Akkuyu Nükleer durdurulmalı! | SONSÖZ MERSİN
     
 
 
 
 
 

Akkuyu Nükleer durdurulmalı!



 

BARIŞ ÇOBAN

 

Türkiye’yi vuran Kahramanmaraş depremler sonrası 10 il yaşanmaz hale gelirken, gözler bir kez daha Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne çevrildi.

 

AKKUYU ŞİRKETİ ‘HASAR YOK’

Deprem sonrası Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdürü Anastasia Zoteeva,yaptığı açıklamada, “Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan deprem, Akkuyu NGS sahasının bulunduğu bölgede yaklaşık 3 şiddetinde hissedilmiştir. Uzmanlarımız sahamızda bulunan bina, ekipman ve vinçlerde bir hasar tespit etmemiştir. Sahada inşaat ve montaj çalışmaları devam etmektedir” ifadelerine yer verildi.

 

AKKUYU DENETLENMELİ

Ancak Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Başkanı Mahir Ulutaş, Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6'lık depremlerle ilgili uyarılarda bulunarak, “Akkuyu denetlenmeli” çağrısı yaptı. Ulutaş, “Sayın Prof. Dr. Naci Görür’ün uyarmış olduğu üzere barajların ve hidroelektrik santralların kontrol edilmesi yaşamsal önemdedir. Bununla birlikte bölgede bulunan inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Santralı’nın de ciddi bir denetimden geçmesi gerekmektedir. Hatırlanacağı üzere bu santral inşaatı esnasında temel aşamasında çatlaklar meydana gelmiş, kamuoyunda ciddi bir endişe yaratmıştı. Bu endişeler henüz giderilmemişken böyle büyük ve yıkıcı bir depremin söz konusu inşaat üzerindeki etkisi mutlaka raporlanmalıdır” dedi.

 

DEPREMLER BİR KEZ DAHA ACI GERÇEĞİ GÖZLER ÖNÜNE SERDİ

Tüm bu gelişmelerin ardından ses yükselten Mersin Nükleer Karşıtı Platform, bir basın açıklaması yaparak inşaatın durdurulmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nde platform paydaşlarının katılımı ile yapılan basın açıklamasında metni okuyan Platform Dönem Sözcüsü Osman Koçak, 6 Şubat 2023 günü yaşanan, 11 ilde yıkıma, on binlerce can kaybına, yüz bini aşkın yaralanmaya yol açan depremlerin, 11 Mart 2011 Fukuşima Felaketinden on iki yıl sonra nükleer santral ve deprem gerçeğini bir kez daha çok açık biçimde gözler önüne serdiğini söyledi.

Koçak, “Çok büyük kısmını, belki de tamamını önceden önlemi alınabilir, önlenebilir nedenlerle kaybettiğimiz canlarımızın yakınlarının, yaralılarımızın; ailelerini, yuvalarını, dostlarını,  kaybedenlerimizin, halkımızın acılarını paylaşıyoruz. Ve biliyoruz ki bu kayıplarımızın nedeni doğa olayları değildir. Dileriz ki bugünden sonra toplum olarak bugün yaşadığımız acılarımızdan gelecekte tekrar yaşamamak için gerekli dersleri çıkarabiliriz” dedi.

 

“ECEMİŞ FAY SİSTEMİ MERSİN’İN DEPREMSELLİKTEN UZAK OLDUĞU İDDİALARINI ÇÜRÜTMEKTE”

Bu deprem fırtınasının insanlığın bütün bilimsel ve teknolojik birikimine karşın depremler, hakkında tahminler yapılabilen ama zaman, yer, büyüklük ve şiddet, dolayısıyla etki alanı ve yıkım açısından öngörülemeyen doğa olayları olduğunu ortaya koyduğunu aktaran Koçak, Mersin’deki riske dikkat çekti. Yerbilimcilerin tespit ettiği üzere Nurdağı’ndan Akdeniz kıyısına çok yakın bir hatta Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin’e kadar uzanan Ölüdeniz Fayı üzerinde yeri ve zamanı tahmin edilememekle birlikte şiddetli deprem/depremler beklendiğini işaret eden Koçak, “Nurdağı’ndan başlayıp Kıbrıs’ın kuzeyinden ve güneyinden geçerek Antalya Körfezine kadar uzanan dalma/ batma/ bindirme fay hatları, Orta Anadolu’da Erciyes bölgesinden başlayarak ve Toros Dağlarını aşarak Anamur’a kadar devam eden Ecemiş fay sistemi Mersin’in il olarak depremsellikten uzak olduğu iddialarını çürütmektedir.

 

TSUNAMİ TEHLİKESİ DE VAR

Akdeniz’e akan Göksu, Berdan, Seyhan, Ceyhan, Asi gibi büyüklü küçüklü akarsuların bin metreye varan derin deniz yamaçlarına binyıllardır yığdıkları alüvyonlar bir deprem tetiklemesi ile tsunami oluşumu için akmaya hazırdır.

Sadece son üç yıl içinde Kıbrıs’ın batısında, 11 Ocak 2022’de Akkuyu’ya 160 km uzaklıkta 6,6 büyüklüğünde, 10 Haziran 2022’de Kıbrıs’ın doğusunda Magosa açıklarında  4,6 büyüklüğünde, 15.04.2020’de Samandağ Kıbrıs arasında Ölü Deniz Fay Hattı paralelinde 4,8 büyüklüğünde deprem gerçekleşmiştir.

Depremin merkez üssü Akdeniz kıyısından 92 km içerde olmasına rağmen İskenderun, Magosa ve Erdemli kıyılarında 12 – 17 cm yüksekliğinde tsunami dalgasına yol açtığı Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener tarafından medyada açıklanmıştır.

 

AKKUYU ÇEVRESİNİN DEPREM GEÇMİŞİ VAR

Rosatom Associated Press'e yolladığı bir e-postada Akkuyu reaktörü çevresinde 9 büyüklüğünde bir deprem olasılığının yaklaşık olarak her 10 bin  yılda bir olduğunu iddia etmiştir. Bu olağanüstü 10 bin yıllık olasılık hesabının matematiksel değerlendirilmesi dünya matematikçilerine aittir ama tarihsel kayıtlar bu hesabın tam aksini söylüyor. Şöyle ki:

Akkuyu Nükleer Santralinin üzerinde etki yaratabilecek yakınlıktaki çevresinde tarihsel olarak sürekli yaşanmış deprem ve tsunami kayıtları vardır. Kıbrıs’ta 1953 – 2023 arasında 6’dan büyük 4 deprem gerçekleşti. Ölü Deniz Fay hattı üzerinde ise tarihsel kayıtları bulunan 15 yıkıcı deprem gerçekleşti. Bu depremlerin bir kısmında Mısır ve Libya kıyılarını dahi etkileyen tsunamiler oluştu.  Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünün kayıtlarında 2000 yıllık bir süreçte Kıbrıs merkezli 2, Antakya merkezli 13 IX ya da X şiddetinde depremin gerçekleştiği görülmektedir.

 

DEPREM ŞEHİR SUYUNA ÇAMUR KARIŞMASINA NEDEN OLDU

6 Şubat Depremi, merkez üssüne 300 km uzaklıktaki Diyarbakır’da yıkıma ve can kaybına yol açmıştır. MESKİ tarafından depremin merkez üssüne 200 km uzaklıktaki Berdan Barajından Tarsus’a ve Mersin’e su taşıyan ana isale hattını borularını etkileyip bozarak şehir suyuna çamur karışmasına neden olmuştur” diye konuştu.

 

ŞİRKETİN AÇIKLAMALARI TEMELSİZ

Yaşanan nükleer santral felaketlerinin reaktörün soğutulamaması sonucu erimesi ile gerçekleştiğini anımsatan Osman Koçak, soğutma suyunu denizden almayı sağlayan ve ısınan suyu denize geri vermekte kullanılan boruların, pompaların ve onlara enerji sağlayan tesislerin hasar görerek çalışamaz duruma gelmesinin felaketi başlatmaya yeteceğinin uyarısını yaptı.

“Depremin, tsunaminin zamanı, yeri, şiddeti tahmin edilebilir değildir. Bütün bu güncel ve tarihsel gerçekler karşısında Rosatom’un Akkuyu Nükleer Güç Santrali İnşaatında 6 Şubat Depreminin olumsuz etkisi olmadığına ilişkin açıklaması ve 9 şiddetindeki bir depremin Nükleer Santrale bir etkisinin olmayacağına ilişkin iddiası tam anlamıyla temelsizdir.

Nükleer santralların sadece varlıkları dahi yaşamsal tehlike taşır. Yaşamın nükleer santral atıklarından korunması, nükleer santralların ömürlerinin sonunda tasfiyeleri, ekonomik yükleri, enerji açısından gereksizlikleri, işletme hatalarından kaynaklanan kazaları nükleer santralların ortadan kaldırılmaları için ayrı ayrı yeterli birer nedendir.

 

AKKUYU DURDURULMALI, NÜKLERE PROJELERİ İPTAL EDİLMELİ

Bugün toplum olarak yaşadığımız deprem gerçeği bize gerek doğal gerekse insan kaynaklı felaketlere karşı olduğu gibi bir nükleer felakete karşı da ne kadar hazırlıksız olduğumuzu göstermektedir.

Akkuyu Nükleer Santral İnşaatının derhal durdurulması, Sinop ve İğneada projelerinin derhal iptal edilmesi zorunluluğu konusunda iktidarı, nükleer santrali sürdürme eğilimindeki muhalefeti ve kamuoyunu bir kez daha uyarıyoruz. Nükleer santral istemiyoruz, nükleer santrali derhal durdurun, nükleer projelerini iptal edin” şeklinde konuştu.

   
   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

  SOZ SÖZ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  SON SÖZ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 


  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER


 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
sonsozmersin.com © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA