birikimimle bu hizmet yarışında bir milletvekili olarak yer almak istediğimi söylerdim. İnanın tam da bunları söylemek isterdim. Ne güzel olurdu. Neşe için de, umut içinde bir seçim yarışına katılmak. Yok öyle değil. Öyle değil bu günler. Sıradan değil, alışıldık değil, bildik değil bu günler.
‘BÜYÜK BİR SALDIRI DALGASI ALTINDAYIZ’
Cumhuriyetimize, demokrasimize ve can güvenliği dahil her türlü hak ve özgürlüklerimize karşı büyük bir saldırı dalgası altındayız. Gerçekten olağanüstü günler yaşıyoruz. Kötü günlerdeyiz. Karanlık günlerdeyiz. Kritik günlerdeyiz. Yani bir tünelin ağzındayız. Kötü yönetilmiyoruz. Kötü niyetli yönetiliyoruz. Kör karanlıklara götürülmek, dipsiz kuyulara atılmak, çıkmaz sokaklara sürüklenmek üzereyiz. Ülkemiz tek adam yönetiminde hızla anayasal bir rejimden uzaklaşıyor. Evrensel hukuk askıya alınıyor, seçilmiş belediye başkanları sözde soruşturmalar ve davalar yoluyla görevden alınıyor, yerlerine kayyumlar atanıyor. Muhalefet partilerin milletvekillerinin alelacele dokunulmazlıkları kaldırılıyor. Muhalifler cezaevlerinde. Millet iradesi yok sayılıyor. İnsanlar artık sokak ortalarında siyasal cinayetlere kurban ediliyor. İnsanlarımızın çok büyük bir çoğunluğu aç açık, yoksul ve işsiz. Gençlerimiz daha iyi bir gelecek için ülkemizi terk ediyor. Umutları bitmiş. Pahalılık dayanılmaz noktada, eğitim gerilemiş, sağlık sistemimiz çökmüş durumda. Emekli işçi açlık sınırında yaşıyor. Üretim ülkemizde adeta bitmiş durumda Ücretler kiralarını dahi karşılamıyor. Çaresizlikten insanlarımız intihar ediyor. En önemlisi adalete olan güven yok ediliyor. Hepimiz adil ve güvenli bir seçim olacak mı endişesi içindeyiz. Dolayısıyla ülkemizin çok kritik bir döneminde çok önemli bir seçime gidiyoruz.
‘BU SEÇİMDE GÖREVİMİZ BÜYÜK, SORUMLULUĞUMUZ AĞIR’
Olağanüstü bir dönemdeyiz. Olağan üstü koşullar altındayız. Bu duruma, geleceğimiz için, çocuklarımız için dur demek zorundayız. Barışımız için, kardeşliğimiz için, huzurumuz için dur demek zorundayız. Bu nedenle bu seçimi bir milletvekilliği seçiminden, bir cumhurbaşkanlığı seçiminden çok daha öte bir noktada değerlendirmek durumundayız. Bu seçimde görevimiz büyük, sorumluluğumuz ağır. Tüm bu baskılara, hukuksuzluğa rağmen Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma, aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak. 20 yıllık adaletsiz tek adam rejiminde Anadolu’muz, Cumhuriyetimiz, halkımız sahipsiz kalmadı. Atatürk’ün ilke ve devrimleriyle yol alan, Türkiye’nin birleştirici gücü Cumhuriyet Halk Partisi ve millet ittifakının gücü, halkımızın umudu, sığınağı olmuştur.
‘KÖTÜ GİDİŞATA DUR DEMEK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ, MÜCADELE. BAŞKA YOLU YOK’
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılını; Cumhuriyetle, barışla, hukukla, adaletle, demokrasiyle, özgürlükle, sevgiyle, umutla, refahla ilmek ilmek öreceğiz. Yorgun, karanlık, umutsuz ve adaletsiz zihniyetler; biliyorsunuz ki insanın dehası, bilge aklı ve sağlam iradesi, tüm karanlık zihniyetlerden üstündür. Bu ülkenin, adalet ve umutla yoğrulmuş canlı bir ruha, büyük bir bilgi birikimine sahip yöneticilerine ihtiyacı var. 13.Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu ‘Ey dünya, sana rakip olmaya geliyorum’ diyerek; ülkemizi Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine taşıma kararlığını ve azmini cesurca ifade etmiştir. Yeter diyeceğiz. Dur diyeceğiz kötü gidişe. Bunu da birlikte yapacağız, beraber gerçekleştireceğiz. Dün STK’larda, odalarda, derneklerde ve Mersin Baromuzla birlikte Barolarımızda verdiğimiz hukuksuzluğa karşı mücadelemizi bu kez siyasi arenada sürdürmek için, kadın hakları için çocuk hakları için doğa hakları için insanca yaşamak için mücadele edeceğiz. Hukuksuzluğa, yolsuzluğa, ekonomik kötü gidişata dur demek için mücadele edeceğiz, mücadele. Başka yolu yok.
‘GÜZEL, IŞIKLI VE AYDINLIK YARINLARIMIZ İÇİN BURADAYIM’
Bu ülke kutuplaşmalardan ve adaletsizlikten çok yoruldu. Bu ülke bu acıları hak etmiyor.
Işığı sönmüş bu ülkeyi aydınlatmak için mücadelenin tüm ağırlığını sırtımda taşımaya, neferi olmaktan onur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında devam etmek için, burada bir mücadeleye adaylığımı açıklıyorum. aha önce kürsülerde, sokaklarda ve meydanlarda yaptığım gibi, daha farklı bir zeminde bir mücadeleye adaylığımı açıklıyorum. Bir bağımsızlık davasının, bir özgürlük davasının, bir hukuk davasının adayıyım. Barış için, kardeşlik için, huzur için adayım. Varlık ve bolluk içinde bir Türkiye ve barış ve hoşgörünün şehri Mersin için adayım. Olağanüstü dönemin, olağan üstü mücadelesine hazırım. Varım. Buradayım. Güzel, ışıklı ve aydınlık yarınlarımız için buradayım” diye konuştu.