HEDİYE EROĞLU
Basına ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine karşı ülke genelinde eylem kararı alan gazetecilik meslek örgütleri Mersin’de de ses yükseltti.
TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülmesi beklenen kanun teklifi ile alakalı Mersin Gazeteciler Cemiyeti de (MGC) bir basın açıklaması yaptı.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Mersin İl Temsilciliğinin de destek verdiği açıklamaya katılan gazeteciler, “Gazetecilik hapsedilemez” dövizi taşıdı.
“KANUN ;GAZETCİYİ KORUMUYOR, SANSÜR, HAPİS CEZASI GETİRİYOR”
MGC Başkanı R. Kaya Tepe, Basın kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifinin komisyonlardan geçerek bu hafta Meclis gündemine gelmesinin beklendiğine işaret etti.
“Basın Kanunu deniyor ama basın meslek örgütlerine sorulmadan hazırlanıyor” diyen Tepe, içinde gazetecileri, haberi koruyacak bir madde bulunmayan teklifin, tam tersine hapis cezaları, kapatmalar, sansür ve internet medyasına ağır denetimler getirmesini eleştirdi. Buna karşı gazetecilik meslek örgütleri, basına ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine karşı ülke genelinde eylem kararı aldığını aktaran Başkan Tepe, “TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülmesi beklenen kanun teklifi; bu gün yurt genelinde yarın da Ankara’da Meclis önünde,meslek örgütlerinin görüşlerini açıklayan toplantılar düzenleyecekler.
“SUSTURMA, KORKUTMA, HAPSETME YASASI GERİ ÇEKİLSİN”
Kamuoyunda ‘dezenformasyon yasası’ adıyla anılan düzenleme pek çok basın kuruluşu tarafından “susturma, korkutma, hapsetme yasası’ olarak adlandırılıyor.
Gazeteciler olarak sosyal medya ve dezenformasyon yasasına karşı çıkıyoruz.Bu yasanın geri çekilmesini istiyoruz. Daha fazla baskı, ceza ve kapatma anlamına gelen bu yasanın tekrar görüşülerek sektör temsilcilerinin dahil olacağı görüşmeler sonrasında düzenlenmesini istemekteyiz. Bu yasa basın ve ifade özgürlüğünü tamamen yok edecek. Çünkü; ‘Dezenformasyonla mücadele’ adı altında, sadece gazeteciler değil tüm sosyal medya kullanıcıları denetim altına alınacak. ‘Dezenformasyonla mücadele’ adı altında, haber kaynağını açıklamayan gazeteciye hapis cezası verilecek. ‘Dezenformasyonla mücadele’ adı altında, gazetecilik mahkûm edilecek.
Hangi haberin ‘yalan’, hangi haberin ‘doğru’ olduğuna muğlak düzenleme doğrultusunda karar verilecek.
“HABER SİTELERİ, TEKZİP SİTELERİNE DÖNÜŞECEK”
Yeni yasa ile internet medyasında çalışan meslektaşlarımız basın kartı alabilecek. Ancak internet haber siteleri Basın İlan Kurumuna bağlanarak, ilan hakkı ve basın kartı verme ya da iptal etme hakkı da bu kuruma verilecek. Bu durum ileride RTÜK gibi yeni bir ceza kurumunun oluşmasına neden olacak.
Haberlere gelen tekziplere yalnızca bir gün içinde itiraz edilecek aksi halde tekzip bir hafta boyunca internet sitesinin ana sayfasında kalacak.
İlan alma heyecanı yaşayan internet haber siteleri çok kısa bir süre içerisinde tekzip sitelerine dönüşecek.
YIPRANMA HAKKINA AĞIR KOŞULLAR
Gazetecilerin yıpranma hakkı yine basın kartı taşıma koşuluna bağlanıyor. Basın kartı komisyonu meslek örgütlerinden değil bürokratlardan oluşuyor bu durum düzeltilmeli. Meclise gelen teklife baktığımız zaman aslında çok geniş kapsamlı. Yalnız internet yayıncılığını değil aynı zamanda sosyal medya platformlarını, şebeke hizmet sağlayıcıları da kapsıyor.Birden fazla kanunda değişiklik yapılması Türk Ceza Kanunu’na dezenformasyonun suç olarak tarif edilmesi sonucunda artık basın kuruluşları ve gazeteciler yeni bir suç tanımından da yargılanabilecekler.
Zamanında gazeteler, televizyon, radyo için çıkartılan kanunların eksiklikleri yeni internet yasasında yapılmamalı yeni yasa basına özgür bir şekilde gazetecilik yapma hakkı sunmalı.
Muğlak tanımlarla bir korku ortamı yaratılması basın özgürlüğü adına doğru değil. Kanun bu şekilde yasalaşırsa Basın kuruluşlarının haberleriyle ilgili bir de dezenformasyon suçu bakımından soruşturma açılacağını ve gazetecilerin bu suçtan dolayı da yargılanacağı günleri görmemiz pek uzun sürmeyecektir.
Sosyal Medya ve Dezenformasyon Yasa Tasarısı’na karşı çıkan basın meslek örgütleri tüm yurttaşların haberleşme özgürlüğüne engel olacak, tutuklu gazeteci sayısını artıracak bu girişimden vazgeçilmesini istiyor. Gazetecilerin katılımı olmadan Basın Kanunu yapılmasını kabul etmiyor. Biz basın meslek örgütleri olarak sansür, hapis cezası değil demokrasi ve basın özgürlüğü istiyoruz” diye konuştu.