Haber Merkezi
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ferhat Berkpınar’ın göz altına alınmasına ve İpsala’da 19 mültecinin donarak ölmesine tepki için İHD Mersin Şubesi tarafından Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasını okuyan İHD Mersin Şube Eş Başkanı Zeynep Benli, “İnsan Hakları derneği kurulduğu günden bugüne onlarca şubesinde binlerce üyesiyle toplumun her kesiminden vatandaşın başvuruları üzerine insan hakları mücadelesi yürüten büyük bir insan hakları örgütüdür. Ne yazık ki ülkemizde hak mücadelesi yürütmek her dönemde; kimi zaman linç edilmekle, kimi zaman hapsedilmekle, kimi zaman öldürülmekle ya da kaybedilmekle cezalandırılmıştır” dedi.
İktidarın her kesime yoğunlaşan baskılarının son zamanlarda derneklerine de yöneldiğini ifade eden Benli, “Derneğimizin Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in ifade özgürlüğü kapsamındaki konuşmaları nedeniyle aldığı hapis cezaları kaldırılımazken, yine Eş Genel Başkanımız Öztürk Türkdoğan’a adeta birileri tarafından düğmeye basılmışçasına ardı ardına ceza davaları açılmaktadır. Bu davaların açılma nedeni, dernek faaliyetleri ve hak ihlallerine ilişkin düşüncelerin açıklanmasıdır” şeklinde konuştu.
“HUKUK OYUNU OYNANDI”
3 Şubat’ta İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ferhat Berkpınar hakkında Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği kararı ile gözaltına alınarak ev ve iş yerinde arama kararı verildiğini anlatan Benli, “Kararda Ferhat Berkpınar’ın iş yerinin sanki İHD Diyarbakır Şube ofisiymiş gibi yazılması iyi niyetli olmayıp, insan hakları çalışmalarının suçlulaştırılmasını amaçlayan bir hukuk oyunudur. CMK ilgili hükümleri gereği, bir kişi ile ilgili soruşturmada ancak ve ancak üstü, evi, işyeri aranabilir. Bunun dışında arama kararı çıkarılması kanunun açık ihlalidir. Gönüllü olarak çalışma yürüttüğü İHD Diyarbakır Şubesi, Ferhat Berkpınar’ın kişisel iş yeri değildir” ifadelerini kullandı.
“ARAMA KARARININ DIŞINA ÇIKILDI”
Karara istinaden, İHD Diyarbakır Şubesi’nin ofisinin sabah saatlerinde, şube başkanına haber verilmeden çilingir marifetiyle açtırılarak arama yapıldığını kaydeden Benli, “İşlem sırasında şube yönetim kurulu üyesi Ferhat Berkpınar’ın odası dışında, şube girişinde bulunan şube çalışanına ait masada da arama yapılmış ve böylece arama kararının dahi dışına çıkılmıştır. Arama başladıktan sonra şube binasına gelen şube başkanı ve dernek avukatlarının aramanın hukuka aykırı olduğu ve arama kararı dışına çıkılarak arama yapıldığına dair itirazları arama tutanağına yazılmamış böylece bir hukuka aykırılık daha gerçekleştirilmiştir. Bu şekilde, kanuna aykırı ve keyfi bir karar çıkarılması, çıkarılan karara bile aykırı arama yapılması, her açıdan kaygı vericidir. Bu şekilde insan hakları çalışmalarının suçlulaştırılması ve bir süredir başta İHD yöneticileri olmak üzere insan hakları savunucuları üzerindeki yargı baskısının sürdürülmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır” şeklinde konuştu.
“ARKADAŞIMIZ BİR AN ÖNCE SERBEST BIRAKILSIN”
Kurumlarının avukatlarının gerekli itiraz ve şikayetlerde bulunacağını ifade eden Benli şunları söyledi:
“Bütün bu işlemleri yapan kolluk birimleri ile yargı mensuplarına hatırlatmak isteriz ki, bu yöntemler bir dönem Türkiye!de sıkça uygulandı ve bunu uygulayanlar şimdi yargı önünde hesap vermektedirler. Özellikle yargı mensuplarının, siyasal iktidarın yargı yolu ile baskı politikalarına araç olmamalarını ve evrensel insan hakları norm ve ilkelerini hatırlamalarını tavsiye ederiz. Gözaltına alınan arkadaşımız Ferhat Berkpınar’ın bir an önce serbest bırakılmasını ve her türlü hukuki hakkının korunmasını talep ederiz.”
“SINIRLARDAKİ MÜLTECİ ÖLÜMLERİ DURDURULSUN!”
2 Şubat 2022 tarihinde Edirne'nin İpsala ilçesi’nde Yunanistan tarafından geri itilen 22 mülteciden 19'unun donarak hayatını kaybettiği olaya da değinen Benli, “Bu olay; ülkelerin taraf oldukları uluslararası insan hakları sözleşmelerinden doğan sorumluluklarını ve mülteci haklarını hiçe sayarak uyguladıkları can alan mülteci politikalarına karşı ulusal ve uluslararası insan hakları mekanizmalarının harekete geçirilmesini, 19 mültecinin ölümü ile sonuçlanan olay hakkında etkin soruşturma yürütülerek olayın aydınlatılmasını ve sorumlularının tespiti ile ulusal ve uluslararası hukukun işletilmesini zorunlu kılmaktadır. Uluslararası sözleşmelere uygun hareket etmeyen Türkiye dahil tüm devletler, mülteci düşmanlığından beslenen politikacılar ve siyasi partiler bu kayıplardan aynı derecede sorumludur. Mültecilerin dünyanın her yerinde insanca yaşama haklarını olduğunu savunan hak savunucuları ve sivil toplum örgütleri olarak, bu insanlık suçuna ortak olmak istemeyen herkesi Yunanistan başta olmak üzere tüm devletlere sorumluluklarını hatırlatıyoruz. yunanistan'ın "geri itme" uygulaması önlensin! Sınırlardaki mülteci ölümleri durdurulsun! Edirne'de donarak yaşamını yitiren mülteciler için ceza adaleti sağlansın” ifadelerini kullandı.