Haber Merkezi 

DEVA Partisi Mersin İl Başkanlığı, kuruluşunun ikinci yılında 14 Mart Tıp Bayramı’nda hakları için sokağa inen sağlık çalışanları adına fark yaratmak için birlikte bir basın toplantısı düzenledi.

Tenis kulübünde düzenlenen toplantıya; DEVA Partisi Mersin İl Başkanı Cenk Cenkcimenoğlu, başkan yardımcısı Dr. Gürhan Dinçer ile Ersoy, Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı R. Kapa Tepe ile Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen ve çok sayıda gazeteci katıldı.

“EZİYET HER ALANDA VAR”

Toplantıda ilk olarak söz alan İl Başkanı Cenkcimenoğlu, basının, sağlık emekçilerinin çok ciddi sorunlar yaşadığına değinerek, “Her tarafta sorun var. Türkiye sağlıkta şiddette neredeyse dünya birincisi ama aynı zamanda kadına yönelik şiddette de dünya 4’üncüsü. Artık üzülecek çok konu var. Bugün sabah mazot alırken baktım 20 TL’nin altındaydı fiyatlar. Yani dünyada 90 liraya düştü varil ama bizde hala 5-6 TL’lik düşüş olmadı. Eziyet her alanda var” dedi.

“SEÇİM KANUNU’NDAKİ DEĞİŞİKLİKLER İLE BİRİLERİ SEVİNDİRİLİYOR”

Ayrıca DEVA Partisi’nin kuruluşunun ikinci yılını 9 Mart’ta kutladığını anımsatan Cenk Cenkcimenoğlu, iki yıldır Türkiye’de 81 vilayette örgütlendiklerini aktardı. Çok kısa bir sürede kurultay yaparak seçimlere girme hakkı kazandıklarını anımsatan Cenkcimenoğlu, “Geçen Haziran ayında bir belde seçimine girerek, seçimlere girecek partiler arasında yer aldık. Ama bilindiği gibi Türkiye’de her gün bir şey değişiyor. Şimdide Seçim Kanunu dediler ama yaptıkları şeyi herkes biliyor. Barajı yüzde 7’ye düşürme başlığı koyuyorlar, birilerini sevindirecekler güya ama diğer yandan ‘iki defa kurultay yapmış olma zorunluluğu vs’ diyorlar. Yani kafa karıştıran her şey var.

“MERSİN’DE 10 İLÇEDE ÖRGÜTLÜYÜZ”

Mersin’de ise 1,5 yıldır il başkanı olarak görev yapıyorum. Bu süreçte il ve ilçe teşkilatlarımızı kurduk. 10 ilçe başkanımız görevinin başında. Aydıncık, Bozyazı ve Çamlıyayla’da çalışmalarımız sürüyor. Yani nüfusun çoğunluğunda örgütlenmiş durumdayız. Çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz” dedi.

“AMAÇ DAHA DEMOKRATİK, ÖZGÜR BİR ÜLKE”

MGC Başkanı R. Kaya Tepe de, her siyasi partinin ülkenin geleceğine, demokrasisine katkı sağlamak amacıyla yola çıktığını söyleyerek, “Özellikle son dönemde pek çok yeni parti siyasi hayatımıza katıldı. Daha demokratik daha özgür bir ülke olmak adına belki yollar farklı oluyor ama tüm partilerin amaçları aynı. Başarılar diliyoruz., ikinci yılınız kutlu olsun. Kent gazetecileri olarak demokrasimize katkısı olur inşallah diyoruz” dedi.

“HEKİMLER MÜCADELEDEN BAŞKA YOL OLMADIĞINI ANLADI”

Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen de, bu fırsatı verdikleri için teşekkür ederek, 14 Mart sürecini anlattı. 3 günlük büyük g(ö)rev etkinliğine dair bilgiler veren Antmen, “Eylemlerimizi 14-15 Mart’ta başarıyla gerçekleştirdik. Biz yaklaşık 30 yıldır ama son dönemde Ekim ayından buyana TTB olarak ‘emek bizim, söz bizim’ başlığıyla ciddi bir kampanya başlatarak, sağlık çalışanlarının ne kadar sıkıntıda olduğunu anlatmaya çalışarak, bazı düzenlemeler yapılması için kamuoyu oluşturmaya çalıştık. Ama cumhurbaşkanı ‘giderlerse gitsinler’ dedi. Bu cümle bizim işimize bile geldi çünkü bugüne kadar eylemlerimize, etkinliklerimize hiç katılmayan hekimler bile artık mücadele etmekten başka hiçbir yol olmadığını anladılar ve bize destek verdiler. Bizimle beraber oldular.

Son yaptığımız iki eylem dışında, 2021’den önce ki eylemlerimizi yüzde 50 katılımla yapardık. Şimdi katılımlar yüzde 100’e yakın oluyor. Bu açıdan hekimler şuan durumun farkında ve bu anlamda da mücadelemize çok ciddi destek veriyorlar” dedi.

İŞTE 10 ACİL TALEP

Daha sonra TTB’nin hazırladığı ilk 10 talebi paylaşarak şunları söyledi; “Kamu hastanelerinde göreve yeni başlayan pratisyen ve asistan hekimler için temel ücret, yoksulluk sınırının en az iki katı, uzman hekimler için 2,5 katından az olmamalıdır. Sabit ek ödemeler genel bütçeden karşılanmalıdır.

Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerin sosyal güvenlik primleri prim ödeme tavanı üzerinden çalıştıkları kurumlar üzerinden denmeli, ücretler en az yoksulluk sınırının iki katı olmalıdır.

Aile hekimliği maaşları en az yoksulluk sınırının iki katına yükseltilmeli, tüm aile sağlığı binaları kamu tarafından inşa edilmeli, ayrıca donanımı kamu tarafından sağlanmalıdır. 3 yıldan uzun süre görev yapan aile hekimi veya aile sağlığı çalışanları kamu kadrosuna alınmalıdır. OSGM’lerde çalışan iş yeri hekimlerinin ücretleri TTB’nin belirlediği asgari ücret üzerinden ödenmelidir.

Emekli sandığı, SSK, Bağ-Kur farkı gözetmeksizin tüm emekli hekim maaşları pratisyen hekimler için asgari 15 bin, uzman hekimler için asgari 18 bin TL’ye çıkarılmalıdır.

Çalışma ortamlarımız ve koşullarımız iyileştirilmeli, başta asistan hekimler olmak üzere tüm hekimlere her hangi bir maddi kayıp olmadan nöbet ertesi izin hakkı tanınmalıdır.

COVİD 19 illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı, pandemide çalışan her yıl için 120 gün yıpranma payı uygulanmalı, hekimler için ek gösterge 7200 olmalıdır.

Sağlıkta şiddet yasası acilen TTB’nin önerdiği şekilde düzenlenmeli, cezalar tutuksuz yargılanma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması olarak uygulamaya olanak verilen sınırların üzerine çıkarılmalıdır.

Tıbbi hatalarda kurumsal sorumluluğu görmezden gelerek hekimleri ödemeyecekleri tazminatlara mahkum eden uygulamaların önlenmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.

Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan halkın sağlığını atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmeli, hasta randevuları her hastaya en az 20 dakika ayrılacak şekilde düzenlenmelidir.

Bu 10 acil talep için aslında biz 3 gündür alanlardayız. Belki şuan muhalefette olan ama belki geleceğini iktidarı olabilecek bir potansiyele sahip DEVA Partisine de bu 10 acil talebi iktidara gelirlerse uygulamalara konusunda şimdiden uyarmış olalım”.