Hasan Küçük

Haber-Sen tarafından üyelerine yönelik PTT’de yaşanan mobing ve sürgünlerle ilgili Eğtim-Sen binasında basın açıklaması gerçekleştirildi. Haber-Sen 7 no’lu Şube Kadın Sekreteri Adanır Temiz yaptığı açıklamada, “181 yıllık bir kurumu yıllardır yandaşlık ilişkisiyle, adam kayırmacılıkla, sarı sendikaların temsilcileriyle dolduran PTT yönetimi oluşturduğu liyakatsiz kadrolar ile hem kurumun itibarını sarsmakta hem de usulsüz, kanunsuz işlemler ile PTT’de çalışan emekçilerin çalışma hayatını bozmaktadır” dedi.

“SİSTEMATİK BASKI VE SALDIRI ALTINDAYIZ”

Sendikal yapının en önemli gerçek temsilcisi olan KESK ve çatısı altındaki Haber-Sen’in örgütlü bulunduğu kurumlarda sistematik saldırı ve baskı altında olduğunu anlatan Temiz, “Hiçbir muhalif sesin çıkmasına tahammülü olmayan, her geçen gün demokrasiden, çok seslilikten biraz daha uzaklaşan yönetimler, emekçiden yana itirazlarını ve taleplerini dile getiren sendikamızı susturmak ve baskı altına alabileceklerini düşünerek saldırılarını günden güne artırmaktadırlar.

Örgütlü bulunduğumuz PTT’de uğradığımız sendikal ayrımcılık ve haksız hukuksuz  saldırılar son yaşanan  sürgünlerle tamamen ayyuka çıkmıştır” şeklinde konuştu.

“KENDİLERİNİ YASADAN ÜSTÜN GÖRÜYORLAR”

PTT yönetiminin yetkilerini kötüye kullanarak 4688 Sayılı Kanun’un 18. Maddesini bilerek ve isteyerek çiğneyip kendilerini sendikal mücadeleyi koruyan yasalardan üstün gördüğünü anlatan Temiz,

“Sendikal faaliyet yürüten önceki dönem Genel Başkanımız ve aynı zamanda Mersin il temsilciliği yapan Musa Özdemir’i Kayseri’ye, Merkez Denetleme Kurulu üyemiz Seyran Şık Karabulut’u Iğdır’a, Diyarbakır Şube Yönetiminden Cengiz Uluç, ve Batman İl Temsilcimiz Yakup Fırat’ı Kozluk ilçesine, yasaya açıkça aykırı olmasına rağmen iş yerlerinden ve ailelerinden kilometrelerce uzağa ve örgütlenme alanının dışına sürerek faaliyetlerini engellemeye çalışıyorlar. Batman PTT Dağıtım ve Toplama Müdürlüğünde çalışan baş dağıtıcı; emekçi arkadaşlarımıza baskı uygulamakta, cinsiyetçi küfürler ederek dağıtıcıların üzerine yürümekte, kavgayla, hakaret ile dağıtım yaptırmaya çalışmakta, İHS’li arkadaşlara yönelik iş güvencelerinin olmadığını, istese keyfi olarak her gün cihetlerini değiştirebileceğini söyleyerek mobbing uygulamaktadır. Bu baskıları kabul etmeyen arkadaşlarımız Başmüdürlüklerine şikayet dilekçesi yazarak konu ile ilgili soruşturma açılması talebinde bulunmuşlardır” şeklinde konuştu.

“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”

Görevlendirilen rehberlik ve teftiş kurulu kontrolörünün, arkadaşlarından savunma aldıktan sonra bu dilekçelerin içeriğine bakmadan, içerik ile ilgili iddiaları soruşturmadan, bu dilekçelerin kim tarafından hazırladığını sorgulama yolunu giderek sendika yöneticileri ve il temsilcilerine yönelik deliller toplamaya çalıştığını öne süren Temiz şunları söyledi: “Aynı kontrolör hiçbir sendikal görevi olmamasına rağmen emekçilerle girdiği diyaloglarda kendi üyesi olduğu sendikaya davet etmiştir.  Hiçbir suç, iş aksaklığı ya da vatandaş şikayeti olmadan baş dağıtıcının keyfi bir şekilde dağıtıcıların cihet değişikliği girişiminde bulunması Başmüdürlük tarafından bile kabul edilemez iken dağıtıcıların bu yöndeki itirazı kontrolör tarafından suç olarak değerlendirilmiştir. Örgütlü bulunduğumuz işyerlerindeki yöneticiler açıkça sendikal ayrım yapmakta üyelerimize mobing uygulamaktadır.

Bu hukuksuz uygulamaların altında imzası bulunan kişiler hakkında, sendikal ayrımcılık yapmak, görevi kötüye kullanmaktan dolayı suç duyurusunda bulunacağız. Bütün bunların suç olduğu açıktır.

“DOĞRULARI SÖYLEMEKTEN KORKMAYACAĞIZ”

Yalanı, adaletsizliği, adam kayırmacılığı bize kabul ettirmeye, sıradanlaştırmaya çalışan bu sistemin ve yöneticilerinin karşısındayız. Biz doğruları söylemeye bıkmadan usanmadan devam edeceğiz. İnsanca yaşama ve çalışma talebi, bu ülkenin kurumlarına sahip çıkma çabası suç değildir.

PTT emekçilerinin insan onuruna yakışan koşullarda yaşaması ve çalışabilmesi için mücadele ettik, ediyoruz, edeceğiz. PTT yönetiminin suç teşkil eden bu tutumunu kamuoyunun takdirini sunuyoruz. Kendini yasalardan üstün gören, sendikal ayrımcılık yapan, adam kayıran, liyakatsiz atamalara imza atıp ve kurum kaynaklarını kendileri, yandaşları ve aileleri için fütursuzca kullananlardan gün gelince bağımsız yargı önünde hesap soracağız.”