Doğrudan 7 milyondan fazla çalışanı, dolaylı olarak ise tüm yurttaşları ilgilendiren yeni asgari net ücret 8 bin 506 lira olarak açıklandı. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni asgari ücreti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin ve TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Akkol ile birlikte duyurdu. Enflasyonun düşüş sürecinde olduğunu söyleyen Erdoğan ''Beklenmedik bir durumla karşılaşırsak asgari ücrette ara bir düzenleme yapmaktan kaçınmayız'' dedi. Masada yer almayan Türk-İş'in karara şerh düşmesi bekleniyor.
ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU’NDA ADALETSİZLİK VAR
Zammı gazetemize değerlendiren DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Başkanı Kemal Göksoy, öncelikle Asgari Ücret Belirleme Komisyonu’ndaki adaletsizliğe dikkat çekti. “Tespit Komisyonu’nda adaletsizlik var” diyen Göksoy, 15 kişilik komisyonun 5 işveren, 5 hükümet temsilcisi ve 5 işçi temsilcisinden oluştuğunu anımsatarak, “Bu durum işi başında bitiriyor. Türk – İş toplantıya katılmadı ama bunun bir karşılığı çünkü yok hükümet asgari ücreti 8 bin 500 olarak açıkladı. Buna itiraz edecek bir yapıları yok. İşçinin, tabanın sesini duyuracak işçi sendikaları işin içinde değil. Bir defa adaletsizlik burada.
Kaldı ki biz asgari ücretin 13 bin 200 olması gerektiğini söylerken burada yoksulluk sınırını baz aldık. Her ailede 2 kişinin asgari ücretle çalıştığını düşünsek bu yoksulluk sınırına ancak tekabül ediyor. Asgari ücret 13 bin 200 TL olursa, 4 nüfuslu bir ailenin en azından yoksulluk sınırında yaşabilmesi için 26 bin TL girmesi gerekiyorsa en az iki kişi çalıştığında bu para o eve girebiliyor.
“ZAM YAĞMURU NEDENİYLE 10 BİN TL’DE VERSENİZ KIYMETİ YOK”
Şimdi 8 bin 500 TL yoksulluk hatta açlık sınırı ile çelişkili bir rakamdır. Zamlar, enflasyon dondurulsun, durdurulsun bize geçmiş alım gücümüzü geri versinler. Asgari ücretin 2 bin 824 TL olduğu dönemdeki ödeme gücümüze geri kavuşalım biz ona razıyız. 8 bin 500 TL veya 10 bin TL verseniz bile sonrasında zamları sıralamanız ile başa dönüyoruz. Zam yağmuru geldiğinde 10 binde verseniz kıymeti yok. Asgari ücret geçinebilir bir ücret olmalıdır. Bunun için de hükümetin yapması gereken zamları ve vergideki adaletsizliği ortadan kaldırıp, enflasyonu düşürüp; üretime dayalı bir politikayı önüne koymalı, hedeflemelidir. Bu ülke, işçiler, emekçiler, çalışanlarda ancak bu yolla düzlüğe çıkar.
Yoksa üretime dayalı politikayı önünüze hedef olarak koymazsanız Türkiye’nin düzeleceği olmadığı gibi her geçen gün daha da kritik bir sürecin içerisine gireriz” dedi.