Haber Merkezi
TMMOB’a bağlı meslek kuruluşlarından olan Mimarlar Odası Mersin Şube Başkanı Ünal Şahin, İnşaat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Gülçin Barbaros Ak ve Şehir Plancıları Odası Mersin Temsilcisi Uğur İnce, Kanal 33 Televizyonunda yayınlanan, Ahmet Özdemir’in sunduğu Fay Hattı programına konuk olarak imar planları ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
Şehir Plancıları Odası Mersin Temsilcisi Uğur İnce, 2017 yılında Adana -Mersin Çevre Planı Düzeni Planının onaylanmasından sonra 2018 yılında Mersin’in merkez 4 merkez ilçe ile birlikte Silifke, Anamur, Çamlıyayla, Erdemli’nin 1/5000 ölçekli nazım imar planı serüvenlerinin başladığını söyledi.
Yaklaşık 4 yıldır planlama çalışmasının devam ettiğini anlatan İnce, “Bu planlama çalışması yapılırken daha önceden verilen ihaleler var. Daha sonra yerel yönetimlerin değişmesi ile birlikte oluşan planlama ekipleri var. Her belediyenin şu anda kendi bünyesinde bir planlama ekibi var ve planlar üzerinde çalışmalar devam ediyor” dedi.
“KENTİMİZE ANKARA MÜDAHALESİ VAR”
Planlama süreçlerinin yerel yönetimlerden kaynaklandığının sanıldığını ifade eden İnce, “Siz Mersin’de en ufak bir plan değişikliği bile yapsanız yaklaşık bir 9 aylık süreç var. 9 aylık süreçte bir sefer ilçe belediyesinde 2 seferde Büyükşehir Belediyesi’nde meclis ve komisyonlara havale olması gerekiyor. Yani 2017 yılında değişen yönetmelik ile özellikle Büyükşehir yasası ile bu süreçler uzadı. Ankara müdahaleleri deniliyor. Merkezi yönetimin bizim kentimize yaptığı müdahaleler. Çünkü plan değişiklikleri ya da plan kararları demiyoruz. Burada TMMOB’a bağlı meslek odaları olarak 2 yıldır mahkeme aşamasında olan konularımız var. Bunların yüzde 85’inde başarı sağladık. Karaduvar’da Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmişti. Bunun hem ÇED’i hemde 1/100 binlik çevre düzeni planı hem de projenin kendisi iptal edildi. Ortak mücadele ile polipropilen süreci sona erdi” şeklinde konuştu.
“İLK DEFA BİR LİMAN KENTE DOĞRU GENİŞMELEMEYE ÇALIŞIYOR”
Türkiye’de hatta dünyada örnekleri incelendiğinde ilk defa Mersin’de bir limanın kent merkezine doğru ısrarla büyütülmeye çalışılırken Ana konteyner limanının ise bir türlü yapılmadığını vurgulayan İnce “Biz 120 yıllık süreçte Mersin limanını genişletmeden ziyade ana konteyner limanı ve ona bağlı olarak lojistik merkezlerini büyütmek için statejik planlar yapmamız lazım. Dışarıdan bir takım müdahalelerle özellikle merkezi yönetim müdahaleleri ile bunlar yapılmaya çalışılıyor. Mersin liman konusu hala mahkeme aşamasında ve süreç devam ediyor. Kesinleşmedi. Limanın sonucunu bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kendilerinin karşı olmasına rağmen merkezi yönetimin bazı plan değişiklikleri olduğunu anlatan İnce, “Yerelde çevre düzeni planına göre alt ölçek planlar hazırlanıyor. Ama bizim kentimizde şöyle bir kopukluk var. 1/100 binlik leke planları mekansal planlar, arazi kullanım planları gibi yorumlanıyor. Buna göre alt ölçek planlar hazırlanıyor. Üst ölçek plan olduğu zaman onun geriye dönüş süreci seneleri buluyor.” şeklinde konuştu.
“MERSİN’İN PLANLARI SİYASETE KURBAN EDİLİYOR”
Büyükşehir ve merkez 4 ilçede planlama ekiplerinin çalıştığını belirten İnce, “Son zamanlarda çekinceli olduğumuz bazı konularda Mersin’in planları siyasete kurban ediliyor. Meclisteki çoğunluktan kaynaklı değişik planlama kararları çıkıyor. Örneğin Anamur’da yoğunluk daha yükseltiliyor. Toroslar’a bakıyoruz belli silüette giden yapılar birden kat yükseklikleri artırılıyor. Yine Toroslar’a bakıyoruz kat yüksekliği belli seviyede olan yerlerde oynamalar oluyor. Yenişehir’de kat yüksekliği kararı nedeniyle bazı sorunlar oluyor. İmar planları Mersin’deki şehir plancılarına, planlama ekiplerine, mimarlara, inşaat mühendislerine bu planlar bırakılsa herhangi bir sorun olmaz. Ama maalesef itirazlar, mahkeme aşamaları ve birde siyasi kararlar girdiği zaman bu planlar arap saçına dönüyor” şeklinde konuştu.
“EKONOMİK BEDELİNİ ÖDEYİNCE İSTEDİĞİNİZİ YAPABİLİYORSUNUZ”
İmar barışından sonra değer artış yönetmeliği diye bir yönetmelik çıkarıldığını vurgulayan İnce,
“Hem değer artış yönetmeliği hem imar barışı ekonomiye bağlı olarak insanlara bazı şeyleri usulsüzce yapabilme özgürlüğü tanıdı. Değer artış yönetmeliği çıktı. Mesela belediye bana bütüncül planlarda 10 katlı bir bina hakkı tanımış. Ben bunu 15 kat talep edebiliyorum. Belediye meclislerinden onaylanmasa bile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına onaylatabiliyorum. İşin kötü ve acıklı olan tarafı ise
mevzuat bunun önünü açıyor. Siz ekonomik bedelini ödediğiniz zaman istediğinizi yapabiliyorsunuz. Hem imar barışının hem değer artış yönetmeliğin usulsüz olduğuna dair Anayasa mahkemesinde, hem Danıştay’da dava süreçleri var” şeklinde konuştu.
AK: HAKSIKLIK OLMASIN DEDİK AMA YÖNETMELİK BUNA ENGEL TEŞKİL ETTİ
İnşat Mühendisleri Odası Mersin şube Başkanı Gülçin Barbaros Ak, onaylanmış imar planlarında son zamanlarda yapılan değişikliklerin her zaman halkın gündeminde olduğunu söyledi.
Değer artış yönetmeliği diye bir yönetmeliğin çıktığını ifade eden Ak, “Vatandaşın ben bu parsel üzerinde yolu değiştireceğim, kendimden yola vereceğim, ya da park alanına vereceğim, birleşim yapacağım, yan taraf ile birleşim yapınca emsalimi değiştireceğim, kat yüksekliğini değiştireceğim, oturumumu değiştireceğim gibi talepleri olabiliyor. Yönetmelik bunun önünü açtı. Değer artış yönetmeliği ile başvurup itiraz ederse, meclisten de geçerse bu artışın bir öncekine göre farkını ödüyor. Bir kısmını merkeze bir kısmını belediyeye ödüyor. İstediğini alabiliyor. Şu an bu duruma geldi. İmar barışı bunun ilk adımı idi. İkinci adımı da değer artış yönetmeliği oldu. Biz yıllardır haksızlık olmasın diye çaba gösterdik. Ama çıkarılan bazı yönetmelikler buna engel teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.
Kentin imar planları sadece kat yüksekliklerinden, kenardaki geçen yollardan ya da park alanından ibaret olmadığını söyleyen Ak, “Bundan sonraki yıllarda da aslında yeni yapılaşmanın önünü açacak, kent vizyonunu geliştirecek şekilde düzenlemeler yapılması gerekir. Kentsel yenileme çalışmalarının önünü açacak şekilde imar plan notları konulmalı” dedi.
ŞAHİN: KAYGILIYIZ”
Mimarlar Odası Mersin Şube Başkanı Ünal Şahin ise Mersin’de limanın genişletilmesi,polipropilen tesisi ve Davultepe ve Çiftlikköy’deki bazı arazilerin kullanım şekli ile ilgili kaygıları olduğunu ifade ederek “Limanda hali hazırda olan 1/100 bin ölçekli plandaki ana konteyner limanı yerine onu delerek etik olmayan yeni bir takım şeyler yapmanın sonunun gelmemesi kaygılarımızı artırıyor. Rantın, gözü doymayan bir soygunun bir rantalitenin peşinde olmanın getirdiği arzu sınır tanımıyor. Buralar bizim vergilerimizle yapıldı. Yat limanı ile kriterler belli. Her şekilde yönetmeliği delen Liman olsun Ana Konteyner limanı olsun. 1/100 binlik planımız hala yürürlükte ve içerisinde büyük Ana konteyner limanı var.”diye konuştu.