Hasan Küçük
Mersin Nükleer Karşıtı Platformu (NKP) Dönem Sözcüsü Osman Koçak, Akkuyu Nükleer Santrali’nde yaşanan gelişmelerle ilgili bir açıklama yaptı.
Mersin Nükleer Karşıtı Platformunun iktidarda ya da muhalefette kimin olduğu, kimin yaptığı ve sermayesinin yerli yada yabancı olduğuna bakmadan Türkiye dahil dünyanın neresinde olursu olsun nükleer santrallere karşı olduğunu vurgulayan Koçak, “Mersin Nükleer Karşıtı Platformun öncelikli amacı Akkuyu Nükleer Santralinin yapımının durdurularak ortadan kaldırılmasıdır. Özellikle 28 Temmuz’dan bu yana bir haftadır yaşananlar, yapılan açıklamalar bu açıdan değerlendirilmeli.
Rosatom, Akkuyu NGS, IC İçtaş arasındaki inşaat işleri sözleşmesinin feshi ve sonrasında yaşananlar, yapılan açıklamalar aralarındaki paylaşım kavgasına ilişkindir. Santral inşaatının durdurulmasına yol açacak değildir” dedi.
İLK ÜNİTENİN ÜRETİMEN BAŞLADIĞI İDDİASI
Akkuyu NGS’nin yeni üst taşeron firması TMS ile sözleşmelerin yenilemesini sağlayarak inşaatı sürdürdüğünü hatırlatan Koçak, “İki yüz kadar olduğu söylenen yerli ve milli firmaların zamanında ticari sır addedilerek teşhir edilmesinden kaçınılması sonucu üzerlerinde kamuoyu baskısı oluşturulmamış olması nedeniyle bu firmalar sözleşmeleri yenilemekten kaçınmamışlardır. Sermaye sahibinin uyruğunun TC olması hatta siyasi eğiliminin milliyetçi olması sermayenin rengi, dini, milliyeti olamayacağı prensibi uyarınca yabancı bir üst taşeronla iş tutmalarına engel teşkil etmemiştir. Enerji Bakanlığının sessiz geçen günlerin ardından yaptığı taraflara sükunet öneren ve çözüm vaad eden alt perdeden açıklaması santral inşaatına ve ilk ünitenin üretime başladığı iddiası ile muhtemelen 2023'ün ilk çeyreğinde yapılmak istenen sanal propagandist açılış törenine halel gelmemesini hedeflemektedir” ifadelerini kullandı.
“6’LI MASANIN AÇIKLAMALARI EVLERE ŞENLİK”
Bununla ilgili henüz Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının uluslar arası sözleşmesinin imza sahiplerinden de sözcülerinden de bir açıklama gelmediğini anlatan Koçak şöyle devam etti: “5 Ağustos Soçi görüşmeleri sonrası beklenebilir. Yakın geleceğin muhtemel siyasi iktidarı altılı masa liderlerinin açıklamaları ise evlere şenliktir. Muhtemel güçlendirilmiş parlamenter koalisyonun yürütme erkinin sahibi Başbakan adayı Akşener Akkuyu Nükleer Santralinin millileştirilmesini istemektedir. İnşaatın durdurulmasını ve santralin ortadan kaldırılmasını değil. Babacan, Davutoğlu ve Karamollaoğlu ise oralı bile değil. Ana muhalefet lideri ise parti programının muğlaklığına uygun tarzda sade suya tirit bir açıklama yaptı. Parti Meclisi ve Parti Anayasa Komisyonu üyesi Mersin Milletvekilinin sert, net, açık, kesin açıklamaları ile tezat teşkil edercesine. Mevcut siyasi iktidarın niyetleri herkesin malumu. Ne var ki muhtemel siyasi iktidarın niyetlerinden bağımsız olarak kucağında bulacağı mevtanın ağırlığı çözebilmek için sahip olabileceği gücün çok ötesinde olacak. Bir kere devletimizin bitmez tükenmez derin sırlarının en derinlerinden biri olan nükleer santral konusuna ilişkin ikili uluslararası anlaşmanın/anlaşmaların ne gibi sürprizler içerdiği bilinmiyor. Ve eğer son 5 milyar dolarlık taksitlerle toplam 20 milyar dolarlık bir Putin finansmanı propagandist bir üfürme değil de gerçek ise (ki böyle bir finansmanın bedeli nükleer santral falan olamaz - Rusya nükleer santralin 22 milyar dolarlık bedelini zaten üstlendi, harcıyor. - Fazladan başka bir şeylerin satışı, taahhüdü anlamına gelir.”
“İKTİDAR GİBİ MUHALEFETTEN DE ÇÖZÜM BEKLENEMEZ”
Akkuyu Nükleer Santral sorununun çözümünün siyasi iktidardan beklenemeyeceği gibi
mevcut siyasi muhalefetten de beklenemeyecek kadar ciddi bir konu olduğunu vurgulayan Koçak, “Son bir haftada yaşadıklarımız gösteriyor ki 2023 bahar sonu seçimlerine kadar olan zaman içinde sorun defalarca daha fazla ağırlaşacaktır. Ve kurulu kapitalist sistem içinde çözümü olanaksız kalacaktır. Altı bacaklı masanın, farklı sayılardaki bacaklara sahip farklı masaların ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın bütün sorunların yanında Akkuyu Nükleer Santrali sorununun çözümü için de işaret ettikleri 2023 bahar sonu seçimlerinin beklenmesi Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının durdurulmasını, ortadan kaldırılmasını olanaksız kılacaktır. Bir an önce öncelikle alt taşeron firmaların ve inşaatta çalışan teknik elemanların inşaattan çekilmelerini sağlamak üzere kamuoyu baskısı sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
“SAMİMİYET MÜCADELESİ VERİLMELİ”
Nükleer santral karşıtlığında, ekolojik sistem, doğa, yaşam ve çevre savunuculuğunda samimiyet mücadelesi verilmesi çağrısı yapan Koçak şöyle devam etti: “Bir gece sabaha karşı üçte matkapla delinerek ve zehir enjekte edilerek öldürülen yalnız ağacı öldürenleri, Hiroşima ağaçlarına benzetenleri sessiz kalarak, benim görüşümdenler, yıpranmasınlar diyerek koruyanlar aynı gerekçeler ile yarın daha işin başında "Bir yabancı yatırımcı Şakirpaşa Hava Alanına indiğinde ceketimi iliklerim" diyenler yerli ya da yabancı nükleer yatırımcıların önünde de ceketini ilikleyip eğildiğinde gene susmak zorunda kalmayacaklar mıdır? İktidar karşıtlığı nedeniyle yerel muhalefeti eleştirmekten kaçınanlar yarın o muhalefet iktidar olduğunda yapacağı yanlışlara bugünden ortak olacaklardır.
7 Ağustos Pazartesi Günü saat 17.30' da Barış Meydanında Hiroşima ve Nagazaki'nin yıldönümünde bir basın açıklaması öneriyorum.”