HEDİYE EROĞLU
Mersin’in Silifke İlçesin Taşucu Mahallesi’nde liman geri sahasına Akfer Akdeniz Taşucu Gemi Sanayi A.Ş. tarafından kurulmak istenen tersane projesine karşı açılan ÇED iptal davasında Danıştay sevindirici bir karara imza attı. Mersin Çevre ve Doğa Derneği’nin (MERÇED), şirket ile Çevre Bakanlığına karşı açtığı davada Danıştay, ÇED iptal davasını onadı.
“PROJELERE DEĞİL, HATALI YER SEÇİMLERİNE KARŞIYIZ”
MREÇED Silifke Şube Başkanı Av. Ayşe Doğan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada kararın sevindirici olduğunu ancak daha önemlisinin bu tür çevresel olumsuz etkilere sahip projeler için doğru yer seçimi yapılması olduğunu söyledi.
“Bizler projelere karşı değiliz, hatalı yer seçimlerine karşıyız” diyen Doğan,
Korunması gereken üstün kamu yararıdır. Burada olması gereken üstün kamu yararı, özel niteliklere sahip Göksu Deltasının sınırındaki arazide, çevresel değerlerin üstün tutulması ve korunmasıdır” dedi
“YAPILAN PLAN DEĞİŞİKLİKLERİNİN NE YASADA NE DE YÖNETMELİKTE KARŞILIĞI YOK2
Taşucu liman ve geri sahasının, öncesinde alınan kararlar neticesinde Göksu Deltası sulak alan tampon bölge etki alanı içerisinde kalmaktayken, Ulusal Sulak Alan Komisyonu'nun 13 Haziran 2016 tarihli kararı ile Göksu Deltası Sulak Alan sınırları dışında bırakıldığını anımsatan Ayşe Doğan, 2ÖYK'nın 28.12.2016 tarihli 2016/111 sayılı kararı ile alana yönelik 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı değişikliği, 1/5.000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onaylanmıştır. Söz konusu onaylanan kararın neticesinde belirtilen alan içerisine; Liman, Lojistik Tesis ve Sanayi Tesis fonksiyonları getirilmiştir.
Ancak söz konusu kesinleşen mahkeme kararı ile tüm bunların ne yasada ne de yönetmelikte karşılığı olmadığı anlaşılmaktadır” dedi.
CEYNAK’A KÖTÜ HABER!
Tersane konusunda kesinleşen mahkeme kararının bölge üzerinde planlanan benzer faaliyetler için de emsal karar anlamına geldiğine dikkat çeken Ayşe Doğan, CEYNAK tarafından işletilmek üzere devranılan limanda yapılmak istenen projelerin kesintiye uğrayabileceğini aktardı. Doğan, “Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun çerçevesinde 2021 yılında düzenlenen ihale kapsamında 03.12.2021 tarih ve 31678 sayılı Resmi gazetede yayımlanan 02.12.2021 tarih ve 4880 sayılı Cumhurbaşkanı kararı gereğince TDİ'ye ait Taşucu Limanı'nın (Liman Alanı ve Lojistik Tesis Alanı) 40 yıl süre ile işletme hakkı CEYPORT Tasucu Uluslararası Liman İşletmeciliği A.S.'ye, Liman Geri Sahası'nda Bulunan TAŞINMAZ (Sanayi Tesis Alanı) ‘satış’ yöntemiyle CEYNAK Lojistik ve Ticaret A.Ş.'ye devredilmiştir.
Gerçekleşen ihalenin neticesinde, ihaleyi alan şirket, belirtilen alan içerisinde; Liman, Lojistik Tesis ve Sanayi Tesis tanımlarını içeren faaliyetler yapma hakkına sahip olmuştur.
Ancak, bölge üzerinde planlanan bir tersane faaliyetine karşı açılan davanın kesinleşen mahkeme kararı ile yine bölge üzerinde planlanan benzer faaliyetlerin, Göksu Deltası Sulak Alan Tampon Bölge Etki Alanı özelliği sebebiyle yasalar karşısında yapılabilir nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
YATIRIMCI ŞİRKETLER YANILTILDI MI?
Mersin İdare Mahkemesinin 21.07.2006 Tarih ve 2006/1088 E, 2006/1338 K. sayılı kararında; 1994 yılında sulak alanlarla ilgili Ramsar Sözleşmesi listesine dahil edilen Mersin-Göksu Deltası Koruma Bölgesi sınırlarının belirlenmesine ilişkin Çevre Ve Orman Bakanlığı Ulusal Sulak Alan Komisyonunun 12.10.2004 tarihli kararının Taşucu Beldesinde kurulması planlanan tersane ile ilişkilendirilmiş, tampon bölge sınırlarının yapılması planlanan tersane alanını kapsamaması için tampon bölge sınırının hukuka aykırı olarak belirlendiği iddiası ile Cevre Ve Orman Bakanlığına karşı açılan davada Mersin İdare Mahkemesinin 21.07.2006 tarih ve 2006/1088 E.,2006/1338 K. sayılı kararı ile tampon bölge sınırlarının Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde güdülen amaç ile koruma bölgelerinin tespitinde gözetilmesi gereken ilke ve esaslara uygun olarak belirlenmediği gerekçesiyle iptaline karar vermiş ve bu karar Danıştay 6. Dairesinin 25.04.2007 tarih, 2006/7168 E. 2007/2204 K. sayılı kararıyla onaylanmıştır.
“ŞİRKET İŞE BAŞLAYAMAZ”
Ancak, bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan, hukuksal normlarla örtüşmeyen, yapılması planlanan projelerin sorunsuz uygulanmasını sağlayabilmek amacıyla şirketlere verilmeye çalışılan kolaylıklar, milyonlarca liralık ihale bedelleriyle faaliyet sürdürecek şirketleri, henüz işin başında işe başlayamaz halde bırakıyor.
Bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan, hukuksal normlarla örtüşmeyen bir kararla belirlenmeye çalışılan sulak alan tampon bölge sınırı, bir şirketi (Akter Akdeniz Taşucu Gemi Sanayi A.Ş.) kesinleşen mahkeme kararıyla, hatalı yer seçimi nedeniyle henüz işin başında işe başlayamaz halde bırakabiliyor.
Bilimden uzak, hukuktan yoksun alınan kararlar, aynı yerde planlanan bir diğer projenin uygulayıcısı bir diğer şirketi de (CEY HOLDİNG) hukuksal süreçlerin sonucunda, yine hatalı yer seçimi nedeniyle henüz işin başında işe başlayamaz halde bırakabilir.
“YER SEÇİMİNE KARŞIYIZ”
Yapılması planlanan projeler ülke ekonomisi açısından faydalı olacaktır. Ancak, böylesi özellikte projelerin yer seçiminin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olması, projelerin içerisinde sürdürülecek faaliyetlerin çevreye zarar vermemesi ve mevzuatta belirtilen düzenlemelere uygun olarak yapılması gerekliliği yasayla korunmaktadır. Bölge insanları olarak, söz konusu alanda yapılması planlanan projelere, hatalı yer seçimi nedeniyle karşıyız” diye konuştu.
“GÖKSU DELTASINI TEHLİKEYE ATABİLECEK GİRİŞİMLERİN TAKİPÇİSİYİZ”
Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Mersin Şube Başkanı Sinan Can da, SEKA Liman Sahasının bir bölümünde ve Özel Çevre Koruma Bölgesinde yer alan Ramsar sözleşmesi ile koruma altında bulunan Göksu deltasına ortalama 1,5-2 km. mesafede olan tersane alanı projesi ile ilgili kararın memnuniyet verici olduğunu söyledi. Can, “ÇED olumlu kararına açılan karşı dava sonucu mahkeme heyeti Tersane Alanı Projesi yapılmaması noktasında karar almıştı. Bu karar Danıştay tarafından da onanmış bulunmaktadır.
Göksu Deltası kentimiz, doğal çevremiz ve mesleğimiz için oldukça önemli bir konumdadır. Kıyı erozyonu, yapılaşma baskısı, drenaj hatları, tarımsal faaliyetlerin negatif etkileri, kaçak avlanma, vahşi hayvanların varlığı gibi problemler ile tehlike altında olup tersane, liman ve sanayi baskısı ile karşı karşıya kalmış durumdadır. Danıştay’ın almış olduğu kararı olumlu bulmakla birlikte Göksu Deltasının doğal varlığını tehlike altına atabilecek girişimlerin takipçisi olacağımızı belirtmek isterim” dedi.