BARIŞ ÇOBAN
İlerleyen tarihlerde Tutum Belgesi hazırlayarak kapsamlı halini hem kamuoyu hem de kentte var olan kurum ve kuruluşlarla paylaşmaya hazırlanan Mersin Kadın Platformu yola çıktığını duyurdu.
Konuyla ilgili Eğitim-Sen Mersin Şubesinde bir basın açıklaması yapan platforma sendikalarda destek verdi.
Platform adına açıklama yapan Canan Yüce, gittikçe yaygınlaşan ve eril söylemler eşliğinde yaşama geçirilen kadının kamusal alandan uzaklaştırılmasına yönelik cinsiyetçi, ataerkil politikalar ile kadınlara, LGBTİ+lara, çocuklara yönelik taciz ve şiddetin her geçen gün artarak devam ettiği ülkemizde bunlarla mücadele etmenin birinci önceliklerden olduğunu söyledi.
“YAŞADIKLARIMIZ; MÜCADELENİN GEREKLİLİĞİNİN EN YAKICI YANLARI”
“Devletin bir şiddet aygıtına dönüşmesi, iktidarın elinde bulundurduğu hukuksuz güçle kurduğu baskı düzeni, heteropatriyarkal sistemin dayatmacı tutumu, nefret söylemleri ve her an şiddet görme ya da öldürülme riskiyle yaşadığımız gerçeği mücadelenin gerekliliğinin en yakıcı yanlarıdır’ diyen Yüce, “Ancak bu mücadeleyi ya da bu mücadelenin nelere karşı yürütüldüğünü açıklarken, sadece bu yakıcı koşulları değil, aynı zamanda her alanda cinsiyet eşitliğini, emeğin karşılığını eşit biçimde almayı, sömürü düzeninin sona ermesini, mobbingin her alandan silinmesini ve elbette kadınlar, LGBTİ+lar ve çocukların insanca yaşama koşullarının sağlanmasını önceliklere alarak ilerliyoruz.
“KADIN HAREKETİNİ TOPLUMSAL MUHALEFETİN EN İLERİ UNSURU”
Mersin Kadın Platformu onlarca bileşeni, gönüllüsü ile yıllardır Mersin’de kadın hareketinin, LGBTİ+ mücadelenin, feminist dayanışmanın ilkelerine göre ilerleyerek kentte ve ülkede gelişen hak temelli her türlü mücadelenin içinde olarak kendini günden güne büyütmüştür. Yıllardır süren bu mücadele içinde onlarca kadın, LGBTİ+ mücadele yürüterek bayrağı sürekli elden ele ileterek bu dayanışmanın büyümesini sağlamaya çalışmıştır.
Bu süreçte özellikle kentte gelişen kadına ve LGBTİ+lara yönelik şiddet, taciz durumlarında, hukuksuzluklar karşısında, eşit yurttaşlık mücadelesinde, emek alanında, ekolojik mücadelede, çocuk haklarında en önde yer alarak kadın hareketini toplumsal muhalefetin en ileri unsuru haline getirmeye çalışmıştır. Bilindiği üzere birçok kez tehditler, para cezaları, yıldırma politikaları ile karşılaşan kadınlar için dayanışmanın devamlılığı esas alınmıştır” diye konuştu.
“TUTUM BELGESİ ÇALIŞMASINA BAŞLADIK”
Canan yüce, tüm bu kapsamda toplumsal cinsiyet eşitliğinin esas alındığı çeşitli ilkelerin platform bileşenleri dahil olmak üzere tüm kent siyasetine, kurum ve kuruluşlara, siyasal partilere, derneklere ve örgütlere sirayet edebilmesi için Mersin Kadın Platformu’nun ilkelerinin ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dayanan esaslarının netlik kazanması, genişletilmesi ve toplumsal alanda söz söyleyen her yere ulaştırılabilmesi için Tutum Belgesi çalışmasına başladıklarını duyurdu.
Bu belgenin hazırlanışında platformun parçası olan bileşenlerin emekleriyle ortaya konulacak olan eşit yurttaşlık hakkı, özgürlük ve mücadele odaklı ilkelerin ve açıklamaların tüm kurum ve kuruluşlara iletileceğini söyleyen Yüce, “Bunun önemsenmesini yalnızca temenni değil aynı zamanda toplumsal hareketin temel dinamiklerinden biri olan kadın hareketi mücadelesinin parçası olarak talep ediyoruz.Zira tutum belgesinin politik olarak çizeceği hat, ortaya koyacağı ilkeler, amaçları ve kapsamı teorik ve pratik olarak hali hazırda mücadele nedenlerimizi, gereklilikleri anlatmaya çalışırken belki de herkesçe bilerek ya da bilmeyerek yapılan hatalara da ışık tutacaktır. Bu talep doğrultusunda, yaşanacak çeşitli hak ihlali, şiddet, taciz vb durumlarda Mersin Kadın Platformu’nun tavrı ve aynı zamanda işaret edeceği yaptırımlar net olacaktır.
“TAVİZ VERMEDEN TAKİPÇİ OLACAĞIZ”
Özellikle kent içinde birçok kurumun, kuruluşun, örgütlenmenin yönetici kadroları, kadro adaylarının yürütülen politikaların temsilcisi olarak yer aldığı her alanda bu ilkelerin ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin gereklerinin farkında olması, bunların tüm kadrolara iletilmesinde yönlendirici olması önemlidir. Tüm bu kurumların yönetici kadrolarının, kurul üyelerinin, temsilcilerinin işaret edilen ilkeler ve gerekler kapsamında tutumlarını gözden geçirerek buna göre hareket etmesi taleplerimizin başında yer almaktadır. Ve elbette tüm süreç içerisinde uygulanacak politika, tutum ve davranışlar konusunda taviz vermeden takipçi olacağımızı da belirtmek isteriz. Alınan kararlarda, tercih edilen seçimlerde, çizilen yol ve yöntemlerde bunun göz önünde bulundurulması en bariz taleptir.
Tutum Belgesi hazırlıkları her alandan kadınların ve LGBTİ+ların ortak emekleri ve hukuk, tıp, psikoloji, sosyoloji gibi alanlardan uzmanların destekleriyle en kısa süreçte tamamlanarak deklare edilecektir.
“KURUMSAL DÖNÜŞÜMÜ SAĞLAYACAK YÖNTEMLERİ TANIMLAMAK ESASLARIMIZDAN OLACAK”
Bugün bu çalışmaların hız kesmeden başlayacağını paylaşırken tüm ülkede ve sınırlarımız dışında var olan krizleri önümüze alarak, siyasal atmosferin, savaş politikalarının, dinci gerici sistemin, baskıyla dizayn edilmeye çalışılan düzenin tüm yanlış ve aksak yönlerini gözler önüne serebilmeyi bu belgenin en önemli amaçlarından biri olarak görüyoruz.
Ayrıca cinsiyetçi ve baskıcı; mobbing vb. hak ihlallerin önlenmesi, ihlaller oluştuğunda takip edilecek onarıcı adımların belirlenmesi ve ihlallerin tekrarlanmaması için kurumsal dönüşümü sağlayacak yöntemleri tanımlamak esaslarımızdan olacaktır.
Tüm süreci örerken bu zamana dek olduğu gibi objektif bakış açısına sahip olmayı, destekleyici ve onarıcı roller almayı, kapsayıcılığı ve kesişimselliği temele almayı benimsemekteyiz. İlerleyen tarihlerde tutum belgesi hazırlanarak kapsamlı hali hem kamuoyu hem de bahsedildiği üzere kentte var olan kurum ve kuruluşlarla paylaşılacaktır” şeklinde konuştu.