Haber Merkezi
Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenleri, Fukuşima Nükleer Santral kazasının 12. Yıldönümünde basın açıklaması yaptı. Siyasi proje olarak hayata geçirilmeye çalışılan nükleer santrallerin parti programlarından ve ülke gündeminden çıkartılması istenen açıklamada, iktidara seslendi.
FUKUŞİMA’NIN 12. YILINDA DEPREM ÜLKESİNDE NÜKLEER SANTRALI DURDURUN!
Açıklamada, Japonya’da, 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen 9 şiddetindeki deprem ve ardından yaşanan tsunaminin, doğa olaylarından etkilenmemesi için her tür önlemin alındığı Fukuşima Daiici Nükleer Santrali’nde faciaya yol açtığı hatırlatılarak, santralın üç reaktöründe yaşanan çekirdek erimesiyle atmosfere ve okyanusa salınan radyoaktif maddelerin binlerce canlının hayatına mal olduğu, çevre katliamı yaşandığı hatırlatıldı.
“Fukuşima nükleer kazası; ne kadar güvenlik önlemi alınırsa alınsın, ne kadar sağlam inşa edilirse edilsin nükleer santralların barındırdığı risklerin bertaraf edilemeyeceğini gözler önüne sermiştir” denilen açıklamada, “Çernobil’in ardından nükleer santrallerin itibarını yerle bir etmiştir. Rusya–Ukrayna savaşı ile birlikte tüm dünya üçüncü bir nükleer facianın eşiğine sürüklenirken, nükleer santral sahibi birçok ülke enerji politikalarını gözden geçirme kararı almıştır. Ancak küresel enerji ve iklim krizi bahane edilerek nükleer santraller bir anda ‘temiz enerji’, ‘yeşil enerji’ sınıfına dahil edilmiştir” denildi.
AKKUYU’DA DEPREM RİSKİ VAR
Açıklamada, Fukuşima faciasının sonuçları hafızalarda tazeliğini korurken ülkemizde 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş, 20 Şubat 2023 tarihinde Hatay merkezli büyük deprem felaketlerinin, fay hatlarına yakın olan Mersin’de inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) barındırdığı ciddi deprem riskini ortaya koyduğu da dile getirildi.
Fukuşima benzeri bir kazanın neden olacağı felakete ilişkin ülkemiz ve komşu ülkelerde tedirginliğin arttığına değinilen açıklamada, kamuoyunun, depremin verdiği uyarıyla nükleer santral inşaatı ve nükleer santral projelerinin acilen durdurulması beklentisinin ise bilimsel ve teknik verilere rağmen henüz karşılık bulamadığı aktarıldı.
AKKUYU, ECEMİŞ FAY HATTINA SADECE 30 KM UZAKLIKTA
“Akkuyu NGS’nin inşaat sahasının, aktif olan Ecemiş fay hattına sadece 30 km uzaklıkta bulunduğu bilinmektedir” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi; “Yer bilimciler tarafından ise tarihte büyük yıkımlara neden olan ve her an kırılması beklenen; Ölüdeniz fayı ve Kıbrıs bindirme fay hattına yakınlığının ise şiddetli deprem ve buna bağlı tsunami riski yaratacağı uyarısı yapılmaktadır. Dolayısıyla nükleer santralın yer seçimi, zamanında yapılan depremsellik analizleri de bilimsel veri niteliğini artık yitirmiştir. Meslek odaları ve bağımsız denetçilerin alınmadığı Akkuyu NGS inşaat sahasında nasıl bir faaliyetin yürütüldüğü, ne tür bir denetimin yapıldığı bilinmemektedir. Yaşamsal tehlike barındıran santral ile geleceğimiz Rus Şirketi’ne teslim edilmiştir.
Daha öncede önemle altını çizdiğimiz gibi; fay hatları yakınına inşa edilen nükleer santrallerde güvenliğin sadece binanın beton kalitesi ile sağlanamayacağı gerçeği ortadadır.
“AKP İKTİDARI; ÜLKEMİZİ NÜKLEER LOBİLERİN PAZARI HALİNE GETİRDİ”
21 yıllık iktidarı boyunca nükleer enerji ve nükleer silah sahibi olmak hayalinin peşinde koşan AKP iktidarı; ülkemizi nükleer lobilerin pazarı haline getirmiştir.
Akkuyu NGS inşaatında yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen santralın ilk ünitesini 2023 Türkiye Genel Seçimlerine yetiştirmek için tüm imkânlarını seferber etmiştir. Sinop İnceburun ve Kırklareli İğneada’da kurmayı planladığı nükleer santral projeleri ile küçük modüler nükleer santralların enerji üretim sürecinde yerini alması için temaslarda bulunduğunu duyurmuştur.
Cumhuriyet tarihinin en kritik genel seçimine sayılı günler kalmıştır. 21 yıllık iktidarının en zor seçimine hazırlanan siyasi iktidar, seçim yatırımı olarak gördüğü nükleer santralları propaganda malzemesine dönüştürmüştür. Muhalefet partileri de Ortak Mutabakat Metini’nde seçim halkın beklenti ve umutlarını boşa çıkarmıştır. Akkuyu Nükleer Santralı’nın kapatılması yönünde herhangi bir taahhütte yer verilmeyen metinde daha güvenli ve daha hızlı inşa edilebilir yeni nesil küçük modüler reaktörler kurulacağı ilan edilmiştir. Siyasi iktidarın mevcut anlayışının devamı niteliğinde olan bu açıklamalar ile uygulanan politikaların biraz daha iyileştirilerek devam edeceği anlaşılmıştır. Halkın ve çevrenin değil sermayenin öncelenmesi üzüntü yaratmıştır.
“AKKUYU, TÜM BÖLGEYİ YAŞAMSAL OLARAK TEHDİT EDECEK”
Akkuyu NGS’nin faaliyete geçmesi sadece ülkemizi değil, bulunduğumuz tüm bölgeyi yaşamsal olarak tehdit edecektir. Bilimsel gerçekler, ülke çıkarları, toplumun beklentilerine yanıt vermeyen politikalarla ülkemiz adım adım nükleer santral bataklığa dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
Yıllardır ısrarla vurguladığımız gibi; nükleer santrallar, yatırım ve işletim maliyeti yüksek, güvenlik ve atık sorunu çözülmemiş, ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda bizleri santralları inşa eden ülkelerle her an karşı karşıya getirecektir. Yaşanacak olası bir kaza, düzenlenecek bir saldırıda ya da deprem gibi doğal afetler sonucunda geri dönülmez bedeller ödetecektir. Doğalgaz ve petrol açısından bağımlı olduğumuz Rusya’ya ülkemizi daha da bağımlı kılacak; ülke topraklarımızda Rusya santral sahibi olacaktır. Siyasi iktidarın nükleer santraldan ucuz elektrik enerjisi sağlanacağı söylemleri ise gerçekleri yansıtmamaktadır.
Siyasi bir proje olarak hayata geçirilmeye çalışılan nükleer santrallar parti programlarından ve ülke gündeminden acilen çıkartılmalıdır.
İnsanlara, çevreye ve doğaya zarar veren yatırımlardan biran önce vazgeçilmelidir. Kamusal politikalar acilen devreye sokulmalıdır. Rant odaklı, hiçbir kamu yararı olmayan acele ile hayata geçirilmeye çalışılan politikalar terk edilmeli, maliyeti ne olursa olsun siyasi hesaplar bir yana bırakılarak nükleer santral durdurulmalıdır.
Nükleer kazalar, depremler, seller, heyelanlar, yangınlar, maden kazalarında ölümlerin kader olmadığını hatırlatıyor, Fukuşima’da ve 11 ilimizde meydana gelen deprem felaketinde hayatını kaybedenleri bir kez daha saygıyla anıyoruz. Nükleere inat yaşasın hayat!”