BARIŞ ÇOBAN
29 Ekim Kadınları Derneği Mersin Şubesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın açıklaması yaptı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Mersin Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Mersin Şubesi, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği (YKKED) Mersin Şubesi, Eğitim İş Sendikası Mersin Şubesinin de destek verdiği açıklama, 29 Ekim Kadınları Derneği Mersin Şube Başkanı Muazzez Benzetsel de katıldı.
KADINLARA MÜCADELE ÇAĞRISI
Dernek Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Ş. Ece Abay’ın okuduğu açıklamada kadınlara ‘mücadele devam’ çağrısı yapıldı.
“İçinde bulunduğumuz dönem, belirsizliğin ve güvencesizliğin egemen olduğu, kişisel hak ve özgürlükleri dikkate almayan merkezi otoriteye dayalı bir yönetim anlayışının sürdüğü, ayrımcılık ve nefret söylemlerinin tırmandığı, öfkenin icat edilen düşmanlara yöneltildiği ve farklılığa karşı duyulan hıncın canlandığı bir dönem” diyen Abay, hak ve adalet taleplerinin otoriter politikalarca değersizleştirildiği bir süreç içinde olunduğunu aktardı.
8 MART, BİR HAK ARAMA EYLEMİ
İşte böyle bir ortamda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tüm dünyada toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanana kadar devam edecek bir hak arama eylemi olacağını söyleyen Ş. Ece Abay, “Ülkemizde ise Kadınlar Günü, yıllar geçtikçe artan bir önemle anılmaktadır. Gün geçmiyor ki bir kadın kardeşimizin ölüm haberi veya erkek egemen toplumun bir yaptırımıyla karşılaşmayalım. İsim babası olmamıza rağmen bir çırpıda İstanbul sözleşmesinden vazgeçilmesi kadın olarak kendimizi daha güvensiz ve güvencesiz hissetmemize neden olmuştur. Günün her anında ister hayatın içinde ister sosyal medyada fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddete karşı tetikte yaşıyoruz.
KADIN, HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL
Bedeni, giyimi ve üreme yeteneği üzerinden siyaset yapılan ama siyasette hak ettiği yer ve konumda olmayan kadın... giydiği şort, kullandığı ruj yüzünden ‘haksız tahrik’ nedeniyle mağdur durumdan fail konuma getirilen kadın...
Çocukların bakımından, eğitiminden sorumlu tutulan ama bu hizmetleri vermesi için gereken eğitim hakkından mahrum bırakılan kadın...
Kuluçka makinesi olarak görülen ama senede bir bakımı yapılan kuluçka makinesi kadar değer verilmeyip sağlık hizmeti alma hakkı elinden alınan kadın...
Kendi iradesine sahip olamayanlar tarafından kapatılan, kapatılmaya çalışılan kadın... ‘Arkamda bir şey mi var’, şüphesinden ‘arkamda biri var mı’ paranoyasına sürüklenen kadın...
Birinin elinin kiri iken diğerinin namusu olduğu için öldürülen kadın...
7/24 işte ve evde olmak üzere çift vardiya çalışan ama çalıştığının karşılığını alamayan, aldığı kadarını da ailesi ve yakınları için harcayan kadın...
Küçük yaşta iken bile erkeklerin yetersizliklerini kapayan kadın...
Enkazın altından çığlıkları duyulamayan kadın...
Ve soframızdaki yeri hala öküzümüzden sonra gelen kadın...
Tüm kadınlar olarak aramızda hiçbir etnik, ideolojik, ekonomik, sosyal, eğitim ve yaş farkı gözetmeksizin her geçen gün kaybetmeye devam ettiğimiz, ellerimizin arasından teker teker uçup giden haklarımız için topyekün bir mücadele vermeye var mısınız? Biz varız! Artık yeter! Söz de eylem de kadınların” diye konuştu.